© Muhalif 2024

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Kaya’dan dikkat çeken uyarı; Orta Doğululaştırılmak istenen bir Türkiye

TBMM Genel Kurulunda, Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki terör saldırıları ve terörle mücadeleye ilişkin görüşmelerde Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, “Orta Doğululaştırılmak istenen bir Türkiye tehlikesini hep beraber görmek zorundayız” dedi.

Muhalif- Ankara

TBMM Genel Kurulunda, Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki terör saldırıları ve terörle mücadeleye ilişkin görüşmelerde Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, “Orta Doğululaştırılmak istenen bir Türkiye tehlikesini hep beraber görmek zorundayız” dedi. Türkiye’nin terör ve teröristle mücadelesinin uluslararası bir boyut kazandığını görmesi gerektiğine dikkat çeken Kaya, “Bu bağlamda, ülkemizin sınır güvenliğinin sorunlu olması, 5 milyonu aşan düzensiz ve kontrolsüz göçün önümüzdeki günlerde Türkiye’nin kaosa sürüklenen bir Orta Doğululaştırılmış ülkede ne tür rol ve misyonlar biçileceğine hepinizin dikkatini çekmek istiyorum. Dolayısıyla, bir taraftan mazlumlarla dayanışırken bir taraftan da bu düzensiz göç sebebiyle ülkemizin maruz kalacağı bu Orta Doğululaştırma sürecine de hep beraber dikkatlerinizi çekmek istiyorum” dedi.

Bülent Kaya’nın konuşmasından bazı bölümler şöyle:

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) :Bugün konuştuğumuz konuyu daha sağlıklı ve anlaşılabilir bir bakış açısıyla anlamanın yolu, bu meselenin artık ulusal sınırlarla sınırlı olarak tartışılan bir mesele olmaktan çıktığını görebilmekten başladığını düşünüyorum. Orta Doğu’nun ve özelde Türkiye’mizin ve coğrafyamızın içine çekilmek istenildiği çatışmalı ve sürdürülebilir bir kaos süreciyle yaratılmak istenen zeminin farkına vararak bu konuları daha aklıselim ve daha sağlıklı bir şekilde müzakere etmek gibi bir mecburiyetimiz vardır Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak. Öfkelerimizle, hırslarımızla, intikam duygularımızla bu kürsülerde bu konuları müzakere edemeyiz çünkü millet bizden bu sorunları daha bir aklıselimle, daha bir devlet aklıyla konuşmamızı, geçmiş tecrübelerden dersler çıkararak bu konuları kalıcı bir çözüme kavuşturmamızı istiyor. Çünkü artık Türkiye'yi Irak’tan, Suriye'den, İran’dan, Orta Doğu'dan, Türk dünyasından ayrı düşünerek ve oradaki gelişmelerden bağımsız bir şekilde düşünerek meselelerimizi tahlil etme şansını çoktan kaçırdık. Orta Doğululaştırılmak istenen bir Türkiye tehlikesini hep beraber görmek zorundayız. “Orta Doğululaşma”yı Batılıların hor gördüğü kavram manasında kullanmıyorum; “Orta Doğululaşma” istikrarsız bir ülke demektir; “Orta Doğululaştırma” vekâlet savaşlarıyla kaosa, teröre ve çatışmaya açık ülke demektir; “Orta Doğululaştırma” demokrasi ve insan hakları konusunda sorunlu olan, otoriterliğe kayan rejimlere doğru giden bir ülke demektir, millî birlik ve beraberliği parçalanmış bir ülke ve millî meselelerde ortak bir tavır ortaya koyma iradesinden gitgide uzaklaşan bir ülke demektir. Dolayısıyla Türkiye'nin bu Orta Doğululaştırma sürecine doğru sürüklenmesinin tehlikesinin farkına hep beraber varmak zorundayız.

Önce, komşumuz olan Irak’ta 1990’lı yıllardan itibaren uygulamaya konulmak istenen Orta Doğululaştırma sürecinin bugün Irak’ı getirdiği nokta ve hâl ortada. Elbette bizim Irak’a dair dış politikamızdaki yanlışlarımızın… Bu konuma gelmesindeki görüşlerimizi saklı tutuyor ve onları konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Daha sonra, 2010 yılından itibaren Suriye'nin Orta Doğululaştırma sürecine hep beraber dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Elbette Suriye'nin bugün getirilmek istenildiği noktaya bizim yanlış dış politikamızın etkilerini de saklı tutarak onları da konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Ama bugün gelinen noktada Suriye'deki, Irak’taki, İran'daki gelişmelerden bağımsız olarak biz Türkiye’nin mücadelesini tahlil edersek, zannımca eksik bir değerlendirmede bulunmuş oluruz. Ülkemizde yaklaşık kırk yıldır devam eden bir terör ortamı var. Artık Türkiye’nin terör ve teröristle mücadelesinin uluslararası bir boyut kazandığını görmemiz gerektiğini ifade ediyorum. Bu bağlamda, ülkemizin sınır güvenliğinin sorunlu olması, 5 milyonu aşan düzensiz ve kontrolsüz göçün önümüzdeki günlerde Türkiye’nin kaosa sürüklenen bir Orta Doğululaştırılmış ülkede ne tür rol ve misyonlar biçileceğine hepinizin dikkatini çekmek istiyorum. Dolayısıyla, bir taraftan mazlumlarla dayanışırken bir taraftan da bu düzensiz göç sebebiyle ülkemizin maruz kalacağı bu Orta Doğululaştırma sürecine de hep beraber dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Türkiye'deki Kürt vatandaşlarımız kadar Irak’taki, Suriye'deki, İran'daki Kürt kardeşlerimizin de sorunlarının bizi ilgilendirdiğinin farkında olarak bu meseleleri konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER