© Muhalif 2024

Bükemediğin bileği öpeceksin!

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in geride kalan haftada hukukun zorlanarak usulsüz arama ve gözaltı süreçleri sonunda tutuklanması kuşkusuz sadece Esenyurt ile ilgili değil. Bu karar, iktidar tarafından yargının araçsallaştırılmasının en yeni örneğidir.  Maksat, İmamoğlu'na , CHP'ye önümüzdeki seçim öncesinde yara vermektir. Bunu Mısır'daki sağır sultan bile biliyor. 

Bir yandan Öcalan'a gel mecliste konuş diye çağrı yapacaksınız, bir yandan yolu karakola bile düşmemiş akademisyen ve çok uzun yıllar üniversitede önemli kamu görevleri yapan bir belediye başkanına 10 yıl geriye giderek geçmişe dönük telefon temasları üzerinden örgüt üyeliği suçlamasında bulunacaksınız... Yok böyle bir tezat! 

Anlaşılıyor ki 'ahmak' davasından birşey çıkaramayacak siyasi irade. Anlaşılıyor ki İmamoğlu'nun önünü kesmeye dönük başka planlar devreye sokulacak. 

CHP'NİN  ARTIK İMAMOĞLU'NU AÇIKLAMASI KAÇINILMAZ 

AK Parti iktidarını, Erdoğanizmi sürdürmek için ne yapacağını şaşırdı malum zevat.  Yargının iğdiş edildiği, demokrasinin iyice ayaklar altına alındığı bu süreçte CHP'nin artık 2023 öncesindeki hatayı yinelemeden İmamoğlu'nu müstakbel cumhurbaşkanı adayı olarak açıklaması gelinen bu noktada farz olmuştur. 

İmamoğlu, CHP'nin doğal cumhurbaşkanı adayıdır zaten. Üç kez İstanbul'da zafer kazanan, aslında Erdoğan'ı sandıkta perişan eden siyasi figürdür. Aynı zamanda kendi partisinin önceki lideri⁸nin gadrine uğramıştır.  Yüzde yüzde yüz kazanacağı bir seçimde kendi partisi tarafından diskalifiye edilmiştir! İmamoğlu'nun müstakbel aday olarak açıklanması iktidarın elini ayağını dolaştıracaktır. Yeter ki CHP  cesur olsun, tereddüt etmesin. Koşulların dayattığı erken adaylığı ve erken seçimi işaret etsin. Ki, son gelişmeler sonrasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, doğru bir yaklaşımla erken hatta hemen seçimi işaret etmiştir. 

ZOR, OYUNU BOZAR! 

Öteyandan İmamoğlu da Özer'in gözaltına alınmasından bir gün önce, Cumhuriyet Bayramı'nda çıktığı kürsüde "Cumhurbaşkanı adayı" gibi konuşmuştur. İmamoğlu, Esenyurt'taki gelişmenin ardından CHP'nin düzenlendiği halk buluşmasında da güçlü bir metafor kullanarak şöyle demiştir: 

"Bu bileği görüyor musunuz? Seçimlerde bükemediğiniz bu bileği yasaklarla ve kayyumlarla bir milim bile bükemeyeceksiniz."

Hatırlayalım; İmamoğlu'nun ceketini çıkardıktan sonra gömleğinin kollarını sığaması metaforu vardı. Yeni metafor da en az önceki kadar hatta daha fazla etkili olacaktır. 

CHP'nin İstanbul'daki TBMM Grubu Çalışma ve Değerlendirme Toplantısında da bir konuşma yapan İmamoğlu'nun, bir lider sorumluluğu ile partisine daha cesaretle iktidar hedefine yürümeyi işaret ettiğini şaşırmadan gördük. Evet, millet CHP'yi çağırıyor ve CHP'nin bunu artık iyice kavraması, içselleştirmiş olması gerekiyor. Kısacası İmamoğlu, CHP yönetimine diyor ki, "Zor, oyunu bozar!"

Erdoğan ise bileğine güvenemiyor! Devamlı rakibini güreşmeden diskalifiye etmek telaşında. Hakem kararı ile sonucu almak istiyor. Ekrem İmamoğlu'ndan bu kadar çekinmesini anlamak hiç de zor değil. Çünkü normal bir zeminde karşı karşıya gelirse tuş olacaktır! 

ERDOĞAN'I KUYUDAN KİM ÇIKARMIŞTI?

Demokrasiye şaşı bakan Erdoğan'a 

yararı olmayacağını biliyorum ama AK Parti'nin seçmenlerine iki noktayı hatırlatacağım. 1)Erdoğan'ın başkanlığı düştüğünde Fazilet'in İBB Meclisi'nde çoğunluğu yoktur ama yine de meclis Erdoğan'ın partisinden A. Müfit Gürtuna'yı başkan seçmiştir. 2) AK Parti 2002'de tek başına iktidara geldiğinde Erdoğan milletvekili değildi. CHP, Siirt'te ön seçim yaptırarak Erdoğan'ın meclise girmesini ve Başbakan olmasını sağladı. Yani Erdoğan'ı bir bakıma kuyudan çıkardı. 

Peki Erdoğan'ın millet iradesini hiçe sayan tutumunu nereye koyacağız şimdi? Sandıkta aslanlar gibi yarışmak için yüreğiniz ve bileğiniz olacak! Arkadan dolanmayacaksınız! Kazanacak veya kaybedeceksiniz... Kaybederseniz bir dahaki seçime hazırlanacaksınız ve muhalefet görevini yerine getireceksiniz. Demokrasi böyle birşeydir. İktidar bulanık suda balık avlamak peşinde ama nafile. Oyun içinde oyun kurmaya çalışıyor. Kumpaslar birbirini izliyor. 

Memleketteki yıkıcı enflasyonun sonuçları ortada duruyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük barınma sorunu ortada duruyor. İnanılmaz kontrolsüz göç sorunu ortada duruyor. İktidar ise bu sorunları çözmek yerine eforunu abidik kubidik atraksiyonlarla, kumpaslarla ne yaparım da iktidarımı sürdürürüm derdinde. Durmaksızın "AK Parti devletini sürdürme yasalarına ek" çıkarıyor! 

YETER Kİ CHP SIKI DURSUN 

Ancak Erdoğan'ın şuursuz atakları sonuç vermeyecektir, bumerang olacaktır kanaatindeyim. Yeter ki CHP bütün hatlarıyla kavi olsun. Örgütüyle, milletvekili grubuyla, yerel yöneticileriyle dayanışmasını yükseltsin. İktidarın çok katmanlı oyun planında CHP'nin içini karıştırmak da var. İmamoğlu-Yavaş rekabetini gerilime dönüştürmek ve bunu aklı sıra derinleştirmek istiyor. Yavaş'ın CHP'nin doğal cumhurbaşkanı adayı olan, İstanbul'da üç kez Erdoğan'ı sandıkta deviren İmamoğlu'nun hakkını teslim edeceğini, bu konuda sorumlu davranacağını umuyor ve bekliyorum. Erdoğan, Yavaş'ın da aday olmasını çok arzu ediyor. Güya üçlü bir yarıştan çıkacağını düşünüyor ama öyle olsa bile ikinci turda havlu atacaktır. Oysa İmamoğlu ve Yavaş'ın Özel ile birlikte kafadan kürsüde olacağı bir seçim kampanyasının sonunda AK Parti'nin hezimet yaşama, mecliste de Türkiye İttifakı'nın 400, en azından 360'ı bulma olasılığı güçlüdür. Yavaş, Türkiye'nin İhvan rotasından, yarı-otoriter hibrit rejimden uzaklaşması doğrultusunda tavır alacaktır. CHP'nin de seçim sonrasında Yavaş'ı katkılarından dolayı onore edeceği çok önemli görevler vardır. Yavaş da o görevlerin hakkını verecek birikime sahiptir. CHP yönetiminin önünde bu aşamada farklı aktörleri ustalıkla aynı amaç için, iktidar için birlikte el ele, kol kola omuz omuza yürütülebilmesi görevi duruyor. Yaşayan önceki genel başkanların da bu süreçte akil tutumu önemlidir. Soru şudur öndeki aktörler için; kişisel beklentiler mi, Türkiye'nin Esenboğa mi? 

TARZAN ZOR DURUMDA 

Yeniden bilek metaforuna dönerek yazıyı noktalayalım... Meşhur bir halk sözü der ki "Bükemediğin bileği öpeceksin!" Erdoğan, İmamoğlu'nun gösterdiği o bileği öpmeye yanaşmıyor, buna niyeti yok. Öyle anlaşılıyor. Heyhat öpse de öpmese de fark etmez. Bu arada, Erdoğan'ın adaylığı CHP'nin elinde! Zira erken seçim olmazsa Erdoğan aday maday o-la-mı-yor! Tabiî şuna güveniyor: Meclise erken seçimi getirirsem, erken seçim diyen CHP reddedemez. Bakalım bu noktada neler olacak? Bekleyip göreceğiz. 

Tarzan zor durumda! Nereden baksa işi zor. İmamoğlu'nu görüyor rüyalarında belli ki ve işte o zaman afakan basıyor!

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER