TÜSİAD'a açılan soruşturmaya Ali Babacan'dan tepki: Hükûmet yargıyı bir sopa olarak kullanmaktan vazgeçmelidir

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili olarak, "Bu soruşturma, toplumun farklı kesimlerine gözdağı verme amacı taşıyan endişe verici bir girişimdir. Hükümetin, sivil toplumu ve meslek örgütlerini sindirmek için yargıyı bir baskı aracı olarak kullanmaktan vazgeçmesi gerekmektedir" dedi. Bu sözler, ülke gündeminde geniş yankı uyandırdı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras hakkında başlatılan soruşturmayla ilgili sosyal medya hesaplarından açıklamada bulundu. Ali Babacan, şunları söyledi:

Soruşturmayla İlgili Endişeler

Ali Babacan, başlatılan soruşturmayı toplumun her kesimine gözdağı verme olarak nitelendirdi. Bu tür adımların ülkeyi daha da çöküşe sürükleyeceğini belirtti. Demokratik bir hukuk devleti olmanın temel koşullarından birinin bağımsız yargı olduğunu vurguladı.

İş Dünyasının Önemi

Ali Babacan, iş dünyasının ülke ekonomisinin lokomotifi olduğunu ve bu nedenle sivil toplum örgütlerinin seslerini duyurmasının önemli olduğunu ifade etti. Hükümetin yargıyı baskı aracı olarak kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini savundu.

Eleştirilere Karşı Tavrı

Babacan, hükümetin her eleştiriyi kamu barışını bozmakla suçlayarak susturmaya çalışmasının hukuk devleti anlayışına zarar verdiğini belirtti. Herkesi olağan şüpheli ilan etmenin adaleti zedelediğini ve gerçeklerin örtülemeyeceğini savundu.

Ali Babacan, şunları söyledi:

"Bu soruşturma, toplumun her kesimine gözdağı verme adımlarının yeni bir örneğidir. Bir yandan yatırım, üretim, ihracat, istihdam derken, diğer yandan iş dünyasını yargı yoluyla baskı altına almak, ülkemizde sebep olduğunuz çöküşü daha da hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz. Demokratik bir hukuk devleti, güçlü bir ekonomi, itibarlı bir dış politika, yargının bağımsız ve tarafsız çalışmasıyla mümkün olur. İş dünyamızı temsil eden kuruluşlarımızın doğal görevi de bu gerçekleri ve talepleri dile getirmektir. Hükûmet, sivil toplumu ve meslek örgütlerini susturmak için yargıyı bir sopa olarak kullanmaktan vazgeçmelidir. Kamu barışını bozan hükûmetin uygulamalarını eleştirmek değil, yapılan her eleştiriyi kamu barışını bozmaya elverişli olarak niteleyip cezalandırmaya kalkmaktır. Soyut ve subjektif bir değerlendirme ile ülkede herkesi olağan şüpheli haline getirmek hukuk devletinin iflası anlamına gelir. Her konuşanı susturarak, gerçekleri örtemezseniz. Her konuşana soruşturma açarak insanları susturamazsınız."

İLGİLİ HABERLER