ABD tarihinin en önemli seçimleri
M. ÖZEL1789 yılından bugüne dek Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen 60 seçim arasında en önemli 10 tanesini haberimizde listeleyeceğiz. Peki, Kamala Harris ve Donald Trump’ın karşı karşıya geleceği, 2024 ABD Başkanlık Seçimleri kendisine kaçıncı sırada yer buluyor?
Oğuz Büber - Muhalif Analiz
Nasıl Türkiye’de 14 Mayıs Genel Seçimleri için kader seçimi denildiyse, Amerika Birleşik Devletleri’nde de 5 Kasım Seçimleri için Amerikan demokrasisinin kıyamet günü deniliyor. Bu ifadeyi kullanmaları boşuna da değil. Adaylardan birisinin 2020 seçimlerine hile karıştırdığı ve Anayasal düzlemde güven vermediği akla geldiğinde; Amerika’nın başına gelecekler vahim hatta facia olarak nitelendirilebilir.
Birçok Amerikan bu seçimin hayatlarının en önemli seçimi olduğunu inanıyor. Fakat bu durum geçmişteki 59 başkanlık seçimiyle kıyaslandığında ne ölçüde doğru?
Yaşadığımız an bizim için en değerlisi kuşkusuz. Tarihtekiler de böyle hissetmişti. Ancak üzerinden belirli bir zaman geçtiğinde daha net bir şekilde idrak edebiliyoruz, hangisinin diğerinden üstün olduğunu.
Amerikan medyasında da yer alan en önemli 10 seçim önem sırasına göre tersten sıralanmıştır:
10. 2008 Seçimleri: Obama - McCain
Tek dönem senatörlük geçmişi olan Barack Obama, madalyası bulunan savaş gazisi Arizona Senatörü John McCain’i yenmeyi başarmıştı. Obama 365’e karşı 173 ile benzerine rastlanmayacak bir seçim galibiyeti almıştı.
Seçimin en önemli noktası ise ilk kez bir siyahi, ülkedeki en yüksek makama oturacaktı. Bu durumu Obama zafer konuşmasında da dile getirmişti:
“Hala Amerika’nın her şeyin mümkün olduğu bir yer olduğundan şüphe eden, kurucularımızın düşlerinin günümüzde hala yaşayıp yaşamadığını merak eden, demokrasimizin gücünü hala sorgulayan birileri varsa, işte onlara cevabımız bu gecedir.”
9. 1964 Seçimleri: Johnson - Goldwater
John Kennedy’nin 1963 yılında öldürülmesinden sonraki Kasım ayında, Lydon Johnson seçimleri ezici bir üstünlükle kazanmıştı. Johnson selefinin sivil haklar hareketine yönelik verdiği sözleri tutma niyetindeydi.
Martin Luther Kingdom Jr. ve beraberindekilerle çalışmalar gerçekleştiren Johnson, iki önemli yasa tasarınının geçirilmesi için baskı yapmayı başarmıştı. Johnson için ‘1964 Sivil Haklar Yasası’ ve ‘1965 Oy Hakları Yasası’ özellikle de ikincisi ‘savaş meydanında kazanılmış bir zafer kadar değerli’ idi. Irksal nitelikteki engelleri birer birer yok eden bu iki yasa; yerel, eyalet ve federal alanlardaki seçim ortamını sonsuza dek değiştirmişti.
8. 1932 Seçimleri: Franklin Roosevelt - Hoover
Franklin Roosevelt’in uzun süren iktidarında iç siyaset kadar uluslarası siyaset gündemi de yoğundu. Büyük Buhran döneminde başlayan dört dönemlik başkanlığı İkinci Dünya zaferinin eşiğinde sona ermişti.
1929 yılında Herbert Hoover yönetimindeki Amerika borsadaki çöküşle ekonomide bataklığı saplanmıştı. Roosevelt; ülkeyi ekonomik krizden kurtarmış, Sosyal Güvenlik sitemini getirmiş ve dünyanın Nazi egemenliğinden çıkmasında yardımcı kuvvet olmuştu. 1932 yılındaki seçimin, uluslarası çapta yankılarına günümüzde bile şahit olabiliriz.
