© Muhalif 2024

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çevre kirliliğinde topu yerel yönetimlere attı

İzmir Körfezindeki kirliliğin yerel yönetimlerden kaynaklandığını öne süren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Son yıllarda özellikle metropol illerimizde belediyelerin bütçesi içinde yatırımların payının düştüğünü görüyoruz. Bu yatırımsızlığın getirdiği bir krizle karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde ifade etmek isterim” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen Türkiye buluşmalarına katıldı. Toplantıda AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Şebnem Bursalı, Eyyüp Kadir İnan ile Yaşar Kırkpınar olmak üzere toplam 27 AK Parti milletvekili ve AK Parti'li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan katıldı.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, İsrail tarafından Lübnan’a düzenlenen saldırılar ile İzmir özelinde değerlendirmelerde bulundu.

“Türkiye ekonomisine büyük katkılar sunmaktadır”

Yılmaz, şunları söyledi:

“Bir ay kadar önce İzmir Fuarı’nın açılışındaydım. O gün daima İzmir’in ve İzmirlinin yanında olacağımızın sözünü vermiştik. İzmir’e önem veriyoruz. İzmir’in meselelerine çok yakın ilgi gösteriyoruz. İzmir, Ege’nin incisi. Bağımsızlığın olduğu kadar ekonominin de sembolü olmuş bir kentteyiz. Mutlaka ekonominizle, birikiminizle organizasyon yapımızla güçlü olmalısınız ki gerçek anlamda bağımsız olmanız mümkün olsun. İzmir bugün de ticaret ve lojistik ağı, enerji üretimi, otomotiv, sanayi üretimi ve turizmiyle Türkiye ekonomisine büyük katkılar sunmaktadır. Kazanımları katlamak için daha neler yapabiliriz bugün gün boyunca bunları istişare edeceğiz.  Bizim siyasi anlayışımız seçimden seçime değil her zaman vatandaşımızla buluşmayı öngörür. Yerelde ve genelde oluşturduğumuz politikalarda esas anlayışımız vatandaşımızın beklentileridir. AK Parti milletin değerlerinden ve geleneğinden beslenen bir partidir. Bizim rotamızı da gelecek perspektifimizi de milletimiz seçmektedir. Bugün bir kongre sürecine başlamış bulunmaktayız. Bu süreçlerde de halkımızın bizden beklentilerini, taleplerini, eleştir ve önerileri alarak kendimize yeni bir yol haritası belirleyeceğiz. Ortak akıl ve istişareyle hareket eden bir geleneğe sahibiz. O nedenle her gittiğimiz ilde iş dünyası ve sivil toplumla buluşuyoruz. Kemeraltı Çarşısı’na uğramadan geçmeyeceğiz esnafımızı dinleyeceğiz.”

“Uzun süredir üzerinde çalıştığımız bir Siber Güvenlik Başkanlığı fikrimiz var”

Son dönemde özellikle Orta Doğu’da yaşanan siber saldırıların arından siber güvenlik konusunda çalışmalar yürüttüklerini açıklayan Yılmaz, şunları kaydetti:

“Ülkemiz bugün bir demokratik olgunlukla tamamladığı genel ve yerel seçimlerin ardından siyasi iktidarını koruyarak yoluna devam ediyor. Dünyanın ve bölgemizin zorlu bir döneminde milli menfaatlerimizi koruyoruz. Her alanda  bağımsızlık mücadelesi veriyoruz. Ülkemizi her alanda ileriye taşıyoruz. Sadece bugünü değil yarınları da düşünerek durmaksızın çalışıyoruz. Özellikle Orta Doğu’da İsrail’in hem Gazze halkına dönük insanlık dışı uygulamaları hem de çatışmaları bölgeye yayma çalışmaları kınadığımız ve tasvip etmediğimiz hadiseler. Türkiye olarak biz bir taraftan gücümüzü bu süreçte pekiştirirken bir taraftan da geleceğe dönük kurumsal ve teknolojik hamlelerimizi sürdürüyoruz. Siber güvenlik konusunda özellikle çok daha güçlü bir yapılanma üzerinde çalışıyoruz. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız bir Siber Güvenlik Başkanlığı fikrimiz var. Onu olgunlaştırmış durumdayız. Bu sonbaharda Meclis’imizin takdirine sunacak noktaya geleceğiz. Savunma sanayimize yaptıklarımız ortada. Paramızla alamadığımız bir takım ürünleri bugün dünyaya ihraç ediyoruz. Her alanda teknolojimizi ve bilgimizi en üst düzeye çıkaracağız. Türkiye barıştan yana bir ülkedir. Mazlum Gazze halkının yanında olmaya, Filistin’in haklı davasını desteklemeye devam edeceğiz. Biz barıştan yanayız. 1967 BM kararları çerçevesinde, iki devletli huzurun hakim olduğu bir bölge hayal ediyoruz.”

