Halk TV'de Şirin Payzın'ın sunduğu 'Sözüm Var' programına konuk olan tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, "Selahattin Demirtaş hapisten çıktıktan sonra tekrar siyasete girer mi sorusuna "Selahattin hep siyasetin içinde olur ama açık siyasete girer mi bilmiyorum onu konuşmadık" yanıtını verdi.
Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk süreciyle ilgili soruya da Başak Demirtaş, "Selahattin Demirtaş siyasi nedenlerle içeride tutuluyor. Bunu ben değil AİHM söylüyor. 'Siz Selahattin Demirtaş'ı somut olmayan nedenlerle tutukladınız ve bu tutukluluğu sürdürüyorsunuz. Yaptığı konuşmalar düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilebilecek konuşmalar' diyor" şeklinde yanıtladı.
Başak Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:
Çok zorlu bir süreç yaşıyoruz. Tabii ki biz de insanız, zorlandığımız zamanlar oluyor. Hem bir kadın ve bir anne olarak hem Selahattin Demirtaş'ın eşi olarak hem de herhangi bir Türkiye vatandaşı olarak büyük zorluk yaşıyoruz."
Biz yıllardır sadece hukuken mücadele etmiyoruz. Çok büyük bir algı kampanyasıyla karşı karşıyayız. Ortada çok büyük yalanlar var. Tabii ki bunlarla baş etmek çok da kolay değil. Ama biz haklı olduğunuz için kendimizi çok güçlü hissediyoruz. O nedenle yaklaşık beş yıldır yol arkadaşım, yoldaşım Selahattin ile birlikte mücadele etmeye devam ediyoruz.
"SORUMLULUKLARIM ARTTI"
Selahattin bizlerden yaklaşık 1.700 kilometre uzaklıkta bir cezaevinde tutuluyor. Tabii ki bunun birçok zorluğu var, değişen birçok şey var. Mesela ben artık öğretmenlik yapamıyorum, öğretmenliği bırakmak zorunda kaldım. Çünkü görev ve sorumluluklarım arttı. Beş yıl önceki Başak’ın bu kadar sorumluluğu yoktu; bir anneydi, bir öğretmendi. Evet bir siyasetçi eşiydi ama bu şekilde bir siyasi mücadele yürütmek zorunda değildi.
Ben eskiye göre kendimi çok daha güçlü hissediyorum. Evet, belki zorluklar çok daha arttı, haksızlıklar gün ve gün daha da artıyor ama güçlü olmak zorundayım. Çünkü büyük bir mücadele yürütüyoruz birlikte.
Toplumda çok büyük bir adaletsizlik var. Bir taraftan kongreler yapılıyor ama diğer taraftan milyonlarca esnaf dükkanlarını açamıyor. Restoranların açılmasına izin verilmiyor ama aynı yiyecekleri, içecekleri veren oteller açık, AVM'ler açık. Yani toplumun her alanında büyük bir adaletsizlik var. Ama tabii ki ben çok umutluyum. Bir gün adaletli bir ülkede yaşamak mümkün olacak ve hak yerini bulacak. Buna inanıyorum.
"SELAHATTİN ÇOK UMUTLU"
"Selahattin ile bir saatlik görüşme bile o kadar iyi geliyor ki. Selahattin ilk günden bu yana Türkiye'nin geleceğine dair hep çok umutluydu ve bunun için mücadele etti ve o sadece kendisi umutlu değildi. İlk günden bu yana umudu bütün topluma vermeye çalıştı. Dik durdu, direndi. Orada çalışmalar yürüttü, üretken oldu. Kitaplar yazdı. Üreterek direniyor ve bu, herkese büyük bir cesaret veriyor. Tabii ki öncelikle bana cesaret veriyor. Biliyorsunuz Selahattin’in çok güzel bir sözü var; “Cesaret bulaşıcıdır” diyor. Biz Selahattin’den, ilk elden bu cesareti alıyoruz.
'YENİ ROMAN GELİYOR'
Selahattin yeni bir roman yazıyor, bize el yazısı ile gönderiyor. Biz de kızlarla birlikte bilgisayara geçiriyoruz, yazıyoruz. Biz yazımı bitirdik şimdi. Söz sevgili yazarımızda. Bazı düzeltmeler yapacak, belki bazı değişiklikler yapacak. Çünkü bizim önerilerimizi özellikle kızlarımızın önerilerini çok dikkate alıyor. Biraz da gençlere hitap eden bir roman sanırım, hem konusu hem de dili itibarıyla. Kızlar bu görüşte önerilerini aktardılar, Selahattin de dikkatle dinledi."