Boykot çağrısı yapanlara soruşturma açılabilir mi?

Boykot çağrısı yapanlara soruşturma açılabilir mi?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Boykot çağrısı yapanlara re’sen soruşturma başlattı. Soruşturmada; Türk Ceza Kanunu’nun ‘122. Maddesi’ ve ‘216. Maddesi’ bulunuyor. Peki; bu maddeler üzerinden, Boykot çağrısı yapanlara soruşturma açılabilir mi?

Muhalif Analiz

CHP lideri Özgür Özel'in açıklamasıyla başlayan boykot süreci geniş kitlelere yayılınca savcılık harekete geçti.

1 Nisan 2025’te (dün) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada boykot çağrısı yapanlar hakkında "Nefret ve Ayrımcılık" ile "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik" suçlarından re’sen soruşturma başlattığını duyurdu. Bu durum, çağrıların ayrıştırıcı söylemler içerdiği veya kamu huzurunu tehdit ettiği yönünde bir değerlendirme yapıldığını gösteriyor.

Peki, Boykot çağrısında bulunanlar hakkında soruşturma açılabilir mi?

Evet, Türkiye’de boykot çağrısı yapanlara soruşturma açılabilir. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan bazı maddeler, bu tür çağrıların içeriğine ve sonuçlarına bağlı olarak soruşturma başlatılmasına zemin hazırlayabilir. Ancak, hukukçulara göre soruşturma açılsa da; hukuki çerçeve içerisinde davanın kazanma şansı bulunmuyor.

Peki neden? Sebepleri neler?

Nefret ve Ayrımcılık Suçu (TCK Madde 122): Bir kişi veya grubun ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik ayrıştırıcı söylemler, bu madde kapsamında değerlendirilebilir. Eğer boykot çağrısı, belirli bir kesimi hedef alarak nefret veya ayrımcılık içeriyorsa, soruşturma açılabilir.

TCK Madde 122'de dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle bir kişinin olağan ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kimse cezalandırılır deniliyor. Burada ise belirli bir gruba yönelik değil, genel boykot çağrısı bulunmaktadır. 

Diğer bir detay ise; yukarıdaki özelliklerden kaynaklanan nefret nedeniyle fiilin yapılması gereklidir. Hali hazırda ise hukuka aykırı tutumun sonlandırılmasına yönelik adalet motivasyonu bulunmaktadır.


Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu (TCK Madde 216): Boykot çağrısı, halkın bir kesimini diğerine karşı kin ve düşmanlığa tahrik ederse, bu maddeye dayanılarak yasal işlem başlatılabilir. Çağrının kamu düzenini bozucu nitelikte olması da bu kapsamda ele alınabilir.

TCK Madde 216'da düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu bakımından kamu güvenliği üzerinde açık ve yakın tehlikenin gündeme gelmesi gerekmektedir. 
Bahsi geçen çağrı ise sadece alışveriş yapılmaması şeklindedir. Akıl ve mantık çerçevesinde alışveriş yapmanın kamu güvenliği üzerinde herhangi bir tehlikeye yol açması mümkün değildir. Dikkat çeken kısım ise; ‘satıcı’ konumunda bulunanlar sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip halk kesimi olmamalıdır. Keza boykotlarda buna yönelik de bir de detay belirtilmemiştir. 

Sonuç olarak hukuk kurallarına siyaset karışmadığı ölçüde güncel boykot çağrılarına ceza-i yaptırım uygulanması öngörülmüyor. Tabii bahsettiklerimizin günümüz koşulları içerisinde bağlayıcılığı da bulunmuyor.
Türkiye’de boykot çağrıları genellikle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilse de, hükümetin politik tutumuna ve çağrının niteliğine bağlı olarak yasal soruşturmalar gerçekleşebilir.


 

İLGİLİ HABERLER