Belgrad Ormanı’na neler oluyor?
M. ÖZELBelgrad Ormanı'nın 1.150 hektarlık kısmının "milli park" statüsüne düşürülerek imara açılması kararı, çevre ve doğa koruma örgütlerinin büyük tepkisini çekti. İstanbul'un "akciğeri" olarak bilinen orman, Osmanlı döneminden bugüne dek "muhafaza ormanı" statüsüyle en üst düzeyde korunuyordu. Fakat gerçekleştirilecek yeni düzenlemeyle bu alanda oteller, kamp alanları ve yollar inşa edilebilecek…
Oğuz Büber - Muhalif Analiz
Yapılacak değişikliğin ormandaki ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği yok etmeye neden olacağı belirtilirken, Kuzey Ormanları Savunması gibi çevre grupları bu duruma dikkat çekmek için protestolar düzenliyor.
Uzmanlar, bu yapılaşma sürecinin bölgenin doğal dengesini bozacağı ve su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
Kararın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp onaylanmayacağı henüz net değil, ancak çevreciler bu sürecin durdurulması için çağrılar yapmaya devam ediyor.
“Belgrad Ormanı’na neler oluyor?” başlığının detaylarına inmeye başlayalım…
5.237 hektarlık ormanın 1.150 hektarlık kısmı milli park olarak ayrılmak isteniyor. Milli park kulağınıza nahoş gelmeyebilir ve ne var ki bunda diyebilirsiniz? Ancak zaten ‘muhafaza ormanı’ gibi korunma konusunda gerekli yeterlilikleri sağlayan bir statüden çeşitli riskleri barındırabilecek bir statüye geçmesi (milli park) akıllara pek de iyi niyet taşımadığı sorusunu getirebilir.
Muhafaza Ormanları’nın yönetimi Orman Genel Müdürlüğüne ait iken milli parkların yönetimi ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne ait. 2011 senesinde mesire alanı olan ve doğa koruma değeri olmayan alanlar Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne gelir sağlamak için bir gecede tabiat parkı ilan edildi. Sadece bu örnek bile statü değişiminde karşılaşacaklarımızı anlamak için yeterli.
Örnekleri çoğaltmamız gerekir ise de; Uludağ, Kazdağı, Longos, Kızılbük gibi yerleşkeleri sayabiliriz…
Kazdağları’nda milyonlarca ağacın yok edildiği bölge:
Kızılbük Sinpaş inşaatı bölgesi:
Muhafaza ormanlarına sadece belli durumlarda yol ve bina yapılmasına izin veriliyor. O da ormancılık hizmetleriyle ilgili yol ve binalar. Bu yerlere maden arama ve işletme ruhsatı verilmediği gibi taş, kum, çakıl ocağı da açılamıyor.
Milli parklar ise uzun devreli gelişme planı ile yönetilmektedir. Planlarda yer alması durumunda otel, bungalov, kırevi, karavan kampı, lokanta, kır kahvesi gibi tesisler yapılabiliyor.
Diğer bir kıyaslamayı madencilik konusunda yapabiliriz. Muhafaza ormanlarında madencilik yapılamazken milli parklarda maden – petrol arama izni verilebilmektedir.
Milli parklar ‘korunan alan’ olarak ifade edilirken, muhafaza ormanları; çevre sağlığını ve yerleşim yerlerini koruyan alan olarak tanımlanmaktır.
Muhafaza ormanları, koruyan orman niteliklerinden kaynaklı olarak çok az müdahaleye maruz kalmalıdır. Fakat milli parklarda kullanım ön plana çıkmakta ve bu da birçok milli parkta gördüğümüz kadarıyla yapılaşmayla sonuçlanmaktadır.
Uludağ Milli Parkı’ndaki yapılaşmanın gözle görülür kısmı:
Tüm bu bilgiler ışığında İstanbul’un önemli doğal değerlerinden olan Belgrad Ormanları’nın ‘muhafaza ormanı’ statüsünün korunması kararı en mantıklı seçim olacaktır. Milli park tercihi ilerleyen zamanlar için ormanı istismara açık bir hale getirecektir.
2013 yılından beri İBB yönetiminde olan Belgrad Ormanı’nın imara açılması kararı için belediyenin yürütmeyi durdurma kararı aldırdığı belirtiliyor. Sürecin ve dolasıyla İstanbul’un akciğerlerinin geleceğini hep birlikte göreceğiz…
İlginizi Çekebilir