CHP Hatay’da kazanmak istemiyor ki...
GÜNDEMİklim gazetecisi yazarımız Yasemin Mıstıkoğlu’nun teması çerçevesinde yazdığı yazılara tüm Muhalif okurları alışık. Fakat Mıstıkoğlu bu sefer bir farklılık yapıyor ve “Hatay benim de şahsi meselem” diyerek memleketi Hatay’la ilgili bir yazı kaleme alıyor.
Yıllar önce bıraktım siyasi muhabirliği. Parlamento muhabirliğimle birlikte siyasetçi eşi de olunca; ülkemizde siyasetin yapılmadığını, yaptırıldığını anladım. Bazıları tarafından sahte gündemler yaratılıyor, biz gazeteciler de o sahte gündemin peşinden koşmak zorunda kalıyorduk. Haber olarak önümüze sundukları değil de aslında, arkasında olup bitenlerdi haber olması gerekenler, onları da yapmamıza izin vermezdi başımızdaki patronlar. Tıpkı şu anda CHP’nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayı belirleme ve sonrasındaki süreçte yaşananlar gibi. CHP’nin Lütfü Savaş’ı kazanacağı için değil “KAZANAMAYACAĞI” için aday göstermesinin haber yapılamaması gibi. TİP’in, Gökhan Zan hakkında “tasvip etmiyoruz ilişkiler “dediği ilişkinin “para teklifi” iddialarının haber olmaması gibi.
Bu hafta iklim haberlerine bir virgül koydum ve siyasetin iklimine şöyle bir bakalım istedim. Siyaset ile ilgilenen bir gazeteci olduğum için değil, kırmızı çizgim olan Atatürk’ün meselesi Hatay’ın, özellikle de Antakya’nın benim de şahsi meselem olduğu için. Hatay dışından olanlar, olayları anlamakta güçlük çekiyorlar; CHP neden tepki alan bir aday ila devam etmek istedi yoluna? Anketler çıktığı gibi Lütfü Savaş gerçekten çok mu başarılı? Öyle ise siz neden tepkilisiniz adama? Özellikle deprem ile ilgili yaşananlardan sonra yapılan protestolar anlamsız mı? CHP bu protestoları neden dikkate almadı? Bana bu soruları onlarca kişi sordu. Ben de bu akla takılanları, Hatay’dan bakarak yazmaya karar verdim. Bir süredir şehirde dolaşan iddialara da burada yer vererek…
“(Hatay depreme hazırlıklı mı?) Değil, Hazırlıklı olması için genel hükümetle belediyelerin işbirliği yapması lazım” (Cümle1)
"Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı" (Cümle2)
Birbirine benzeyen bu iki cümlenin sahiplerini ve söylendiği zamanları tahmin ediniz lütfen. Sadece bir kaç saniye…
Cümle 1’, CHP’nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve 3 dönemdir başkanlık yapan Lütfü Savaş’a ait. 6 Şubat depreminden önce bir TV programında yapıyor bu açıklamayı.
Cümle 2 de yaklaşık 2 ay önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından depremden sonra söylendi.
Mealen aynı anlama çıkıyor. Yerel yönetimler ile hükümet birlikte çalışırsa o şehre hizmet gelir.
Lütfü Savaş’ın tam söyledikleri şöyle.. (TV programında, “Hatay herhangi bir depreme hazırlıklı mı?” sorusu üzerine geliyor bu açıklama)
“Değil! Hazırlıklı olması için genel hükümetle belediyelerin işbirliği yapması lazım. Biz ne kadar yazı göndersek özellikle bakanlara, bunların çok büyük kısmı bize cevap olarak bile gelmiyor. Antakya’nın en üst mahallelerinde heyelan bölgesi vardır, bir kısım mezarlık olarak kullanılan. 37 dönümlük bir arazi, orayla ilgili bir kentsel dönüşüm istedim, her şeyi yaptık, 5 buçuk yıldır bize bakanlık cevap bile vermiyor”
"HÜKÜMET BİZLERİ YOK SAYIYOR" diyor ve ekliyor, bir dönemi AKP olmak üzere 3 dönemdir başkanlık yapan Savaş;
“Cevap vermeyen bakanlıkla deprem iş güdümünü yapıp da, depremden korunmak için ne yapabilirsiniz? Hükümet bizleri yok sayıyor görmezden geliyor Bütüncül bir politika, bütüncül düşünen hükümet ve belediyelerle birlikte olur. Maalesef hükümet bizleri yok sayıyor, görmezden geliyor!"
Lütfü Savaş bu açıklamaları bizzat kendi yapıyor.
Evet, eleştiriyoruz hükümeti, Hatay’daki akli selim herkes eleştiriyor. Bütüncül bir politika uygulamadığı için, kendi partisinden olmayana destek olmayı bırak, köstek olduğu için. Doğru değil, adil değil, vicdani değil, insani değil…
3 dönemdir koltuğunda olan yaklaşık 15 yıl başkanlık yapan ve çözemediği sorunlar için işte bu gerekçeleri sıralayan CHP’nin adayı tekrar seçilir ise Lütfü Savaş şikâyet ettiği durumlar değişecek mi? Diye merak ediyor Hatay’da olanlar.
