© Muhalif 2024

Eskiden bize sorarlardı, şimdi bizden istiyorlar…

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, CNN Türk'te soruları yanıtlarken “Hudutlarımız ile ilgili, açık net söylüyorum. Girmek mümkün değil. 9-10 tane ülke bizim hudut güvenlik sistemimizi kendi ülkesinde yaptırmak için bizim ile görüşüyorlar.” demişti.

Bu röportajın geçen aya ait olması, halen ve daima gurur duymamıza mâni değil elbette. 

Tekrar okuyalım: “Hudutlarımız ile ilgili, açık net söylüyorum. Girmek mümkün değil. 9-10 tane ülke bizim hudut güvenlik sistemimizi kendi ülkesinde yaptırmak için bizim ile görüşüyorlar.”

Sizce de gurur verici değil mi?

Gurura doymadıysanız, bir daha bir daha okuyabilirsiniz.

***

Önceden ülkeler bize “Nasıl yapıyorsunuz?” diye sorarlardı. Şimdi ise kendi ülkelerinde yaptırmak için gelip bizimle görüşmek suretiyle çıtayı yükseltmiş oluyorlar. Bununla orantılı olarak gururumuz da yükselmiş oluyorlar haliyle.

Bu mertebe, Türkiye Yüzyılını aşar… Türkiye Binyılının ayak sesidir bu.

***

Dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu: "Biz bir taraftan uzaya uydu gönderirken diğer taraftan hızlı trenlerimizi yapıyoruz. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile büyükelçilerini bize göndererek bu projeleri nasıl yaptığımızı bizlere soruyorlar.'' demişti

Soranların, “Dünyanın en gelişmiş ülkeleri” olduğu gözden kaçırmayın lütfen.

Bekir Pakdemirli: “Amerika'da hala yangınlar devam ediyor, büyükelçi ‘Sizden öğreneceğimiz birçok şey var’ diyor” demişti.

(Üstelik 2021’de 53 ilde çıkan, 299 orman yangınının külü henüz soğumamışken.)

Büyükelçinin sözleri “Abi, siz bu yangınları nasıl söndürüyorsunuz?” sorusunun diplomatik dille ifadesinden başka nedir ki?

Erdoğan: “Almanya'dan çok çok ilerdeyiz onu söyleyeyim, Merkel'e 8 milyon 400 bin üniversite gençliğimiz var deyince şöyle bir üff dedi." demişti

Üff’ün devamını bilmiyoruz. Yarım kalmışlık hissi veriyor. Erdoğan bu kadarını söylemişti. Bence devamı şöyledir: “Üff… Nasıl yapıyorsunuz?”

Merkel bunu seslendirmemiş olsa bile aklından geçirdiğinden eminim.

***

Üstelik o zamanlar daha uzaya astronot falan göndermemişiz.

NASA, bir uzman ekip gönderip “Abi uzaya nasıl adam gönderiyorsunuz?” diye sormamışsa;“Onların hayalleri, bizim yaptıklarımıza ulaşamaz!” diyedir.

***

Ben tabii o zaman da söylemiştim: “Onlar sorsun, biz müstehzi bir tebessümle cevaplayalım.” diye. Yani ben, söylemek taraftarı olmadım hiç.

Zaten cevap versek ne diyeceğiz? “Yangını nasıl söndürüyorsunuz?” diye soran büyükelçiye“Su sıkıyoruz” veya “Bekliyoruz, yanacak yerler bitince sönüyor” mu diyeceğiz?

Veya dünyanın en gelişmiş ülkeleri, büyükelçilerini Adil Karaismailoğlu’na göndererek Çanakkale Köprüsünü nasıl yaptığımızı sorduklarında “Valla biz arsa sahibiyiz, yer gösterdik, parasını verdik, Koreliler yaptı.” mı desin? “Çok zekice! Bizim aklımıza gelmezdi.” mi derler?

İddiamın arkasındayım. Onlar sorsun, biz pis pis sırıtarak yüzlerine bakıp, cevapsız bırakalım.

Zaten sorduklarında ya anlatmadık ya da anlattık anlamadılar… bu sefer taktik değiştirmişler.Nasıl yaptığımızı sormuyorlar. “Bizim ülkeye de yapar mısınız?” diyorlar. Bunun için görüşüyorlarmış.


***

Tabii Bakan, bunların hangi ülkeler olduğunu söylemiyor. Mesela hududunu Meksika’yakarşı korumak isteyen ABD mi, ABD’ye karşı korumak isteyen Kanada mı, Yemen’e karşı korumak isteyen Arabistan mı, Sudan’a karşı korumak isteyen Mısır mı? İsteyen kim?Bilmiyoruz.  

Ne cevap verdik… onu da bilmiyoruz. 

Niye bizden istiyorlar… Hiç bilmiyoruz.

Ama ne önemi var. Bu gurur bize yetmez mi?

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “Hudutlarımız ile ilgili, açık net söylüyorum. Girmek mümkün değil.” Açıklamasından birkaç hafta sonra Suriye’de görevli bir Tugay Komutanının makam aracıyla Emir Astsubayı ve koruma personeli tarafından insan kaçakçılığı yapıldığı; MSB kaynaklı bir haber olarak medyada yer aldı. 

Şimdi benim merak ettiğim şu: Bu haberden sonra “Sizin hudut güvenlik sisteminizden, bize de yapın.” diyen 9-10 ülkenin sayısı azaldı mı? Yoksa “Reklamın iyisi kötüsü olmaz!” retoriğine uygun olarak arttı mı? Bunu bilmek isterdim. 

***

Tam “sınır güvenlik sistemi” ihraç öncesinde, görüşmeler sürerken; Devlet Bahçeli’nin bazı sözleri, talihsiz oldu. Grup toplantısında konuşan Bahçeli, “Demografik istiklalimizi, zedeleyecek tehlikeli akımlara karşıyız. Nüfus dengemizi, milli yapımızı, bu coğrafyadaki varlığımızı melezleştirecek insan akınlarının sonuna kadar karşısındayız.” dedi

Buraya kadar söylediklerinde bir sorun yok. Zaten 9-10, ülke bizden benzer sebeplerle sınır güvenlik sistemi talep ediyordur. 

Ama devamında “Düzensiz göçün beli kırılmalı.” diye bir ifade kullanıyor ki benim “talihsiz” demem, bundandır.

Şimdi o 9-10 ülke, “Sizin hudut güvenlik sisteminizi kendi ülkemizde ‘Düzensiz göçün belini kıralım’ diye istiyorduk. Daha sizinkinin beli kırılmamış.” deyip, vazgeçerlerse, haksız mı olurlar?

Zaten ekonomik kriz var… “Hudut güvenlik sistemi” ihracından dolayı ülkeye biraz döviz girse fena mı olurdu? Bahçeli’nin sözlerinden dolayı fırsatı kaçırırsak, üzülürüm.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER