Aydınlık'tan Ruhsar Şenoğlu'un haberine göre; Bu sistem içinde KDV indirimi, halkın derdine çare değil.
Tedarik zincirindeki kırılma, jeopolitik gelişmeler yüzünden enerji fiyatlarındaki tırmanış ve ülkelerin ihracat kotası uygulamaları bütün dünyada fiyatları yukarı çekiyor. Öyle ki Hollanda Başbakanı Mark Rutte bile, cuma günü yaptığı konuşmada, ülkede herkesin ilerleyen zamanda biraz daha fakirleşeceğini söyledi. Hollanda'da mart ayı enflasyon yüzde 11.9 oldu. Avro Bölgesi'nde ise enflasyon son 25 yılın zirvesini gördü ve martta yüzde 7.5'e çıktı. Başbakan Rutte, “Enflasyon o kadar korkunç yüksek ve enerji fiyatları o kadar hızlı yükseliyor ki Hollanda'ya verilecek en dürüst mesajım, hükümetin bunların hepsini çözemeyeceğidir. Etkilerini bu yıl hepimiz toplu olarak hissedeceğiz. Gerçekten hep birlikte hissedeceğiz. Hepimizin cüzdanlarımızı akıllıca kullanması gerekiyor." dedi.
HALLERDE FİYAT KATLANDI
Türkiye'de de enflasyon üç haneli seviyelere yol alıyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Mart 2022 Fiyat İndekslerine göre; Ücretliler Geçinme İndeksinde yıllık artış yüzde 63.25, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde yıllık artış yüzde 65.59 oldu. TÜİK de genel enflasyonu pazartesi günü açıklayacak. Enflasyona yönelik bir başka önemli gösterge olan Antalya Ticaret Borası'nın hal fiyatları endeksine göre, Antalya hallerinde domatesin miktar endeksi mart ayında geçen yıla göre yüzde 20.46 azalırken fiyat yüzde 191.76 arttı. Sebzede fiyat artışı yüzde 143'ü aştı. Meyvedeki artış yüzde 26.91'de kaldı. Hükümet ise önce temel gıda ürünleri daha sonra hijyen ürünleri üzerindeki KDV'yi azaltarak fiyatlardaki artışı sınırlamaya çalışıyor. Ancak konuştuğumuz üreticiler, üretimdeki girdilerde de vergi indirimi olmadıkça nihai ürün üzerinden yapılan indirimlerin sınırlı ve geçici etkisi olacağını belirtiyorlar. Nitekim geçen gıdada yapılan KDV indiriminin etkisinin son enerji zamları ile silindiğini Ukrayna krizinin de etkisiyle fiyatlarda yeniden artış eğiliminin yükseldiğini raflardaki durumdan görebiliyoruz.
'KÖKLÜ ÖNLEMLERE İHTİYAÇ VAR'
KDV indirimlerinin çözüm olup olmayacağını eski Gelirler Genel Müdür Yardımcısı, Maliyeci üstat Şefik Çakmak’a sorduk. Türkiye’nin köklü önlemlere ihtiyacı olduğunu belirten Çakmak “KDV indirimi gibi adımlar, çıkmaz sokaktır.” dedi. Çakmak şöyle konuştu: “Emperyalizmin uygulamaya koyduğu serbest piyasa ekonomisi içinde kalınarak, destekleme alım ve ödemeleri yapılmayarak, vergi düzeni ‘az kazanandan az çok kazanandan çok’ ilkesine dayandırılmayarak halkın geçim ve yaşam derdine çare bulunamayacaktır.”