7. 2000 Seçimleri: Bush - Gore
Bugün bile bu seçimin sessiz bir darbe, dolandırıcılık olduğunu iddia edenler var. Seçim yarışı, 7 Kasım gecesi geç saatlere kadar sürdü ve Florida eyaletinde Cumhuriyetçi başkan adayı George W. Bush'un kardeşi Jeb Bush'un vali olduğu yerlerdeki oy pusulalarıyla ilgili şüpheler sonucu belirlenemedi. Haftalarca süren “asılı pusulalar” ve “kelebek oy pusulaları” ile yapılan yeniden sayım süreçleri büyük bir kaos yarattı. Oy sayımları Gore’un lehine görünse de, çeşitli bürokratik ve hukuki kararlar Bush lehine devam etti. Kısa süre sonra Bush ve Gore tarafları davalık oldu ve Yüksek Mahkeme, 5-4 oyla Bush lehine karar verdi. Başkan Yardımcısı Al Gore, Kongre'deki ortak oturumda Bush'un zaferini resmen onaylayarak seçimi tamamladı.
Bazıları Amerika’nın demokratik sisteminin bu süreçte ayakta kaldığını savunurken, birçok kişi seçimin adil olmadığını, özellikle binlerce Floridalının oy hakkından mahrum bırakıldığını düşünüyor. ABD Sivil Haklar Komisyonu’nun araştırmasına göre seçim, Oy Hakkı Yasası’nı ihlal etti. Temsilci Barbara Lee, “Her oy sayılmazsa oy kullanmanın anlamı kalmaz,” diyerek tepki gösterdi.
Sonraki sekiz yılda, Bush ve yardımcısı Dick Cheney’nin yönetiminde üç büyük kriz yaşandı: 11 Eylül saldırıları (öncesinde yapılan çok sayıda uyarıya rağmen gerçekleşti), Afganistan ve Irak’taki uzun ve yıkıcı savaşlar, ve Katrina Kasırgası’na yetersiz müdahale. Bu krizlerin bedeli ise yüz binlerce ölüm oldu.
6. 1796 ve 1800 Seçimleri: Adams - Jefferson - Burr
Yalanlar, çamur atma, şantaj, çelişkili ittifaklar… Ulusun kaderini tayin edecek bu seçimlerde hepsi vardı. 1796’da John Adams, Thomas Jefferson’a karşı zafer kazandı. Jefferson ise 1800’de Adams’ı yendi ve ardından Temsilciler Meclisi’nde on birinci saatte gerçekleştirilen oylamada Aaron Burr’ü alt etmeyi başardı.
Dört yıl aradan sonra Burr Washington’ın önemli müttefiki Alexander Hamilton’ı bir düelloda vurarak canını alacaktı. Buna karşın genç ülke, kurucularından Jefferson ve Adams’ın dümende olduğu temel ilkelerinin birçoğuna bağımlı kaldı.
5. 1920 Seçimleri: Harding - Cox
Amerikalı kadınlar 104 yıl önce ilk defa federal seçimde oy kullanma merkezlerine gidip oylarını kullanabildiler. Tabii bu hakkın yalnızca beyaz Amerikalılara verildiğini belirtelim. Diğer etnik gruplara dahil olan Amerikalı kadınların böyle bir hakları bulunmuyordu. Bunun yanı sıra, bu dönüm noktası 1848 yılındaki New York Seneca Falls’ta düzenlenen ilk kadın hakları kongresine uzanmakta ve üç kuşak boyunca devam etmekteydi.
