Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Tuncay Keser, TRT Haber'in 20 Mart 2025 tarihi itibarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen bir soruşturma konusundaki yayınlarının incelenmesi talebiyle RTÜK'e resmi başvuruda bulundu. Keser, TRT'nin yayınlarında tarafsızlık ve hukuka bağlılık ilkesinin yeterince gözetilmediğini belirtti. İBB'ye yönelik yapılan 11 saatten fazla yayın süresinin, haber verme özgürlüğü sınırlarını aştığını ve yasal yayın ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Keser, bu durumun kamu yayıncısı niteliği açısından ciddi tehlikeler barındırdığını ifade etti.
TRT'nin Yayın İlkeleri ve Kamu Yayıncılığı
Tuncay Keser, başvurusunda TRT'nin tarafsız ve hukuka uygun yayın yapmasının zorunlu olduğunun altını çizdi. Keser, “20 Mart 2025’te İBB soruşturmasıyla ilgili olarak yayınlanan 11 saat 6 dakika süresince, pek çok kez çağdaş demokrasilerin temel prensiplerine aykırı bir şekilde haber verildiğini gözlemledim,” dedi. Bu durumun hukuk çerçevesinde kabul edilemeyeceğini vurgulayan Keser, “Hukuk sisteminin bir parçası olarak, kişinin suçlu olduğunun ancak yargı kararıyla belirlenebileceğini unutmamak gerekir. Yayınlanan içerikler, suçlu ilan etme ya da ceza süresi tahmini yapma gibi durumları içermektedir,” şeklinde konuştu. İlgili yasaların gerekliliklerini yerine getirmeyen yayınların, kamu yayıncısı olarak RTÜK’e olan güveni sarsabileceğini belirtti.
Yayınlarda Yer Alan Başlıklar ve İfadeler
Keser, TRT Haber'in 20 Mart tarihli yayınlarında yer alan başlıkların yanı sıra kullanılan ifadeleri de eleştirdi. “İBB Soruşturması” ile ilgili 78 başlık altında yoğun bir içerik oluşturulduğunu belirten Keser, bu yayınların belirli bir amaç doğrultusunda yapıldığını öne sürdü. Yayınlarda, yolsuzluk, rüşvet ve para trafiği gibi konuların vurgulandığını ifade eden Keser, bu durumun nasıl bir algı yarattığını sorguladı. Özellikle, “Para trafiği nasıl takip edildi” ve “İmamoğlu’nun şirketlerine para aktardılar” gibi başlıklar üzerinde durarak, bu bilgilerin tarafsız bir haber verme anlayışından uzak olduğunu dile getirdi. Ayrıca, yayınlanan programlarda sunucuların, konuklarının yaptığı suçlamalara karşı yeterli itirazda bulunmamış olması da önemli bir sorun olarak değerlendirildi.
Gizlilik Kararının İhlali Üzerine Değerlendirmeler
Keser, başvuru dilekçesinde, soruşturma sürecinde gizlilik kararının ihlal edildiğine dikkat çekti. İlgili yayınlar sırasında, soruşturma dosyasına ait birçok görüntünün RTÜK tarafından paylaşıldığını belirtti. Bu durum, kamu yayıncısı olarak TRT'nin ciddi bir sorumluluğu olduğunu göstermektedir. Ancak, söz konusu görüntülerin yayımlanması, hukuki ve etik açıdan sakıncalı bir durum teşkil etmektedir. Keser, “Halkın vergileriyle finanse edilen bir kurumun, hukukun üstünlüğüne saygı göstermemesi kabul edilemez,” dedi. TRT'nin yayın politikalarının, kamuya hizmet anlayışıyla uyum içinde olması gerektiğine vurgu yaptı.
Sonuç ve Gelecek Perspektifi
Keser, RTÜK'e yaptığı başvurunun ardından durumun gerektirdiği şekilde incelenmesini ve ilgili raporun hazırlamasını talep etti. TRT'nin, kamu yayıncısı kimliğini ve sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirten Keser, bunun sağlanmaması durumunda kamuoyunda oluşan güvensizliğin artacağına dikkat çekti. “Herhangi bir cürüm olmadan kişilerin suçlu olarak gösterilmesi, hem bireysel haklara hem de kamu yayıncılığına ciddi zararlar verebilir,” diyen Keser, bu tür uygulamaların tekrar etmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti. Gelecek dönemde RTÜK'ün bu yaşanan süreçle ilgili alacağı kararların, medyanın özgürlükçü ve tarafsız işleyişini nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.