Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda değişiklik mesaisi, eleştiriler hangi yönde
GÜNDEMTBMM’ye sunulan 39 madde ve geçici 3 maddeden oluşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi bu hafta Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülecek. Teklife göre, öğretmenlere yönelik 'kasten yaralama', 'tehdit', 'hakaret' ve 'görevi yaptırmamak için direnme' suçlarında cezalar yarı oranında artırılacak ve hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak. Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi eğitim kurumlarında yönetici, öğretmen, usta öğretici, yabancı uyruklu öğrencilerin eğitimine yönelik Bakanlık tarafından yürütülen projelerde öğretici/öğretmen veya rehber danışman; özel öğretim kurumlarında yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğretici olarak görev yapanlar ile Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumları ve özel öğretim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders okutanlara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan öğretmenlere karşı görevleri sebebiyle işlenen Türk Ceza Kanunu kapsamındaki kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılacak. Bu suçların işlenmesi halinde hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak.
Yıldırım Kaya, Eğitim- Sen
27. Dönem Ankara Milletvekili, Eğitim Sen Kurucu Genel Başkanı Yıldırım Kaya, Muhalif’e, Öğretmenlerin ekonomik, demokratik, özlük, sosyal ve siyasal haklarına çözüm üretmeyen, öğretmen örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanan bu kanun teklifi kabul edilemez” derken, Eğitim-Sen, “ Kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 18 milyona yakın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonu aşkın öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını dar bir çerçevede düzenlemek doğru değildir” görüşüne yer verdi.
Muhalif- Ankara Özel
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu bu hafta 39 madde ve geçici 3 maddeden oluşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifin görüşmelerine başlayacak. AKP’li 100 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunulan kanun teklif, hazırlık aşamasında ilgili örgütlerin görüşü alınmadığı, öğretmenlerin ekonomik, demokratik, özlük, sosyal ve siyasal haklarına çözüm üretmediği gerekçesiyle eleştirilerin odağında. Teklife göre, Türk eğitim sisteminde; 1 milyon 30 bin 424 resmî eğitim kurumlarında, 199 bin 978'i özel öğretim kurumlarında olmak üzere toplam 1 milyon 230 bin 402 öğretmen ve okul yöneticisi görev yapıyor. Bu öğretmenlerin 477 bini 35 ve daha alt yaşta. Öğretmenlerin yaş ortalaması 40'ın altında. Bu durum, hâlihazırda görevde olan öğretmenlerimizin ortalama olarak en az 25 yıl daha görev yapacağı anlamına geliyor. Teklif de eğitimciye şiddete karşı cezalarda artırım öngörülüyor. Buna göre, öğretmenlere yönelik 'kasten yaralama', 'tehdit', 'hakaret' ve 'görevi yaptırmamak için direnme' suçlarında cezalar yarı oranında artırılacak ve hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak. Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi eğitim kurumlarında yönetici, öğretmen, usta öğretici, yabancı uyruklu öğrencilerin eğitimine yönelik Bakanlık tarafından yürütülen projelerde öğretici/öğretmen veya rehber danışman; özel öğretim kurumlarında yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğretici olarak görev yapanlar ile Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumları ve özel öğretim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders okutanlara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan öğretmenlere karşı görevleri sebebiyle işlenen Türk Ceza Kanunu kapsamındaki kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılacak. Bu suçların işlenmesi halinde hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak. Teklifle, Milli Eğitim Akademisi kurulacak. Öğretmenlik mesleği yeterlikleri çerçevesinde belirlenen teorik ve uygulamalı derslerden oluşan hazırlık eğitimi, Milli Eğitim Akademisince verilecek. Öğretmen adaylarına, hazırlık eğitimi sürecinde belirlenen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay ödeme yapılacak. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanılmasını kolaylaştırma, kabul etme, bulundurma, kullanma suçları ile hayasızca hareketler, müstehcenlik, fuhuş suçları ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan mahkum olanların öğretmenliği sona erecek.
Görevde olan öğretmen ve uzman öğretmenlerden, 20 yıllık çalışma süresini tamamlayan ve uzman öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti olma şartı dışındaki koşulları sağlayanlar başöğretmen unvanı için başvurabilecek.
Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 100 Milletvekili Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi amacı şöyle ifade edildi:
Teklif ile; öğretmenlerin seçilmelerinin, yetiştirilmelerinin, atanmalarının, haklarının, ödev ve sorumluluklarının, mesleki gelişimlerinin ve meslek içinde ilerlemelerinin; öğretmen, yönetici ve diğer personelin yetiştirilmeleri ve mesleki gelişimlerine yönelik hizmetleri yürütmek üzere Millî Eğitim Akademisinin kurulması, görevleri ve teşkilat yapısının; eğitim kurum yöneticilerinin ödev ve sorumluluklarının; içeriği Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen ve Millî Eğitim Akademisi tarafından verilen, teorik ve uygulamalı derslerden oluşan öğretmenlik mesleğine hazırlık eğitiminin usul ve esaslarının; ödül müessesi ile disiplin cezası gerektiren fiil ve davranışların tespiti, disiplin cezaları ve bu cezaların uygulanmasına ilişkin hususların; öğretmen adaylarına ilişkin mali ve sosyal haklar, sözleşmeli öğretmenlikte istihdam, kadrolu öğretmenliğe atama ve yer değişikliğine ilişkin usul ve esasların; sayılan suçların eğitim çalışanlarına karşı görevleri sebebiyle işlenmesi halinde verilecek cezaların yarı oranda artırılması ile bu suçlar hakkında verilen hapis cezalarında erteleme hükümlerinin uygulanmamasının düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
Yıldırım Kaya: Öğretmeni Yok Sayan Yasaya Hayır
27. Dönem Ankara Milletvekili, Eğitim Sen Kurucu Genel Başkanı Yıldırım Kaya’nın teklife eleştirileri şöyle:
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından tarikatların karanlık dehlizlerinde hazırlanan “Öğretmen Meslek Kanun teklifi, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmek üzere gündeme getirildi. Öğretmenlerin ekonomik, demokratik, özlük, sosyal ve siyasal haklarına çözüm üretmeyen, öğretmen örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanan bu kanun teklifi kabul edilemez.
Eğitim fakültelerini işlevsiz hale getirecek, KPSS yi yok sayacak, öğretmenleri disiplin sopası ile sindirecek “ Milli Eğitim Akademisi” teklifi kabul edilemez. Eğitim dünyasını ve eğitimcilerin örgütlerini ve siyasi partilerin komisyon üyelerini, öğretmenlerin derdine derman olmayacak bu kanun teklifine karşı mücadeleye çağırıyorum. Laik, Bilimsel, Çağdaş, Karma, Kamusal Eğitime vurulacak darbeye bir yenisi daha ekleniyor.
Eğitim- Sen: Özellikle çalışma koşulları ve ekonomik haklar konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktadır.
Teklife ilişkin değerlendirmesi şöyle;
Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), bugüne kadar defalarca yaptığı gibi, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemeye çalışmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptal etmesinin ardından, kapalı kapılar ardında, kanunun asıl muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikaların iradesi dışında, öğretmenlerin haklarını ve taleplerini dikkate almadan yeniden düzenlenmiş ve “Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı” adı altında TBMM’ye sunulmuştur.
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesi ilk gündeme getirildiğinde, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan ve öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olduğu yönünde yoğun eleştiriler almıştır. MEB ise ÖMK’ye yönelik bütün eleştirilere kulaklarını tıkamış ve bildiğini okumaya devam etmiştir. Sendikamızın ve öğretmenlerin temel talebi, ÖMK’de yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde uygulanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’na göre 2022’de 516 bin 974 öğretmen uzman öğretmen, 66 bin 679 öğretmen ise başöğretmen unvanı alırken, 2023’te ise 69 bin 881 öğretmen uzman öğretmen, 3 bin 891 öğretmen de başöğretmen unvanı kazanmıştır. Günümüz itibariyle diğer meslektaşları ile aynı işi yapan öğretmenlerden uzman unvanı alanlar 4 bin 304 lira, başöğretmen unvanı olanlarsa 8 bin 608 lira eğitim-öğretim tazminatı almaktadır.
Yeni Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı, eğitim-öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenlerin seçimi, yetiştirilmesi, atanması, hakları, ödev ve sorumlulukları ile kariyer basamaklarında ilerlemeleri gibi konuları ve Millî Eğitim Akademisi’nin kurulmasını düzenlemektedir. Öğretmenlik mesleği, genel kültür, özel alan eğitimi ve öğretmenlik meslek bilgisi gerektiren bir ihtisas mesleği olarak tanımlanmıştır. Öğretmen olarak istihdam edilecekler, belirli yükseköğretim programlarından mezun olmalı ve hazırlık eğitiminde başarılı olmalıdır.
Hazırlık eğitimi, teorik ve uygulamalı derslerden oluşacak ve Millî Eğitim Akademisi tarafından verilecektir. Eğitimin süresi dört dönem olarak belirlenmiş, eğitimde başarının yazılı sınavlar ve uygulamalı değerlendirmelerle ölçüleceği belirtilmiştir. Hazırlık eğitimini başarıyla tamamlayanlar sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecektir. Sözleşmeli öğretmenler üç yıl süreyle başka bir yere atanamayacak ve üç yıllık hizmet süresini tamamlayanlar kadrolu öğretmenliğe atanacaktır.
Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Taslağına Yönelik Temel Eleştirilerimiz
Kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 18 milyona yakın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonu aşkın öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını dar bir çerçevede düzenlemek doğru değildir.
Kanun tasarısında, özel okul ve kurslarda öğretmenlik yapan meslektaşlarımızın başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal hakları, ücret ve çalışma koşulları ile ilgili hiçbir düzenleme olmaması önemli bir eksikliktir. Meslek kanunu olan diğer mesleklere (doktorluk, mühendislik, mimarlık, avukatlık, eczacılık) bakıldığında kamu-özel ayrımı yapmadan o mesleği icra eden herkesin ilgili meslek kanunu kapsamında olduğu görülmektedir. Diğer meslek gruplarına ilişkin meslek kanunlarında daha bütüncül ve kapsayıcı bir yaklaşım söz konusu iken, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun da bir öğretmen adayının meslek tercihinden emekliliğe kadar geçen sürece ilişkin tüm aşamaların yer almaması bir diğer önemli eksikliktir.
Kanun taslağında öğretmenlerin gerçek ihtiyaçlarının ve beklentilerinin neler olduğuna yeterince bakılmaması ve toplumsal statülerini iyileştirmeye yönelik geniş kapsamlı bir çalışma yapılmaması en önemli sınırlılık olarak dikkat çekmektedir.
Kanunun öğretmen ve yöneticilerin niteliklerinin belirlenmesi, atama ve görevlendirmelerde liyakat ve kariyer esaslarına uyulması, mesleki gelişimlerinin sağlanması gibi ilkeleri içerdiği belirtilmektedir. İlk bakışta liyakat ve kariyer esaslarına uyulması önemli bir ilke olmasına rağmen, Türkiye’de bu tür süreçlerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi konusunda geçmişte yaşanan sıkıntılar göz önüne alındığında, bu ilkenin uygulamada ne kadar etkili olacağı konusunda endişeler bulunmaktadır. Ayrıca, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin sağlanması için gerekli olan kaynakların yeterli olup olmadığı belirsizdir.
Kanun taslağında öğretmenlerin sorumlulukları detaylı bir şekilde belirtilirken, hakları konusunda daha genel ifadeler kullanılmış olması dikkat çekicidir. Bu durum, öğretmenlerin haklarının korunması ve uygulanmasında sorunlar yaşanabileceğini göstermektedir. Özellikle çalışma koşulları ve ekonomik haklar konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktadır.
Kanun taslağında öğretmen adaylarına ve öğretmenlere yönelik disiplin cezalarını ve bu cezaların gerektiren fiil ve davranışları detaylı bir şekilde düzenlemektedir. Disiplin cezalarının ayrıntılı bir şekilde belirtilmesi, öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının iş güvencesine yönelik açık bir tehdit olarak kullanılabilecektir. Ayrıca, MEB’in geçmiş yıllardaki uygulamaları dikkate alındığında söz konusu cezaların uygulanmasında keyfi uygulamalara yol açabilecek açık noktalar bulunmaktadır.
Siyasi iktidar, öğretmenler arasında halen var olan sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenileri eklemekle kalmamakta, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını daha da pekiştirecek adımlar atmaktadır. Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir. Bu temel gerçeği yok sayarak, öğretmenleri kariyer basamaklarına göre bölmek, farklı ücret politikaları üzerinden ayrıştırmak, öğretmenler arasındaki ilişkilerin ve mesleki dayanışmanın bozulmasına neden olacaktır. Yapay olarak oluşturulan farklı statü ve unvanlar, zaman içinde giderek belirginleşen sınıfsal ayrışmalara, okullarda katı ve hiyerarşik çalışma ilişkilerinin oluşmasına yol açacaktır.
‘Nitelikli okul/niteliksiz okul’ ayrımında olduğu gibi, kariyer basamakları üzerinden ‘nitelikli öğretmen/niteliksiz öğretmen’ algısı yaratılarak öğretmenlik mesleğinin saygınlığının daha da düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durum ayrıca, okullarda çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında gerilimler yaratacak ve okullarda oluşturulan ‘özel sınıfları’ daha yaygın hale getirecektir.
Meclis’e sunulan kanun teklifinin bu şekilde yasalaşması halinde, öğretmenler sözleşmeli olarak atanmak için bir de yeni kurulacak bu akademinin eğitiminden geçecek; akademiye KPSS puanına ve atama ihtiyacı sayısına göre alınacak olan öğretmenler, 3 ya da 4 dönemlik eğitim boyunca “öğretmen adayı” sayılacaklardır. Öğretmen adaylarının Akademi’de geçirdikleri süre hizmet süresinden sayılmazken, sadece genel sağlık sigortalısı olacak olmaları dikkat çekicidir.
İlginizi Çekebilir