Sinema sektörüne, Barbie ile birlikte, üstelikte aynı zamanlama ile girerek oldukça ses getiren Oppenheimer, filminin seçkin kadrosunun içinde de yer alan Kenneth Branagh; yapımcı, yönetmen, oyuncu üçlemesinin, üçüncüsünü adeta, ben yine buradayım, diyerek bu film ile açıyor.
A Haunting In Venice, yani Venedik’te Cinayet, epey süredir bildik Hollywood stüdyolarının platolarına alternatif seçilmiş gibi özellikle aksiyon filmlerinin baş karargâhı haline getirilen ve Roma, Napoli, Sicilya, Venedik bölgelerinde taş üstünde taş bırakmayan, yönetmen ve yapımcılara bu kez 2.dünya savaşının yaralı İtalya sonrasını 1947 yılının kalıntıları ile açıyor.
Temelini kuvvetlendiren ise Polisiye Edebiyatının efsane kalemi, yüzyıllar geçse bile gerçekliğini koruyan Agatha Christie’den almış olması. Agatha Christie’nin, 1969 yılında yazdığı, Elmayı Yılan Isırdı, romanından bir uyarlama olarak, “Venedik’te Cinayet”, Venedik’te bir Şato içinde ki muhteşem manzaraları ile karşımızda.