Kendisinin ifade ettiği gibi,
“Bakanlıklar bize cevap vermiyor”.. Tekrar seçilirsen verecek mi?“Hükümet bizleri yok sayıyor”.. Tekrar seçilirsen hükümet seni var sayacak mı?“Bizi görmezden geliyorlar”.. Tekrar seçilirsen sizi görmezden mi gelecekler?Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı" demişken…
Peki bütün Hatay halkının fak ettiği bu durumu CHP fark etmiyor mu?
Ediyor elbette, CHP adayı seçilirse, Hatay’a hükümetten hiç bir hizmet gelmeyeceğini o da biliyor, zaten Cumhurbaşkanı da söyledi. Yani bu şehrin ayağa kalkabilmesi için CHP bütün kaynaklarını buraya aktarsa yine mümkün değil. Hiç bir şey yapmasa okul yapmak zorunda. Sadece Antakya’da depremden önce var olan 400’e yakın eğitim kurumunun sadece ve sadece 170’e yakınında eğitim verilebiliyor şu anda. Hatay’daki ve diğer deprem bölgelerindeki sorunlar belediye başkanları ile çözülecek bir mesele değil. Karayollarından, DSİ’ye, Çevre Bakanlığından, Kültür Bakanlığı’na kadar bütüncül bir çözüm ile ayağa kalkabilir ancak bu şehirler.
Demem o ki; CHP de bunu biliyor ve o yüzden Lütfü Savaş’ı aday gösteriyor. Kazanamayacak aday ile seçime giriyor. CHP bu şehri kazandığı takdirde sırtında büyük bir yük çünkü. CHP bunu böyle planlarken aday Lütfü Savaş da boş durmuyor elbette, şehirdeki iddiaları yazıyorum sizlere. Hepimiz bu gece yarısı, Lütfü Savaş’ın oylarını kesinlikle bölecek olan Gökhan Zan’ın TİP tarafından adaylıktan alındığını duyduk. TİP dedi ki “Gökhan Zan’ın adaylığını geri çektiğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz” artık adayımız değil çünkü “partimizin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair iddiaları tarafımıza ulaşmıştır.
Evet bu iddialar şehirde de dolaşıyor. Konuşulan çok şey var. AKP’nin Gökhan Zan’a para vererek sahada daha etkin olsun da CHP’nin oylarını bölsün diye makam ve para teklif etiği bir ses kaydı var mesela ortalıkta. Hatta görüntüler. Ama deniliyor ki bu Lütfü Savaş’ın bir tuzağı. Hem AKP’yi hem ZAN’ı elimine edebilmek için hazırlanan bir tezgah. Diğer bir konuşulan şey, Lütfü Savaş’ın Gökhan Zan’a adaylıktan çekilmesi karşılığında para teklif ettiği, çünkü Zan, solun oyunu bölüyor. AKP’lilerin “Gökhan’a para verdik sonra çalışmaya başladı” dediği de konuşulanlar arasında. Ve tabi ki TİP’in Gökhan Zan’ı desteklemekten vazgeçtiğini açıklaması CHP ile TİP’in anlaştığı iddialarını da ortaya koydu Hatay’da.
Ve gelelim ses ve görüntü kayıtları TİP’e ne zaman nasıl ulaşmış, ne olmuş? 2-3 hafta önce parti genel başkanı Erkan Baş’a ulaşıyor bu kayıtlar. Görüşmeler Arapça yapıldığı için önce anlayamıyorlar. Zan’ı görüşmeye çağırıp konuyu anlatılması isteniyor. İlk kayıt, Zan seçimi kazanamaz ise TRT’de bir spor programı yapması vaadi ile ilgili. Zan bu kaydı “Ne var ki bunda?” diyerek kabul ediyor. Para teklif edilen kaydı da dinledikten sonra görüşme yaptığını kabul edip parayı almadığını söylüyor.
Hani dedim ya Siyasetin iklimine bir bakalım diye. Görüyoruz ki sıradan vatandaşlar olarak, hala seçimin demokratik bir çözüm olduğunu düşünen sıradan bizler ne kadar “çaresiz” ve “aptal” durumundayız. Hatta eşimiz dostumuzla zaman zaman karşı karşıya bile geliyoruz, kimi seçelim şehrimiz için en iyisi kim olur diye. Ama anlaşılıyor ki, beş para etmeyen siyasi oyunların içindeyiz yine. Bu arada HATAY’ın AKP adayı Mehmet Öntürk’ün, Zan’a makam ve para teklif edilen ses ve görüntü kayıtlarından, kendisinin ve parti üst düzey yetkililerinin bilgisi dışında olduğu haberleri de dünden beri konuşulanlar arasında. Bizim bir ilgimiz yok diyorlar.
Ve bir bomba iddia daha, Lütfü Savaş bu seçimlerden başarılı çıkabilirse yönünü bu sefer İYİ PARTİ’ ye çevirecekmiş. “CHP beni rezil etti ben de onları rezil edeceğim.” diyerek sanırım. Sanırım çünkü o benim yorumum. Herhalde böyle konuşuyorlardır diye düşündüm; eşi Nazan Savaş ile birlikte, konteynerde yaşadıklarını iddia ettikleri halde Ballı Öz mevkiindeki villalarında otururken.
İlginizi Çekebilir