‘DERVİŞ EKONOMİSİ ÇIKMAZ YOLDUR’
“Ne yapmak lazım?” diye sorduğumuzda ise Çakmak, şunları anlattı: “Yapılması gereken doğrudan sübvansiyon, çiftçiye para vermek. Ne işe yarar KDV’yi indirmek? Göstermelik. Temel gıda maddelerinde KDV’yi yüzde 8’den 1’e indirdiler, ne oldu, peynir fiyatları düştü mü? Ekmek fiyatı mı düştü? Düşüş olmadığı gibi arttı fiyatlar. Bunun çaresi nedir? ‘Ramazan pidesini 6 liraya değil 3 liraya satacaksın’ dersin, 3 lirayı sen verirsin fırıncıya. KDV’yle sonuç alamazsın. Bu sistem içinde KDV indirimi, halkın derdine çare değil. Hükümet halkın derdine çare bulamamaktadır. Halkın geçineceği et, süt, ekmek gibi ürünleri ucuzlatacaksın. Çiftçiye ucuz gübre vereceksin, üstünü gübre fabrikasına devlet ödeyecek. Domatesi 30 liradan beş liraya düşürmenin başka yolu yok. Serbest piyasa ekonomisi içinde başka çare bulamazsın. Eğer köklü çözüm getirmiyorsanız, emperyalizm halkı sömürmeye devam etsin diyorsunuz. Türkiye şu anda bir devrim aşamasında. Ya olacak, ya olmayacak. IMF görevlisi Kemal Derviş’in Türkiye’de başlattığı emperyalizme eklemlenmiş ekonomi politika uygulaması 2002 yılından beri inatla sürdürülmekte; halk emperyalist sömürüden kaynaklanan yıkıcılığı, çaresizliği yaşamaktadır. Emperyalizmin finans kurumlarından alınan yüksek faizli borçlarla bu çıkmaz ekonomik düzen yürütülebilmiştir. Ancak artık borçlanma ile çözümün de sonuna gelinmiş, halk ekmeği 1 lira daha ucuza alabilmek için saatlerce kuyruklarda beklemektedir. Türkiye yönetimi, emperyalist emek sömürüsüne izin veren serbest piyasa ekonomisi içinde kalarak halkın geçim derdi, yaşam derdi sorununa anlamsız önlemlerle çare bulma boş gayreti içindedir.”
‘1945 TEKNOLOJİSİYLE BİLE 80 MİLYONU DOYURABİLİRİZ’
“1945’te yapılan bir araştırmada Türkiye’nin 1945 teknolojisiyle bile 80 milyonu doyuracak tarım imkanı olduğu ortaya konulmuştu.” diyen Şefik Çakmak, “Köylüye soruyorsun, buğdayı kaça üretiyorsun? 5 lira. Dışarıda ne kadar? 1 dolar. Dolara 4 lira ödersen ucuz, 10 lira ödersen pahalı. Böyle bir karşılaştırma olamaz ki! Dolar bir lira mıdır on lira mıdır? Kim biliyor bunu? Çiftçi 4 liraya malediyorsa sen ona 6 lira vereceksin ki buğday eksin. Ekmiyor. Pamuk, ayçiçek ekimi bitti. Neden bitti bunlar? Çünkü borç para alıyoruz, ithal ediyoruz. Bundan kolay ne var? Mesele köklüdür.” ifadelerini kullandı.
Eski Gelirler Genel Müdür Yardımcısı Şefik Çakmak, “Çare açık ve net olarak önümüzde durmaktadır. Türkiye’nin Cumhuriyetle birlikte başlattığı emperyalist sömürüye kapalı, kamucu ekonomi modelini uygulamaktan başka çıkar yolu yoktur” dedi ve bu çerçevede yapılacakları şöyle sıraladı:
1- Dolarizasyon uygulamasına hemen son verilecek, Türk parası Kıymetini Koruma yasasındaki önlemler alınacak döviz alım satımı yasaklanacak, döviz alım satımı için belirlenen kurallar içinde. Merkez Bankası’na alım satım yetkisi verilecektir.
2- Yol, köprü, baraj vb yatırımların, daha yapılmadan vatandaşın cebinden kazanç garantisi verilerek satılmasına son verilecek, satılanlar da kamulaştırılacaktır. Buradan sağlanan kaynakla halkın yaşam maliyeti sübvanse edilecektir.
3- Ekonominin itici gücü tarım desteklenecek, mazot gübre, yem gibi girdiler sübvanse edilerek ucuzlatılacak, çiftçiye kazanç garantisi verilecektir.
4- Vergi sistemi vergi verimliliği ve adaleti ilkeleri açısından yeniden düzenlenecektir. Serbest Piyasa ekonomisi uygulaması öncesi gelir vergisi tarifesi, en düşük dilim yüzde 10 en yüksek dilimi yüzde 60 idi. En az vergi dilimi vergi oranı yüzde 10’dan yüzde 15 e çıkarılarak, alt gelir gruplarının vergisi yüzde 5 artırılırken en üst dilim yüzde 60’dan yüzde 35 e indirilerek, üst gelir gruplarının vergisi yüzde 25 azaltılmıştır. Vergi tarifesindeki bu çarpıklık ve adaletsizlik giderilecektir.