Tülay Hatimoğulları Oruç: İstanbul Sözleşmesi'ne derhal geri dönülmeli

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın grubu toplantısı düzenleyen DEM Parti, toplantının başında kısa bir video gösterimi yaptı.

Hatimoğulları, konuşmasında kadın mücadelesine vurgu yaparak, “Mücadele tarihini bütün ağır bedellere rağmen günümüze kadar taşıyan kadınlara sözümüz olsun ki, kadınların özgürce yaşayabileceği bir coğrafyayı hep birlikte kuracağız” dedi.

“Erkek şiddetini önlemek için sahici adımlar atılmadı”

Kadına yönelik şiddet ve kadın hakları konularına değinen Hatimoğulları, şu ifadeleri kullandı:

“İktidar, kadına yönelik erkek şiddetini önlemek için asla sahici adımlar atmadı. 2025 yılı ‘Aile yılı’ ilan edildi. Kürtajı, gebeliği önleyici yöntemleri ve sezaryeni anormal gösteren uygulamalara karşı çıkıyoruz. Kadınlar en çok sevdikleri erkekler tarafından katlediliyor. İstanbul Sözleşmesi’ne derhal geri dönülmelidir. Kadın yoksulluğunu artıran politikalardan vazgeçilmeli ve cinsiyet eşitlikçi ekonomi politikaları uygulanmalıdır.”

Hatimoğulları, kayyum uygulamalarına da değinerek, “Kayyumlar gidecek, kadınlar ve seçilmişler kalacak” ifadelerini kullandı.

“Demokrasi ve özgürlük talebi güçleniyor”

DEM Parti Eş Genel Başkanı, Türkiye’nin önündeki süreçte temel mücadele dinamiğinin adalet ve özgürlük olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’nin demokratikleşmesi için diyalog ve çözüm yolları geliştirilmeli. Parlamento, hızla demokrasi alanını genişletmelidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı, ancak demokrasi ile taçlandırıldığında kalıcı bir barış mümkün olacaktır.”

“ADIM ATMA SIRASI İKTİDARDA”

PKK'nin ateşkes ilanından sonra adım atma sırasının iktidarda olduğunu belirten Hatimoğulları şunları söyledi:

"PKK'nin ateşkes ilan etmesi barış inancımızı büyütmüştür. Bu umudun daha da büyümesi için PKK'nin kongresini toplayacağı zeminin oluşturulması ve sınır ötesi operasyonların durdurulması çok önemli. Bu sürecin selameti açısından adım atması gereken iktidar ve devlettir. Barışı önce dilimizde inşa edeceğiz. Bu konularda da medyaya ve basın emekçilerine çok büyük görev düşmektedir. Sayın Erdoğan'ın bu süreci sahiplenmesi önemlidir ama barışın tesisi için söz yetmez, eylem ve icraat gerekir. Bu da sayın Cumhurbaşkanı'ndan beklenir.

Bu başlangıcı büyütmek ve geliştirmek bizlerin elindedir. Geçmiş dönemlere bakıp 'zor' diyenleri görüyorum. Burada biz demokratik cumhuriyet için bu coğrafyada verdiğimiz örgütlü mücadeleye, tarihsel bilgi ve birikimlerimize ve biz kadınlar en çok kendimize güveneceğiz bu süreçte. Sayın Öcalan da ifade etti her kesimin çok büyük katkısına ihtiyacı var. Öcalan'ın özgür çalışma ve yaşam koşulları hızla oluşturulmalıdır. Bu sürecin yasal ve hukuki zemini oluşturulmalıdır. Barış cesurların işidir. Barış siyasetin ve güncel politik tartışmaların üzerindedir."

“BÖLÜNME KAYGISINI BÜYÜTENLER KANDAN BESLENENLERDİR”

Türklere de özel olarak seslenen Tülay Hatimoğulları, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:

"Artık Türkiye'nin konuşma zamanı. Demokratik siyaset, gelecek koşullara bırakılacak en değerli mirastır. Buradan Türk halkına seslenmek isterim. Bu gelişmelerin barış ve çözümle nihayetlenmesi sadece Kürt halkına yaramayacak. Kafalarınızın karışık olduğunu biliyoruz. Devletin resmi ideolojisinin kurduğu sistem bu kafa karışıklığına sebebiyet vermiştir. Bu süreçten bütün halklar kazanacak, hepimiz kendi dilimiz ve inancımızla özgür yaşayacağımız bir sürecin başlangıcı olacak. Bölünme kaygısını büyütenler kandan beslenenlerdir. Bir çağ kapanıp başka bir çağ açılırken biz ortak geleceği kurmak için hazırız. Bizler barış yolunda adımlarımızı koşarak atacağız.

Sevgili Selahattin Demirtaş'ın dediği gibi, barış ağacına bir damla su verme zamanı. Onlarca yıllık mücadelesiyle barış tohumunu fideye dönüştüren, en ağır bedelleri ödeyen Barış Annelerinin önünde saygıyla eğiliyorum. Bu sürecin en önemli sahibi sizlersiniz. Anneler diyor ki, savaş değil barış istiyoruz. Artık bahar gelsin. Asker annelerine de sesleniyoruz. Acımız arasında bir fark yok. Bundan sonra tabutları kucaklamayalım diyor Barış Anneleri." 

Hatimoğulları, konuşmasını 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Newroz Bayramı için geniş katılım çağrısı yaparak tamamladı.

İLGİLİ HABERLER