Beleş tepe yokuşundan aşağı indikçe, sessizliğin o dingin yeli, Roman havalarının coşkusu ile yırtılmakta. Sanki rüzgâr bir delik açmışta içinden gökkuşağını, salına salına serpmekte.
Oynaya oynaya iniyoruz.
Her meydan kan, gözyaşı, acı, keder olacak değil ya! Eğlenmesini, hayattan her şeye rağmen keyif almasını bilen Romanlar. Yaşadıkça, gördükçe, bildikçe..Savaşlardan, ihtiraslardan, nefretlerden, onda var bende niye yok, söylemlerinden uzaklaşıp, şöyle o güzel gökkuşağına bakınca, Hitler’i anlamak mümkün. İçinde sanat yeteneği olabilir ancak sevgisiz ya da içinde ki mevcut sevgi enerjisini yeşertememiş her varlık ki; hayvanları ve doğadaki diğer canlıları ayırarak ifade etmek isterim. Evet, ona, İnsan, deniliyor ben ise İNSANSI, diyorum. Homo Sapiens dönemlerinin, buhranını hala yırtamamış olmak.