700 bine yakın ağacın katledildiği Kaz Dağları'nda orman köstebek yuvası oldu
ÇEVREKamuoyunda hükümete yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding’in Kazdağları’nda başlattığı doğa tahribatı karşısında çevreci vatandaşlar direnişlerinin 36. gününe girdiler. Yaşam savunucuları ve köylüler, bir yandan Danıştay'dan gelecek olumlu haberi beklerken diğer yandan soğuk ve fırtına ile mücadelelerine devam ediyorlar.
Cengiz Holding’in Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekirler köyünde hayata geçirmek istediği Halilağa Bakır Madeni projesine karşı yurttaşların ve doğa savunucularının direnişi 36 günü geride bıraktı.
Birgün'ün paylaştığına göre, İş makinaları alanda çalışmalarına devam ederken, ağaç kesimi de sürüyor.
Yaşam savunucuları, 600-700 bine yakın ağacın kesildiğini belirterek ‘‘Kaz Dağları adeta köstebek yuvası gibi delik deşik edildi. Hiç mi vicdanınız yok?’’ dedi.
GÖZLER DANIŞTAY’DA
Kaz Dağları’nda bakır altın madeni işletmek isteyen Cengiz Holding’e bağlı Truva Bakır A.Ş Hacıbekirler köyü yakınındaki ormanlık alanda bir aydır kesim yapıyor. Kesimin yapıldığı alanda “Kaz Dağı’ndan defol Cengiz” pankartı ile maden kamyonlarının önünü keserek çalışmalara engel olmaya çalışan yaşam savunucuları, soğuk, fırtına ve yağışlı havaya aldırış etmeden direnişi sürdürüyor. Kaz Dağları Ekoloji Platformu Koordinasyon üyesi Füsun Kayra, BirGün’e yaptığı açıklamada ‘‘Kesimin üçte ikisinden fazlası bitti. 600-700 bini geçen ağaç kesimi yapıldı. Alanda 1 milyon hatta daha da fazla ağaç kesilecek’’ dedi. Geçen hafta Yanıklar Köyü mevkiindeki Truva Bakır Maden İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan Feldspat Ocağı projesi ile ilgili “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için açılan davada yürütmeyi durdurma kararı çıktığını anımsatan Kayra ‘‘Bu önemli bir karardı’’ diye konuştu. Çalışmaların yapıldığı ve 'ÇED olumlu' kararı veilen bölgenin 6 bin dönüm olduğunu anlatan Kayra ‘‘Yürütmenin durdurulması için açtığımız dava 5 aydır Danıştay'da. Bilirkişi raporu 'burada böyle bir maden açılamaz, kamu yararı yoktur' demişti. Danıştay'dan çıkacak kararı bekliyoruz. ‘Hukukun prensipleri geçiyor olsaydı Danıştay süreci devam eden bir yerde böyle bir şeye başlanmazdı’’ dedi.
Yaklaşık 3 hafta kadar önce köy halkı ile TBMM'ne giderek siyasi partiler ile görüştüklerini de dile etiren Kayra, şöyle devam etti: "Danıştay sürecine ilişkin CHP, DEM, İYİ Parti ile görüştük. Ayrıca CHP Genel başkanı Özgür Özel'den bir konteynar talep ettik. Çünkü bu bölge çok rüzgarlı ve fırtına var. Çadırımız uçtu. Kışın dağda bir çadır kurmak mümkün değil. Dolayısıyla kapalı bir mekân olması gerek. Dün ilk kez jandarma çağırdılar. Ağaç kesimini durdurmak bu kadar rahatsız etmemişti onları. Ama iş makinalarının bir iki saat durdurulmasına bile tahammülleri yok. Burada yapılan katliam üreticileri de ciddi şekilde etkiliyor. Mesela Ezine peynirinin sütünün yüze 60'ı Bayramiç'ten gidiyor. Bu bölgede hayvancılık bittiğinde Ezine peyniri artık Ezine peyniri olmayacak.’’
SOĞUK HAVAYA RAĞMEN DİRENİŞ
Trabzon’un Çaykara ilçesindeki önemli turizm merkezlerinden Uzungöl’de Danıştay’ın iptal kararına karşın hidroelektrik santral (HES) projesinin yeniden başlatılmak istenmesine karşı bölge halkının direnişi bir aydır sürüyor. Soğuk ve karlı havaya karşın konteynarda direnişi sürdüren halk ‘‘HES projesinden bir an önce vazgeçin’’ çağrısını yineledi. Uzungöl Çevre Koruma Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Abdullah Özen, ‘‘Uzungöl’de 1 metre kar var. Mücadelemiz her koşulda sürecek’’ dedi.
***
HARİTADAN SİLİNMEK İSTEMİYORUZ
Hacıbekirler köyünden 60 yaşındaki Gülferit Güven ‘‘Bu köyde doğdum, burada büyüdüm. Ağlamaktan perişan olduk, sesimizi duyurmak için Ankara’ya kadar gittik. Çok acı şeyler yaşıyoruz, yetkililerden seslerimizi duymasını istiyoruz’’ dedi. Zeynep Yıldırım ise ‘‘Bu projeyi yaptırmamak için sonuna kadar direnişimizi sürdüreceğiz. Bunlar geldikçe biz üstlerine gideceğiz. Herkesten yardım istiyoruz, bizi görsünler. Katliam büyük, bir tarafı durduruyoruz, başka tarafta doğa katliamı başlıyor. Köstebek yuvası gibi Kaz Dağlarının her yerini deliyolar. 5-6 tane kepçe var, birini durduruyoruz, diğerini kesiyorlar. Sesimizi duyurmak için mücadelemizi sürdüreceğiz, 5 köy bu proje ile haritadan silinecek, bunu istemiyoruz. Torunlarımıza güzel bir gelecek bırakmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Gözyaşları içinde konuşan 80 yaşındaki Şerife Can ise şunları dile getirdi: "Tekerlekli sandalyem ile Ankara’ya gittim, mücadele ediyorum. Madenin durmasını istiyorum, bizim gücümüz buna yetmiyor. Sesimizi duyurmak istiyoruz. Burada yaşadık, burada büyüdük. Nereye gidelim?"
İlginizi Çekebilir