MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu “devletin en gizli bilgisi” imiş. Gazeteci arkadaşımız Sedat Bozkurt öyle yazmıştı.
Gerçekten de 4 Şubat’ta hastaneye yattığı, 6 Şubat’ta “kalp kapakçığı ameliyatı” olduğu, 14 Şubat’ta da hastaneden taburcu olduğu açıklanan Bahçeli’nin sağlık durumunu tam olarak bilen de yok, açıklayan da. 14 Ocak’ta katıldığı son MHP Grup toplantısından bu yana geçen iki ayı aşkın sürede topluluk önünde gören de yok. Zaman zaman birileriyle telefonla görüştüğü haberleri geliyor, o kadar.
MHP’nin meclis grup toplantısı her hafta salı günleri yapılırdı; bu salı günü de grup toplanamadı ama MHP’den açıklama bile yapılmadı toplantıya ilişkin. Böyle olunca da sosyal medyada “Bahçeli’nin entübe edildiği” söylentileri ayyuka çıktı.
Söylentilerin yayılmasında gazeteci Can Ataklı’nın Youtube yayını etkiliydi. Ataklı, bu yayında Bahçeli’nin sağlık durumuyla ilgili olarak özetle şunları söylüyordu:
“Bahçeli kalp ameliyatından sonra taburcu edildi ama bu kez yürümek için yatağından kalkarken yere düştü ve kalça kemiği kırıldı. Bahçeli yoğun bakıma alındı ama ameliyatın etkileri ve diğer sağlık sorunları nedeniyle bitkisel hayata girdi ve entübe edildi.”
Ataklı’ya ilk tepki MHP’den geldi. MHP Sosyal medya sorumlusu Hüseyin Özkan, “Senin MHP’li kaynağın olamaz. Çünkü her MHP’li seni gördüğü yerde suratına tükürür. Alçak adam” diye hakaret dolu bir yanıt verdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir de Can Ataklı hakkında hukuki girişimler başlattıklarını söyledi.
Sonra da Bahçeli’nin durumuyla ilgili olarak İletişim Başkanlığı’ndan, “Bahçeli, planlanmış istirahat süresi içerisindedir. Evinde çalışmalarını sürdürmektedir” yalanlaması geldi. Ama “planlanan istirahat süresi” ne zaman bitiyor? O bilgi yok! Kimseye “Bu süre ne kadardır?” diye soramıyorsunuz da…
Doğal olan böyle bir konuda Bahçeli’nin bizzat kendisinin açıklama yapması olurdu ama ondan ses ve görüntü çıkmadı.
Ecevit’i medya ordusu bekliyordu
Bilebildiğim kadarıyla, Can Ataklı’dan önce Bahçeli’nin sağlığını merak edip araştıran tek gazeteci olan Sedat Bozkurt’un yazdıkları yalanlanmamıştı.
O da Bahçeli’nin “Sürekli yatmasını ya da hareket etmemesini gerektiren bir tedavi süreci olduğunu”, yanına sadece Özel kalem müdürünün girebildiğini, parti yöneticilerinin bile telefonla konuştuğunu yazdı. Bu kadar gizli bir durum var yani.
Anlamakta zorlanıyorum doğrusu. Bir siyasetçinin sağlık durumu neden bu kadar gizli olur? Bir fotoğraf bile çektiremeyecek kadar nasıl bir sorun olabilir? Geçen hafta taburcu olan Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis’in bile hastaneyken fotoğrafı yayımlandı ama Bahçeli’den bir fotoğraf bile yok.
Bülent Ecevit’in, 2002’de başbakan olduğu dönemde sağlık durumuyla ilgili sürekli açıklamalar yapılıyordu. Önce hastane önünde, sonraları da Oran’daki evinin önünde neredeyse bir gazeteci ordusu bekliyordu. Onunla da kalınmıyor, doktorlarla ilgililerle sürekli konuşuluyor, demeçler, bilgiler alınıp haberleştiriliyordu.
Gazetecilik izleyemiyor, soruşturamıyor
Şimdi Bahçeli’nin hastalığı hakkında açıklama varsa haber var, yoksa yok! Bir ara yayımlanan MHP’nin “Siyaset ve Liderlik Okulu”nun yeni döneminin nisan ayında Bahçeli’nin katılımıyla başlayacağı haberleri de partiden doğrulanmadı. Nisan ayı geldi çattı, o okulun da tam başlama tarihi netleşmedi.
Eminim başta MHP’yi izleyenler olmak üzere bütün gazeteciler Bahçeli’nin sağlık durumunu merak ediyordur. Ama öyle bir ortam oluştu, medya kuruluşları öyle kontrol altına alındılar ki, hiçbir televizyon, gazete ya da haber sitesi, Bahçeli’nin kapısına muhabir gönderemiyor; sorup soruşturamıyor. Bahçeli evinde düşüp omuzunu incittiği, yüzünde morluklar oluştuğu da ancak seçim günü oy kullanmaya gittiğinde öğrenilebilmişti. Gazetecilik bu kadar engelli halde…
Öyle ketum bir parti yönetimi var ki, merak eden bağımsız ve eleştirel gazeteciler de bilgiye ulaşamıyor. Düşünün, dijital çağdayız ama iktidar ortağı partinin genel başkanı hakkında iki aydır hiçbir bilgi alınamıyor.
Sonra da geliyor şeffaf olmayanların dezenformasyonla mücadele safsataları… Gazetecilerin serbestçe çalışmasına, bilgi almasına, soru sormasının olanak tanımadan “dezenformasyonla mücadele” açıklamalarının günlük yaşamda hiçbir karşılığı olamaz.
Bir kare fotoğraf bile vermezseniz söylenti de çıkar, spekülasyon da olur dezenformasyon da…
https://www.farukbildirici.com/