“Maalesef yerelde geçmişten gelen bazı sıkıntılar var”

İzmir’de yaşanan ve son dönemde oksijen seviyesinin sıfırın altına düşmesi nedeniyle balık ölümleriyle gündeme gelen Körfez konusunda da değinen Yılmaz, yaşanan sorunda yerel yönetimleri sorumlu tutarak şöyle konuştu:

“İzmir modern ve hayat kalitesini artıracak şekilde her türlü hizmeti hak ediyor. Biz, İzmir’i seviyoruz ve İzmir’in daha iyi bir gelecek inşa etmesi için her türlü çabayı sarf etmeye hazırız. Temiz enerji kaynaklarının yaygınlaştırıldığı, yeşil alanların korunduğu ve artırıldığı, süründürülebilir kentleşme anlayışıyla hareket eden bir İzmir arzu ediyoruz. İzmir’in mavisine ve yeşiline haksızlık edilmemeli diye inanıyoruz. İzmir’in çok önemli bir sorunu kirlilik sorunu. Burada kalıcı bir çözüm üretilebilmiş değil. Özellikle İzmir Körfezindeki kirlilik hepimizin gündeminde.

Son yıllarda özellikle metropol illerimizde belediyelerin bütçesi içinde yatırımların payının düştüğünü görüyoruz. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil. Bunun anlamı şu: Bu şehirlerimizdeki belediyeler, sermayeden yemiş oluyor.  Geçmişten gelen sermayeyi tüketiyorlar. Yatırım yapmadan birkaç yıl idare edebilirsiniz. Bunu uzun zamana yaydığınız zaman kendi sermaye tabanınızı eritmiş olursunuz ve içinde yaşadığınız ili çok büyük sorunlarla karşı karşıya getirirsiniz.

Bu anlamda bu yatırımsızlığın getirdiği bir krizle karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde ifade etmek isterim. Ancak temel hukuki sorumluluk yerelde de olsa merkezi idare olarak biz bütün milletimizin hassasiyeti olan konularda kendi görevimizi de yapmaya hazırız. İzmir Körfezi ile ilgili olarak da aynı anlayışa sahibiz. İzmir Körfezi’nin kirliliğini mercek almak amacıyla alanında uzman isimlerden oluşan bir bilim kurulu oluşturduk. Bu tür meseleleri tek boyutlu meseleler değil. Dolayısıyla bu ana meselelerde çalışma grupları da oluşturarak kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenleri tespit ederek yol haritamızı netleştireceğiz, buna göre hareket edeceğiz. Bu kirliliğin balık ölümlerine yol açtığına dair bulgular hepimizin dikkatine gelmiş durumda. Kirliliğin esas sebebi, arıtılmadan Körfeze atılan sular. Dolayısıyla atık suların mutlaka arıtılması ve Körfez’deki oksijen seviyesinin yükseltilmesi gerekiyor.  Yıllardır süren yatırımsızlığa son verip daha ciddi yatırımları hep birlikte yapmamız lazım. Bu işin üç boyutu var. Özel sektör, yerel yönetim ve merkezi idare.

Üç tarafında da üzerine düşeni yapması gerekiyor. Maalesef yerelde geçmişten gelen bazı sıkıntılar var. Ümit ediyoruz ki bu dönemde yaşanan bu sıkıntıları da hep birlikte görerek herkes üzerine düşeni yapar ve sorumluğunu yerine getirir. Bunu temenni ediyoruz. Biz, sorumlu hareket eden iş birliğine açık olan herkesle çalışmaya açığız. İzmir için kararlılık ve titizlikle çalışıyoruz. Her bölgenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kapsayıcı projeleri harekete geçiriyoruz. Halkımız kısır çekişmeler, polemikler, gereksiz çıkışlar değil gerçek sorunların tespit edilip çözüm üretilmesini istiyor. Bunları yapmadığınız sürece istediğiniz kadar polemik yaratın hiçbir faydası yok bizim kapalı gündemlere değil, halkın gerçek gündemine odaklanmamız gerekiyor. İzmir’in sorunlarının çözümleri noktasında yerel yönetimlerin üzerine düşenleri yapmasını bekliyoruz.” 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER