Uğur Dündar, Sözcü Gazetesi'ndeki köşesinde istifa etmek gibi bir düşüncesi olmadığını belirten kayyum rektör Melih Bulu'ya cevap verdi.
Uğur Dündar'ın yazısı şu şekilde:
"Prof. Dr. Melih Bulu'nun açıklamalarını dikkatle dinledim ve kendisi adına üzüldüm. Çünkü bu sözleriyle üniversitenin değerli eğitim ailesinin neden rektörlük binasına sırtlarını döndüklerini de itiraf etmiş oluyor. Zira o, sıradan bir tabela üniversitesine değil, gelenekleri, demokratik atmosferi, kendine özgü kültürü olan, saygın akademisyenlerin görev yaptıkları Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış durumda!
Beklenirdi ki atanma nedenini açıklarken, akademisyenlik geçmişindeki başarılarını sıralasın ve bu güzide üniversitemize rektör olmasını gerektiren liyakate sahip bulunduğunu belirtsin. Ama Sayın Bulu, bunun yerine bürokratlığını öne çıkarmış ve konumuyla hiçbir benzerlik bulunmamasına karşın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçmişiyle kendisini kıyaslamış. Programda söyledim ama bir kez daha belirteyim; Kılıçdaroğlu'nun siyaset yapma şeklini eleştirebilirsiniz ama bürokratlık öyküsü; liyakatin, dürüstlük ve çalışkanlığın doruğa çıkmasıdır…
Melih Bulu'nun büyük iddiasına, yani “Boğaziçi Üniversitesi'ni dünyanın ilk 100 üniversitesinden biri yapacağım” demesine gelince: Ülkemizin Boğaziçi Üniversitesi gibi önde gelen bazı üniversiteleri, yakın tarihe kadar, dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında yer alıyor ve bizler de bundan gurur duyuyorduk.
Ama AKP iktidarının akademik dünyaya bakış açısı, tabela üniversitesi sayısında patlama yaşatması ve “akademia” kavramının içini boşaltarak üniversiteleri bilimsel sefalete sürüklemesi nedeniyle hiçbir üniversitemiz dünya sıralamasındaki eski yerlerini alamaz oldu. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi 2020 sıralamasında ilk 600-800 bandına geriledi
Prof. Dr. Melih Bulu'nun Kurucu Rektörü olduğu İstinye Üniversitesi Türkiye'de 155'inci, dünyada da 8653'üncü sırada bulunuyor. Boğaziçi Üniversitesi'ne gelmeden önce rektörlük yaptığı Haliç Üniversitesi ise ilk 3 bin arasına bile giremiyor!
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri işte bu nedenle atanmış, tepeden inme rektör yerine, tüm bileşenlerin katılımıyla seçilecek ve üniversitenin sahip bulunduğu demokratik kültür ve gelenekleri geleceğe taşıyacak bir akademisyenin rektörlük yapmasını istiyorlar. Türkiye'nin en zeki, en çalışkan, en seçkin öğrencileri Anayasal haklarını kullanarak başlattıkları ve özünde hiçbir siyasal tavır bulunmayanprotestolarla da bir bakıma “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” mesajını veriyorlar."