İsrail’de iktidardaki aşırı sağcılar, Filistinlilerin sürülmesini ve Gazze’ye yerleşmeyi istiyor
AJANSAA muhabirine konuşan fanatik Yahudiler, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilerin ”ya başka ülkelere gönderilmesi ya da İsrail’in üstünlüğünü kabul etmesi” gerektiğini savunuyor Uluslararası hukuku hiçe sayarak Yahudilik metinlerine göre işgal altındaki bölgelerin İsrail’e ait olduğunu ileri süren aşırı sağcılar, fikirlerinin hükümet politikalarına yön vermesinden memnun
GAZZE SINIRI (AA) ENES CANLI İşgal altındaki bölgelerin "zaten" İsrail'in olduğunu savunan Yahudi milliyetçisi aşırı sağcılar, Filistinlilerin topraklarından sürülmesi gerektiğini savunarak, "bölgenin sadece Yahudilere ait olduğunu" ileri sürüyor.
AA ekibi, İsrail'in bir yıldır saldırıları ve uygulamalarıyla Uluslararası Adalet Divanında "soykırım işlediği" suçlamasıyla yargılandığı Gazze Şeridi'nin çevresinde, aşırı sağcıların, Gazze'de daha fazla Filistin toprağını gasbederek İsraillilerin burada yaşaması talebiyle, düzenlediği etkinliği takip etti.
Fanatik diye adlandırılabilecek grubun etkinliğine, kendileri de Filistin topraklarından gasbedilen İsrail yerleşimlerinde yaşayan aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar BenGvir'in yanı sıra bakanların partisinden milletvekilleri katıldı. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud üyesi 3 milletvekili de etkinlikte bulundu.
Etkinliği organize eden "Nahala" adlı siyonist örgüt, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinlilerin mülklerini İsrail yargısı yoluyla ele geçirme, Batı Şeria'da kurulan kaçak yerleşim yerleri ile Filistinlilerin topraklarının gasbı ve mülksüzleştirilmesinin arkasında yer alıyor.
İsrail hükümeti ile yakın ilişkideki hareketin başında 73 yaşındaki Yahudi milliyetçisi Daniella Weiss, etkinlikte yaptığı sunumda, "Gazze'ye dönüş" yazılı bir haritayla soykırımla sürülen Filistinlilerin topraklarına kurulacak İsrailli yerleşim yerlerini gösterdi. Weiss'in yoldaşları; aşırı sağcı dönemin önde gelen aktivistleri, bu dönemde İsrail hükümetinde kritik görevlerde bulunuyor.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten sonra Batı Şeria'daki uluslararası hukuka aykırı toprak ilhakı son yaklaşık 30 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
İnsanlık felaketinin yaşandığı Gazze'nin kuzeyi yakınında etkinlik
Yahudi dinine göre Sukot (Çardaklar) Bayramı'nda düzenlenen etkinlikte aşırı sağcı İsrailliler, Gazze'nin kuzeyine birkaç kilometre mesafede çardaklar kurdu.
Hoparlörlerden müzik ve konuşmaları, zaman zaman Gazze'ye atılan bomba seslerinin bastırdığı etkinliğe her yaştan, kadın, çocuk yüzlerce kişinin katılımın yanı sıra, makineli tüfekleri omuzlarından asılı, tabancaları belinde çok sayıda İsraillinin katılımı dikkati çekti.
Filistinlilere saldırılarla tanınan nasyonalist Yahudilerden önde gelen isimler de yer aldı. Filistinlilere şiddeti teşvik ettiği için Batı ülkeleri tarafından yaptırım getirilen aşırı sağcı Lehava Örgütü lideri Ben Zvi Gopstein'ın da etkinlikte bağış topladığı görüldü.
"Seçimler değil tanrı iradesi tercihi"
"Gazze'ye yeniden yerleşme" etkinliğine katılan aşırı sağcı Yahudi grupta, uluslararası hukuka göre değil, "Yahudilik inancına göre İsrail'in kendilerine ait olduğu" fikri, Gazze'de Filistin topraklarını gasbedip İsraillilerin yaşaması görüşü, özellikle 7 Ekim 2023'ten sonra Filistinlilerin kendilerini yönetmesine izin verilemeyeceği ayrıca zorla "göç etmeleri için teşvik edilmeleri" ortak söylemi öne çıkıyor.
İsrail, 2005'te çekilene kadar Gazze'deki Filistin topraklarından gasbedilen "Gush Katif" adlı yerleşimde yaşadığını ifade eden, 5 çocuk babası 38 yaşındaki Eliyahu Binyamin, o tarihten itibaren yakınlardaki Sderot kentinde kaldığını aktardı.
Seçimlerde kime oy verildiği sorusunu yanıtlamaktan kaçınan Eliyahu, siyasi bir parti söylemektense durumu kendi Yahudilik inancına göre yorumlamayı tercih etti.
Eliyahu, "Bizler oy verirken bu insanların kafasında ne olduğunu bilemeyiz. Politikacıların söylediklerine göre oy veriyoruz. Gerçeği, aslında ne düşündüğünü bilemezsin ama sana eğer tanrı kimin en iyi lider olduğunu söylüyorsa, bizim bu lidere sahip olmamız gerekir. Seçimlerde oy kullandığım zaman, bir seçeneğim yok. Benim istediğim bu değil, benim istediğim tanrının emrinin olması. Tanrı bize ne istediğini söylüyor, benim ne istediğimi değil. Bizim istediğimiz, tanrının istediği." ifadesini kullandı.
"Eski Ahit'e inandıklarını söyleyene, 'İsrail sadece Yahudilerin devleti olmalı ve burayı biz yönetmeli, burayı devletimiz yapmalıyız' diyenlere" oy verdiğini belirten Eliyahu, "seçimlere değil tanrının iradesine inandıklarını" dile getirdi.
İsrail'deki aşırı sağ çevrelerinde oldukça yaygın "Mesih" inancına değinen Eliyahu, "Bu dünyada İsrailoğullarını kimin yöneteceğine tanrının karar vereceğini, bunun da Mesih olduğunu " söyleyerek, "Mesih'in Yahudiler ve dünya için krallık koltuğunda oturacağı" tasavvurunu aktardı.
Eliyahu, Gazze'de Filistinlilerin topraklarını gasbedip İsraillilerin yerleştirilmesini "gündemde tutacaklarını, bu sayede İsrail hükümetinin bir gün, bir ay belki de bir yılda ama eninde sonunda aynı çizgiye geleceğini" savunarak, "Filistinliler, Araplar, bölgede, İran ile ve dünyada barış için İsrail topraklarında sadece Yahudilerin olması gerekiyor." ifadesini kullandı.
"Büyük İsrail bugünkü İsrail'den çok daha büyük"
İsrail'de aşırı sağ çevrelerinin kullandığı "Büyük İsrail" ve "vadedilmiş topraklar" söylemine ilişkin konuşan Eliyahu, "İsrail için vadedilmiş topraklar, bugünkü İsrail'den çok daha büyük. Bir gün tanrının iradesiyle tüm bu topraklar yeniden bizim olacak. Bütün milletler de bunu isteyecek. Şu anda sahip olduğumuz (İsrail) var. En azından bunu istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Gazze'de kalanlar İsrail'in üstünlüğünü kabul etmeli"
Gazze'deki Filistinlilere, ABD, uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler aracılığıyla para verilerek başka yerlere zorla göç ettirilebileceklerini savunan Eliyahu, Filistinlilerin de Gazze'den "göç etmek istediğini, onları teşvik etmek gerektiğini" ileri sürdü.
Eliyahu, Gazze'de Filistinlilerden burada kalmak isteyenler olursa ne yapacakları sorusu üzerine, "Kutsal kitap, İsrail'de yaşamak isteyenler olduğunda bu durum kabul edilebileceğini söylüyor. Ama bunun için bir şart var. Bizim yönetimimizi kabul etmeleri gerekiyor, bizim hükümetimiz, bizim kurallarımız." ifadesini kullandı.
Filistinlilerin aynı haklara sahip olup olmayacağına ilişkin Eliyahu, "Aynı haklar değil. Hiçbir zaman efendi ile aynı haklara sahip olamazsın. Bir efendi vardır, köle değil belki ama bir de diğer insanlar vardır. Sadece burada yaşama hakkı aynı." değerlendirmesinde bulundu.
"Bazı şeyler kamuoyuyla paylaşılıyor, bazıları paylaşılmıyor"
New York doğumlu İsrail vatandaşı Askalan (Aşkelon) kentinde yaşayan ve Gazze'de Filistinlilerden gaspedilen topraklara yerleşmek isteyen 3 çocuk annesi 31 yaşındaki Shira Leff Kreitman da İsrailli askerlerin Gazze'nin kuzeyinin "çoğunun boşaltıldığını" kendilerine söylediğini anlattı.
Hükümetten insanlarla konuştuğunu, bazı planlar ve fikirlerin değerlendirildiğini aktaran Kreitman, "bazı şeylerin kamuoyu önünde söylendiğini bazı şeylerinse paylaşılmadığını" dile getirdi.
"Hükümetle, liderleriyle uluslararası baskıya karşı koyarak onların istediğini değil yapılması gerekeni yaptıkları için gurur duyuyorum." ifadesini kullanan Kreitman, bölgedeki topraklara talip bazı İsraillilerin Gazze çevresinde karavanlarda yaşayarak hazır beklediğini paylaştı.
Batı Şeria'da Türk aktivistin öldürüldüğü bölgede yaşayan yerleşimci
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde bir yerleşim yerinde doğan ABDİsrail çifte vatandaşı Malkiel Barhai de Gazze'de İsraillilerin toprak gasbını destekleyen grubun arasında yer aldı.
Kovboy şapkası, daire çerçeveli gözlükleri ve uzun sakalıyla dikkati çeken 35 yaşındaki Barhai, Gazze'de yeni Yahudi yerleşimleri açmalarını hükümetten talep eden Nahala hareketine destek vermek için etkinliğe geldiğini söyledi.
Barhai, Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin katıldığı protestoda İsrail askerlerinin açtığı ateşte 6 Eylül'de öldüğü Beyta köyünün arazilerinin gasbedilerek inşa edilen, Evyatar isimli kaçak yerleşim yerini inşa ettiğini anlattı.
İsrail'in 2005'e kadar Gazze'de, Yahudi yerleşimleri olduğunu aktaran Barhai, tüm uluslararası toplumun Gazze'deki Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi için yardım etmesi gerektiğini savundu.
Barhai, İsrail ordusunun kara işgaline başladığı Lübnan'da da yerleşimler olması gerektiği görüşünü paylaşarak, "İsrail ordusunun işgal ettiği ancak toprak gasbedilmediği ve İsrailli yerleşimcilerin yaşamadığı tüm noktalarda güvenlik açığı olduğunu" ileri sürdü.
Kutsal metinlerdeki sınırlara değil İsrail'in kurucu lideri David BenGurion'ın "Büyük siyonist" görüşüne inandığını paylaşan Barhai, İsrail'in kuzeyindeki Metula'nın (Matalla) Lübnan sınırları içinde kalan Maysaiyun gibi bölgelerinde İsrail'in kurulmadan önce "siyonist yerleşimlerin" bulunduğunu ileri sürdü.
Barha, İsrail'in tam egemenliği altındaki başkenti Tel Aviv; "işgal altındaki Batı Şeria", soykırımın sürdüğü Gazze Şeridi arasında statü farkı olmadığını iddia etti.
İsrailli yerleşimci, "Hangi ülke bize saldırırsa kendimizi savunur ve karşı saldırı düzenleriz. Bize karşı kim saldırgan olursa sınırlarımızı ona göre çizeriz, saldırılarının bedelini öder." ifadesini kullandı.
Ayşenur Eygi'nin zeytin ağacının altında öldürülmesi için "meşruiyet" yorumu
Barhai, ABDTürk çifte vatandaşı Aktivist Eygi'nin 6 Eylül'de yaşadığı Evyatar yerleşimine karşı Beyta köyünde düzenlenen protesto gösterisinde İsrail askerlerinin açtığı ateşte öldürülmesi hakkında ne düşündüğünün sorulması üzerine, bölgede çoğu zaman şiddetli gösteriler yaşandığını ve İsrail ordusunun buna "meşru müdahale hakkını kullandığını" savundu.
Olayın detaylarını tam bilmediğini belirten Barhai, "(Ezgi) Yanlış zamanda, yanlış yerdeydi, belki de buradaki olaylara katıldı. Bilemiyorum. Ama bu konuda İsrail ordusunu suçlamak, çok mantık dışı, ayrıca İsrail ordusu çok çok temkinli, birçok ülkenin izin vermeyeceği kadar... Sadece saldırgan insanları, saldırıları için suçlayabilirsin." dedi.
Şu an Evyatar isimli Filistinlilerden gaspedilen İsrail yerleşimini inşa etmek "göreviyle meşgul olduğunu" dile getiren Barhai, ancak zamanı geldiğinde Gazze'de İsraillilerin yaşamasını desteklemek için elinden geleceğini paylaştı.
Gazze'de toprak gasbı "gerçekçi, adil, haklı" yorumu
Son 30 yıldır Gazze Şeridi'ne en yakın İsrail şehri Sderot'ta yaşadığını aktaran David Fendel de Gazze Şeridi'ne geri dönmenin "gerçekçi, adil, haklı" olduğunu savundu.
Fendel, Gazze'deki Filistinlilerin 22 Arap ülkesine gönderilebileceğini, Yahudilerin "İsrail toprağında" herhangi bir yere yerleşememesinin mantığının bulunmadığını ileri sürdü.
Aşırı sağcı İsrailli, "Büyük İsrail'in mevcut İsrail'den daha büyük olduğunu ancak bunu Mesih'in sağlayacağını" dile getirerek, şimdilik Gazze'yi talep ettiklerini söyledi.
Fendel, İran'ın nükleer tesislerine saldırı seçeneğine ilişkin "Tabii ki destekliyorum. Hitler'e saldırıyı destekler misin? Ne yani İran'ın nükleer güç olmasını beklememiz mi gerekiyor? İran'da rejimin olmadığından emin olmalıyız." ifadesini kullandı.
İran'ın nükleer tesislerine saldırıyla bir felaket yaşanabileceği hatırlatılan Fendel, "Sakın bize insanlık sevgisini öğretmeyin. Biz tüm insanları seviyoruz. Bu çok saçma ve çok fazla iki yüzlülük var." cevabını verdi.
Fendel, İsrail'in Gazze'ye "günde her kişiye 3 bin kaloriye varan çok geniş gıda yardımı yaptığını" iddia etti ve buna kesinlikle karşı olduğunu ekleyerek, "Suudi Arabistan ile BAE ile olduğu gibi barış yapmak için bu bir fırsat. Bizler hiçbir sorunun dünya barışına engel olmaması için çalışıyoruz. Filistinlilere, birçok Arap ülkesi olduğunu anlatmalıyız; İsrail ise Yahudiler için. Eğer buna alışamazlarsa buna alışmaları gerektiğini göstereceğiz." diye konuştu.
İlginizi Çekebilir