İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, 'kent uzlaşısı' soruşturması kapsamında ifade verdi.
Mahir Polat’a ifadesinde HDP Eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış soruldu. Polat, “Azad BARIŞ isimli şahıs ile yaklaşık 4 sene önce arkadaşlarımızın olduğu bir kafe ortamında tanıştım. Kendisiyle, Ezidilik üzerine akademik çalışmaları olması; benim de dinler tarihi konusunda doktora yapmış olmam sebebiyle bu konular hakkında fikir alışverişi yaptık. Bunun dışında herhangi bir sosyal görüşme olmadı. Konumum nedeni ile bu tür kişi ve kurumlar ile irtibatlı olabilirim ancak bu kişi ile irtibat kurmadım" dedi.
PKK’NIN HDK AÇIKLAMALARI SORULDU
PKK/KCK Terör Örgütü Üst Düzey Yöneticisi Duran Kalkan’ın ve bazı örgüt üyelerinin, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve DEM Parti ile CHP’ye yönelik, "Şimdi kendisi, Milliyetçi Hareket Partisi ile HÜDA PAR ile ittifak yaparak seçimlere girdi kaybetti. E şimdi Cumhuriyet Halk Partisi ile DEM, HDK ittifak yaparak İstanbul’da çok açık bir şekilde açık ara seçimleri kazandı. Şimdi İstanbul'u kaybetmek Türkiye’yi kaybetmek anlamına geldiği için kent uzlaşısı olmasaydı biz İstanbul'u kazanabilirdik varsayımı üzerinden hareket ediyor" açıklamaları soruldu.
Polat bu sorulara, “Beyan ettiğiniz örgüt mensuplarının konuşmaları, haber siteleri ve haberleri ile ilgili bilgim yoktur. Halkların Birleşik Devrim Hareketi hakkında bilgim yoktur. Halkların Demokratik Kongresi isimli oluşumları basın yolu ile duymuştum. Ancak oluşumları hakkında kimin talimat verdiği ve üyeleri, faaliyetleri hakkında bilgim yoktur. Soruda geçen Kent Uzlaşısı hakkında basına yansıyan bilgiler ve haberler dışında yapısı, faaliyet alanı üyeleri hakkında bilgim yoktur" dedi.
“TERÖR İRTİSAKLI KİŞİLER HATAY DEPREMİ SONRASINDA ARAMIŞ OLABİLİR”
Polat’a, terör suçlarından hakkında adli ve idari işlem yapılmış 116 kişiyle irtibatının tespit edildiği belirtilerek nedeni soruldu. Mahir Polat ise bu soruya, “Tespit edilen 116 şahsın isim bilgileri verilmemiştir. Ayrıca bu şahısların adli idari yönden örgütsel durumlarını bilme imkanım yoktur. Ancak belediyedeki görevimden ötürü çok sayıda insanla irtibatlı olmam normaldir. Belediyeye bağlı Sosyal Hizmetler'de genel itibariyle yardıma muhtaç vatandaşların yardım taleplerinin sonucunu öğrenmek ve talepte bulunmak maksadıyla benimle irtibat kurması nedeni ile bu durum tespit edilmiş olabilir. Yine buna benzer İstanbul’da bulunan ve tahrip olmuş tarihi yapıların düzeltilmesi için kurulan ve yöneticisi olduğum İBB Miras kapsamında da pek çok vatandaş benimle irtibat kurup ihbar yapmaktadır.
Ayrıca Hatay depremi sonrasında İBB'ye bağlı deprem koordinasyon biriminin başındaydım. Bu koordinasyona bağlı olarak insani, gıda, sağlık, inşaat malzemeleri vb yardımlar yapılmaktaydı. Bu süreçte de ben ve ekip arkadaşlarım tarafından İstanbul ve diğer illerden, hatta yurtdışından da çok defa arandım. Kullanmış olduğum numara sosyal mecralara da verilmişti. Yine bu nedenle tanımadığım birçok numara tarafından aranmış olabilirim. Ek olarak Muhtarlıklar Daire Başkanlığı bana bağlı olması nedeni ile muhtarların iletmiş olduğu her türlü yardıma muhtaç insanların durumların iletilmek üzere benimle irtibat kurmaktadır. Bu irtibat konuları talep ya da taleplere cevap vermek maksadıyla, arama ve aranma şeklinde olmuş olabilir” diye cevap verdi.
“BENİM SİYASİ BİR KONUMUM YOK”
18 Kasım 2024 tarihinde savcılığa ifade veren gizli tanık İlke’nin, “2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti’nin seçimlerde CHP’yi desteklemesi için sağlanan para trafiği Murat ONGUN tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı ise Genel Sekreter Yardımcısı Mahir POLAT ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah ŞAHAN ve Ekrem İMAMOĞLU’nun kurduğu Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali ÇALIŞKAN sağladı. DİAYDER isimli dernek üzerinden alımlara da Mahir POLAT'ın aracı olduğu konu ile ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. Dernek kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler bulunuyordu. Bu kişiler işe alındı” beyanları soruldu.
Mahir Polat, “Para trafiği hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Ben, partiler arası bağlantıyı sağlama iddiasını kesinlikle reddediyorum. Benim siyasi bir konumum yoktur. Bürokrat olarak bir geçmişim vardır. İBB kapsamında bir bürokrat olarak çalışmış ve bu görevler dışında görevi olmayan birisiyim. Benim böylesine iki partiyi yan yana getirebilecek ne bir siyasi geçmişim vardır ne de böyle bir gücüm vardır.
Bu bakımdan gerçekle uyumlu olmayan bu ifadenin bir hayal ürünü olduğu, hayatı bu kadar göz önünde yaşayan birisi açısından çok rahat gözlemlenebilir. Bu süreçte benim siyasetle ilişkili kısa süreli adaylık dönemim tarihi alanlara olan yetkinliğim ve uzman olmam nedeni ile kamuoyunda oluşan olumlu ilgi ile ilgilidir.
Kazanma şansı çok az olan Fatih Belediyesi gibi bir yere aday olmak benim için siyaseten değil, tarihi bir alanın korunması bakımından siyasi değil mesleki bir sorumluluk duygusudur” dedi. Polat, Mehmet Ali Çalışkan’ın Reform Enstitüsü'nde çalıştığından haberdar olduğunu ancak ancak enstitünün faaliyetini bilmediğini söyledi. Ayrıca DİAYDER’i de soruşturma başlatılınca basından öğrendiğini anlattı.
“SADAKA NİYETİNE”
MASAK Raporu’nda yer alan "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan hakkında arama kararı olan Oğuzhan İnce ve aynı suçtan hakkında adli işlem bulunan Sultan Kaya’ya para gönderdiği soruldu. “Oğuzhan İnce isimli şahsı sosyal medyadan Trabzonspor taraftarı olması sebebi ile tanımaktayım. Kendisinin sosyal medyasından maddi yardım mesajları atması üzerine ben de kendisine sadaka niyetine yukarıdaki tespit edilen 100 TL yi gönderdim. Tarihini tam olarak hatırlamamakla beraber kadın bir şahsın sosyal medya üzerinden yardım talep etmesi üzerine sadaka niyetine yukarıda tespit edilen 50 TL'yi hesabına göndermiştim. Sultan Kaya isimli şahıs benim yardım etmiş olduğum bayan şahıs olabilir" dedi.
“PKK İLE BAĞLANTILI GÖSTERİLMEK BENİ RENCİDE ETTİ”
Yapılan haberlerin kendisini üzdüğünü söyleyen Mahir Polat, “Bir süredir beni rencide edecek ve PKK/KCK terör örgütü ile bağlantılı gösterecek haberler yapılmaktaydı. Bu durum beni, vatansever ve saygın bir yurttaş olarak yaralamaktaydı. Her şeye rağmen herhangi bir kaçma teşebbüsünde bulunmadım. Gözaltına alınmamdan, ifade sürecine kadar samimi davranışlarda bulundum. İfadem itibariyle bana sorulan soruların temelsiz ve kamuoyuna yansıyan iddiaları destekler nitelikte olmadığını görünce, suçsuzluğumu, haklılığımı ve adalete inancım dolayısıyla soruşturma makamları ile uyumlu hareket etmemin doğruluğunu görmüş oldum" dedi.
