CHP gözaltında olan Fernas işçilerine destek verdi: Neden sesleri duyulmuyor, ortalama ücret talebinin nasıl bir sıkıntısı olabilir?

AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun sahibi olduğu Fernas Madencilik’te personel madenciler, Ankara kurtuluş Parkı’ndaki açlık grevlerinin ikinci gününde gözaltına alındı. Parktaki 32 Fernas işçisi ve dört sendika görevlisi ’Kamu güvenliğini tehlikeye atmak’ iddiasıyla gözaltına alınırken, işçilerin ekmeklerine de el konuldu.

İşçilerin bağlı olduğu sendika maden ocağındaki toplu ölüm riskine dikkat çekiyor. Manisa Soma’da bulunan ve AK Parti’li vekile ait Fernas Madencilik’te personel işçiler, iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına ve düşük ücretlere karşı mücadele başlatmış, sendikaya üye oldukları için işten atılmıştı.

25 Eylül’de Soma’dan yürümeye başlayan işçiler 2 Ekim’de Ankara’ya ulaştı. Yaklaşık 2 haftadır Ankara’da bulunan işçiler, 2 gündür açlık grevindeydi.

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, TBMM’de Fernas işçilerinin direnişine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Pala, şunları söyledi:

“Fernas işçileri 2 aya yakın bir zamandır bir direniş sergiliyorlar. İki hafta önce Ankara’ya geldiler. Taleplerini iletmeye çalıştılar. Dün gece gözaltına alındılar. Fernas işçilerinden bir tanesi gözaltına alınmamıştı. Ama telefonlar toplanırken onun telefonunu da almışlardı. O işçiyle birlikte telefonunu bulmak için hastaneye gittiğimizde bütün telefonlar içerisinde kendi telefonunu almaya çalıştı. Polis, telefonu açmasını istedi. Telefon kırmızı kaplı. O işçi, telefonu açmaya çalıştı. Uzun zaman telefon açılamadı. Bize dönüp ‘annemin telefonu’ dedi. Çünkü yeni telefon alacak parası yok.

“Çalışma Bakanlığı özel sektöre ait madenleri denetlemekten neden ısrarla kaçınıyor”

Bu işçilerin iki talebi hiç olmaması gereken bir talep. İlk olarak, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınsın diyorlar. İkinci olarak ise Çalışma Bakanlığı iş yerimizi denetlesin diyorlar. Üçüncü olarak da Soma’daki bu işte çalışanların ortalama ücretleri kadar ücret verilsin. Son olarak da işten haksız yere çıkartılan emekçilerin işe alınmasını talep ediyorlar. Bir ülkede eğer emekçiler, ‘Çalışma Bakanlığı bizim bulunduğumuz yeri denetlesin’ demek zorunda kalıyorlarsa bu durum, bu ülkenin utancıdır. Bu, bu ülkenin Çalışma Bakanı’nın utancıdır. Ben şu ana kadar Çalışma Bakanı’ndan Fernas işçilerinin eylemlilik sürecine ilişkin bir değerlendirme duymadım. Basit soru şu. Çalışma Bakanlığı özel sektöre ait madenleri denetlemekten neden ısrarla kaçınıyor?

“Beline kadar su içerisinde çalışmak zorunda kalan işçilerden söz ediyoruz”

İşçilerle konuşurken koşulların ne kadar kötü olduğuna hep birlikte tanıklık ettik. Bazen beline kadar su içerisinde çalışmak zorunda kalan işçilerden söz ediyoruz. Fernas işçileri Ankara’ya gelirken yalınayak geldiler. Meclis’e yalınayak geldiler, Kurtuluş Parkı’nda yalınayak eylemliklerini sürdürdüler. Bir doktor olarak yalınayak durmalarının onların sağlığını olumsuz etkileyeceğini söylemeye çalıştım. Aynı zamanda, gözaltına alındıkları sırada 36 saattir açlık grevine başlamışlardı. Onlar bana dönerek ‘Biz zaten madende çalışırken kimi zaman belimize kadar su içerisinde çalışmak zorunda kalıyoruz. Yalınayak dolaşmak bizim sağlığımızı etkileyecek durumda değil’ dedi.

“Ortalama ücreti talep etmenin nasıl bir sıkıntısı olabilir? Niye bu ses duyulmuyor”

Fernas, AK Parti milletvekilinin sahip olduğu bir şirket. Bir patron işçilerin emeğini sömürerek, kar maksimizasyonu yaratıyor. Aynı zamanda bu yüce Meclis’in çatısı altında bulunan milletvekillerinden bir tanesi. Bu sürecin bir an önce çözüme kavuşturulması gerekir. Emekçilerin talepleri karşılanması güç talepler değil. Ortalama ücreti talep etmenin nasıl bir sıkıntısı olabilir? Niye bu ses duyulmuyor? Bu emekçilerin, emekçilerin eşlerinin, çocuklarının yerine bu ülkede yaşayan herkes on saniyeliğine kendisini koysun. Bu kadar zor koşullar altında çalışmak zorunda kalan emekçiler dün gece maalesef, seslerinin duyulmasından birileri rahatsız olmuş ki gözaltına alınarak sesleri kesilmeye çalışılıyor. Onların seslerinin kesilmesine biz razı olmayacağız. Onların mücadelelerine destek vermeye devam edeceğiz. Bu insanların çektiği acı yeter. İnsan olan biraz bu acıyla empati kurar ve onların sorunlarını çözmek için çaba gösterir.”