4. 2020 Seçimleri: Biden - Trump
2020 yılının Kasım ayında Joseph Biden, Donald Trump'ı yenerek başkan seçildi. Fakat 6 Ocak 2021'de, Kongre’nin seçim sonuçlarını onaylayacağı gün, Trump bu sonucu kabul etmedi. Haftalarca seçimle ilgili şikayetlerde bulunduktan sonra Washington DC'deki Ellipse'te destekçilerine konuşarak, onları “cehennem gibi savaşmaya” çağırdı ve “Eğer bu mücadeleyi vermezseniz, bir ülkeniz olmayacak,” dedi. Bu konuşmanın ardından bazıları silahlı olmak üzere kalabalık bir grup, Kongre’nin seçimi onaylamasını engellemek amacıyla ABD Kongre Binası'na saldırdı. Çıkan olaylarda isyancılar polisle çatışarak yaklaşık 140 kişiyi yaraladı, temsilcilerin ofislerini yağmaladı ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’i asmakla tehdit etti. (Dört gösterici olay yerinde öldü; saldırıyla bağlantılı olarak beş polis memuru da sonrasında hayatını kaybetti. 1.000'den fazla kişi suçlu bulundu.)
Bu olay, Amerikan siyasi tarihinin en karanlık günlerinden biri olarak anılıyor. Yürütme yetkisinin devri için anayasal olarak gerekli olan mekanizma yaklaşık altı saat durdu. Ancak Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri, seçim sonuçlarını onaylamakta kararlıydı. Akşam 8 civarında Pence’in başkanlığında yeniden toplandılar ve seçmen oylarının 306’ya 232 sayılmasıyla Biden resmen Amerika’nın 46. başkanı oldu. Bir hafta sonra Trump, “ayaklanmaya teşvik” suçlamasıyla ikinci kez Temsilciler Meclisi tarafından suçlandı, ancak bir ay sonra Senato tarafından da aklandı.
3. 2024 Seçimleri: Harris - Trump
Gelelim bugünkü seçime… Adaylardan Kamala Harris seçilmesi durumunda; Amerika'nın ilk kadın başkanı olacak. Ve görevi devraldığında, son dört yıldan sonraki sürece göre daha sorunsuz bir geçiş yapabilecek. Ayrıca, “faşist” olarak tanımladığı eski başkana karşı ülkenin koruyucusu rolünü üstlenecek. Rakibi ise seçilirse bir gün “diktatör” olabileceğini ima etti. Göçmenleri geniş çapta sınır dışı etmeyi, “iç düşmanlarla” mücadele etmeyi planladığını söylüyor. Ayrıca 2020 seçimlerinin çalındığına dair yanlış iddialarda bulundu, 2024 seçimlerinin dürüstlüğü konusunda şüphe uyandırdı ve 2022 ara seçimlerinden sonra, “Bu tür büyük bir sahtekarlık, Anayasa’da yer alan tüm kuralların feshedilmesine olanak tanır,” dedi. Yüksek Mahkeme'nin Temmuz ayında, bir başkanın “resmi” görevlerinden ötürü “cezai kovuşturmaya” karşı “mutlak dokunulmazlığa” sahip olabileceği yönündeki kararıyla birlikte 5 Kasım seçimlerinin önemi daha da artmış durumda.
2. 1860 ve 1864 Seçimleri: Lincoln - Breckenridge ve Lincoln - McClellan
Abraham Lincoln'ün ilk yemin töreninden sadece beş hafta sonra İç Savaş patlak verdi. Düşünceli bir Illinois'li avukat ve zeki bir siyasi stratejist olan bilinen Lincoln, bu seçimi kazanmasaydı; bir sonraki seçimde, iki yıl önce görevden aldığı general George McClellan’a karşı galip gelmeseydi; bölünmüş ülkeyi tekrar “Birleşik Devletler” olarak bir araya getirmeye çalışmasaydı; ve savaş sırasında güçlü bir başkomutan olarak görev yapmasaydı, bugün Amerika Birleşik Devletleri isimli bir ülke olmayabilirdi. Ayrıca, köleliğin sona erdirilmesi konusunda gösterdiği liderlik de oldukça önemliydi.
1. 1789 Seçimleri: Washington - Adams
George Washington, Şubat 1789’da yapılan seçimde 69 seçmenin tamamının oyunu alarak başkan seçildi; ikinci sıradaki John Adams ise başkan yardımcısı oldu. Amerika'nın ilk başkanı olarak Washington, 1796’da görevinden ayrıldığında, ülkenin 248 yıllık temsili demokrasi deneyimine örnek teşkil eden barışçıl bir iktidar devri gerçekleştirdi.
İlginizi Çekebilir