© Muhalif 2024

CHP Kurultayı; değişim, geçmiş ve gelecek

Prof. Dr. Ahmet Özer'in Cumhuriyet Halk Partisi'ne dair kaleme aldığı 'CHP Kurultayı; değişim, geçmiş ve gelecek' isimli yazı...

CHP kurultayı nihayet gerçekleşti ve yeni genel başkan ile yeni yönetim seçildi. Bu konuda birkaç yazı yazmayı düşünüyorum; ilkini kurultayla ilgili ilk izlenimlerimi kapsayacak olan bu yazı oluşturacak. Ardından değişimin içeriği ve bizi bekleyen süreç ile ilgili iki yazı daha yazmak istiyorum.  

Bilindiği üzere CHP genellikle kurultayları ile gündeme gelen bir parti. Siyasi partiler içinde kurultaylarda hararetli yarışların olduğu, parti yönetimi için kıran kırana mücadelenin verildiği nadir partilerden. Bu demokratik yarış bakımından olumlu bir şey; ne ki bunun toplumda negatif yansımaları da yok değil. Toplum, CHP hep kendi içinde hizipler, klikler şeklinde yarışır, ayrışır, kurultaylarda parti içi iktidar mücadelesini yoğun yaşar, bunun için verdiği mücadeleyi ülke iktidarı için vermez şeklinde bir algı söz konusu. Bu Baykallı yıllarla birlikte oluşmuş bir algı, yıkılması da zor görünüyor.  

 

“Oklar cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na yönelmiş, bu ortamda İmamoğlu’nun fitilini ateşlediği değişim tartışmaları CHP’nin ana gündem maddesi olmuştu” 

 

Fakat bu kez durum farklıydı, yeni bir seçimden çıkılmıştı ve bu seçim kaybedilmişti, bundan dolayı seçmenin (en azından bir kesimimde) bir öfke ve kızgınlık hali vardı. Oklar cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na yönelmiş, bu ortamda İmamoğlu’nun fitilini ateşlediği değişim tartışmaları CHP’nin ana gündem maddesi olmuştu. İmamoğlu, İstanbul’da kalmaya karar verince Özgür Özel ismi öne çıktı ve ikili yarış böylece başlamış oldu.  

 

“İmamoğlu konuşmayacak, konuşulanlara cevap vermeyecek bu da genel merkezin bir taşla kuş katliamı yapmasına yol açacaktı” 

 

Kılıçdaroğlu’nun hataları 

Şimdi sürece kısaca bakalım. Genel merkez bu sonucu beklemiyordu, çünkü o kadar kendilerinden emindiler ki Özgür Özel ortaya çıktığında, aday olmak için 100 imza bile toplayamaz diyorlardı. Ardındın, iş ciddiye binince, genel başkanlık yarışı 900’e 400 şeklinde biter dediler; yetmedi, bu özgüvenle, İmamoğlu’nu Divan Başkanı olmak için davet ettiler. Bu aklı verenler, bir taşla iki kuş vuracaklarını düşünmüştü! Bir yandan “bakın ne kadar demokrat davranıyoruz” mesajı delegeye verilecek, öte yandan İmamoğlu bir çeşit divana hapsedilecek; böylece İmamoğlu konuşmayacak, konuşulanlara cevap vermeyecek bu da genel merkezin bir taşla kuş katliamı yapmasına yol açacaktı. 

Yazınının tamamını okumak için tıklayınız.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER