İçimdeki kahraman

Herkes önce anne ve babasının sonra kendi kendinin kahramanı...

Muhalif. Özel / Emel Seçen

İçimdeki Deniz, filmi benim film arşivlerim arasında önemli yerdedir. Yönetmen, Alejandro Amenábar’ın, usta oyuncu Javier Bardem ile bizi öyle yerlere sürükler ki, adeta her replik bir felsefe ders konusudur.

Dört ödüllü, yerli mi yerli, güzel mi güzel, İTÜ Mühendisi ama matematiği, sanatın içine ustaca sokmuş, TV dışında ilk uzun metraj çalışması “İçimdeki Kahraman” filmi ile karşımızda. Beyoğlu Sinemasında, Perşembe günü gerçekleşen basın ön gösteriminde, şanslı üç kişiden biri olduğum için son derece mutluyum. Birebir röportaj yapma imkânı buldum. Hepsinden öte, tanışma. Genç Yönetmen, bizim kuşağın en güzel yansımalarını ;  mizah, karikatür ve perde ile buluşturuyor. Zor bir kurguyu, ustaca harmanlamış ve oldukça başarılı bir iş çıkmış. Yurt dışında “fazla yerli” bulundu iddiası ile Yönetmene, “şimdilik” geri dönüş olsa da bugünlerde 8.düzenlenen Balkan Panorama Film Festivalinde yarışıyor.

Bir kere film, son derece düşündürücü, keyfili, eğlenceli ve aslında kendi, kendine yüzleşme hikâyesi. Hangimiz, önce ailemizin kahramanı olmadık ki? Babalar günü yaklaşırken, babasının kahramanı Kahraman, babasının içindeki yeteneğinin tezahürü aslında. Netice itibari ile hepimiz genlerimiz kadar varız ve milyonlarca sperm arasından biz galip geldik. Vardır, elbet bir hikmeti de, acaba yetenekli miyiz? Elbette insanız önce farklı olmak zorundayız da, göründüğümüz kadar mıyız? Görünür olup, görünmeyen mi? Yoksa görünmez olup, görünmemek mi? İçine empati, yalınlık ve kendin olabilme hallerini safha safha sunan, gerçek bir Türk Filmi. Filmin sonunun oyun havası şeklinde bitmesi, kendi olmaya çalışan Kahraman’ın, kostümü ile deli sanılmasından çok ötelerde aslında. Netice itibari ile biz, toplum Aysel Gürel’i de sonra anladık. Zaten mesele anlamlandıramamakta değil mi, ilk önce.

Seni, olduğu gibi kabul etmeyene, neyi anlatacaksın? Aşk; ikili ilişkiden çıkıp, sevdiğin işi yapmaya kadar ve kaderini kendinin yazdığı, asla bir daha silinemeyen bir senaryo değil mi? Hele bizim gibi toplumlarda, gerçek yeteneklerin sistemsel yontulmalarla, ufalana ufalana kaç kuşaktan, kaç yiğit kaldığımızın, açık sunumu değil de, ne?

KARAKTERLER YOL GÖSTERİYOR

Ayan beyan (Ayan Bey), Muhiddin Arabi’nin sözlerinde ki gibi “Ayan nedir? Şimdi bildim!”

KAHRAMAN, KADER, ÇAĞRI

Kendinizin Kahramanı olduğunuzu fark etmeye hazır mısınız? Alın babanızdan aldığınız mirası, sımsıkı sarılın, teşekkür edip, yolculuğunuza devam edin.

Hayat, fark edenleri ve cesur olanları onurlandırır. Bırakın kim ne demiş, ne söylemiş, ne ile yarışmış. Boş insanların yapacak bolca işleri olur. Ama kendini bulmuş insanın yaptığı işler, hep net olarak ortadır.

İÇİMDEKİ KAHRAMAN, 27 Mayıs hafta seçkisi içinde, tam otuz altı yıl sonra hafızalarımızı, o güzel anılarımız ile bizi yeniden yüzleştiren TOPGUN kadar gerçek, çünkü bu filmde emeği geçen başta Yönetmen Sinan Sertel’de vefa duygusu, değer ve anlaşılmak üzerinden damga vuruyor. Bazı sahneler, Joker filminin hastane sahnesinde, kendi olmaya çalışan, Belediye Başkanının gayrı meşru oğlunun onurlu duruşunun vurgulandığı gibi burada Kahraman ise; herkes düşmesini beklerken, kendi yolunu sonunda bulabilenlerden. Siz, hala arıyorsanız, bu film bir kapı açacak ve çok eğleneceksiniz.

Gülmek kadar, düşünmek bol, onu yeniden hatırlatalım. Zaten düşünmezsen, sorgulamazsan; nasıl, sen, sen olacaksın. O zaman işte, bir şekilde parayı bulmuş TV ya da Gazete patronu olmuş ama niteliksiz insanların, hayal dünyalarında ancak onların hayallerini yaşarsın.

Çap meselesini açmak lazım, mirim diyerek; Yönetmen Sinan Sertel ve ekibini yürekten kutluyorum. Görüntü Yönetmeni, Renkler, akış, kurgu. Zamanlama da oldukça iyi 90 dk bulmuyor. Her şey yerli yerinde, o kadar güzel yerleşmiş ki! Netice de matematik işin, içinde. Kaçınılmaz, başarılı son.

Yeşilçam ayarında, bol sorgulamalı, renkli, keyifli, yeni yeni yeteneklerin, keşfe sunulduğu çok ama çok hoş bir film. İlk uzun metraj için oldukça başarılı. Tebrikler. Bir zamanlar Ege’den Çağan Irmak çıkmıştı. Yeni yetenekleri tiyatrodan, filmlerden izler çıkarırdı. Kimler, kimler kazanılmadı ki onun sayesinde ve yine bir Balkan kökenli ve Egeli, Yönetmen Sinan Sertel, sadece salgın dönemi bir film çekmek ile kalmamış, sırasını beklemiş, kendi yolculuğuna devam ediyor ama filmin dışına çıkıp, bu yeteneklerde var, dedirtiyor. Hemen hemen her karakter, iki kişiyi oynamakta üstelik! Tekrar tebrikler!

İÇİMDEKİ KAHRAMAN

Kahraman, talihsiz bir kaza sonucu kaybettiği babasının ölümünden kendini sorumlu tutar. Babası ona içindeki kahramanı göstermeye çalışır. Süper güçlerini keşfedip babasını geri döndüreceğine yemin eder. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen Kahraman (24) süper güçlerini bulamamıştır. Karşılaştığı ve yol gösterici olduğunu söyleyen insanların, ne kadar boş olduğunu anladıkça hem gönül gözü hem kendi gözü açılır. Kendisinin yaşam yolculuğuna başlaması kolay olmayacaktır. Bede ödemeye hazır olduğunuzda yaşam size sunmaya başlar.

KAZANILAN ÖDÜLLER

Boğaziçi Film Festivali-  FilmYön- En İyi Yönetmen

Malatya Film Festivali - En İyi Müzik

Antakya  Film Festivali – En İyi Kurgu

Antakya Film Festivali -   Jüri Özel Ödülü

YÖNETMEN: SİNAN SERTEL

Senaryo: Ümit Cihan Canpolat, Sinan Sertel, Mustafa Çiftçi

Oyuncular: Ahmet Melih Yılmaz (Kahraman), Ulvi Kahyaoğlu (Çağdaş), Öykü Naz Altay (Kader, Ahu), Benian Dönmez( Hüsniye), Muttalip Müjdeci (Ayan Baba), Cüneyt Yalaz (Hüsnü, Davud)

İLGİLİ HABERLER