© Muhalif 2024

Şentop’un, Libya Tezkeresinde olağanüstü toplanan Meclis Can Atalay’da aynı tavrı göstermedi

TBMM’nin eski Başkanı Mustafa Şentop, Meclis’in toplanmama kararı aldığı bir dönemde Anayasa’nın 93’üncü maddesi ve İç Tüzük’ün 7. maddesine dayanarak Genel Kurul’u 2 Ocak 2020 tarihinde toplantıya çağırıyor. Genel Kurul’da çalışma kararı alınarak Libya tezkeresinin görüşmeleri muhalefet partilerinin Anayasa ve iç tüzük itirazlarına rağmen geçilen görüşmelerin ardından kabul ediliyor. Şentop’un Anayasa’nın 93’üncü maddesi ve İç Tüzük’ün 7. maddesine dayanarak topladığı Meclis, Numan Kurtulmuş’un Can Atalay için istenen olağanüstü çağrının reddedilmesi gerekçesinde yer aldı. DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, ‘Yakın geçmişte benzer bir durum yaşanmış ve Sayın Şentop bu yetkiyi kabul etmiştir’ dedi. TBMM’de 1983 yılından bu yana iktidar ya da muhalefet çağrıları üzerine 46 olağanüstü toplantı gerçekleşiyor.

Hülya Özmen- Muhalif / Ankara

TBMM’de temsil edilen 8 parti CHP, DEM Parti, TİP, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi’nin    Anayasa Mahkemesi kararına rağmen hakkında tahliye kararı verilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için Meclise olağanüstü toplantı çağrısının reddedilmesi üzerine yayınlanan ortak bildiride, 2 Ocak 2020 tarihinde benzer bir durumda TBMM, dönemin Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağrıldığı ve toplantının gerçekleştiğine işaret edildi. DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da, "Meclis Başkanı'nın Olağanüstü Toplantı Talebimizi Reddetmesi" konusunda yaptığı basın toplantısında, “Meclis bir araya gelerek kendi meselesi olan bu durumu görüşemeyecekse ne kendi hukukuna ne de milletin hukukuna sahip çıkamıyor demektir" dedi.  Meclis’in olağan ve olağanüstü toplantılarının usul ve esasları Anayasa’nın 93. maddesi ile İçtüzük’ün 5, 6, 7 ve 54. maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlendiğini ifade eden Yeneroğlu, Meclis’in çalışmalarını ertelediği ara verme ve tatil dönemlerinde doğacak olağanüstü gereksinimlere ve ihtiyaçlara göre, Anayasa’da ve İçtüzük’te belirtilen belirli şartlarda olağanüstü toplantı yapmasının mümkün kılındığını ifade etti. Anayasa’da ve İçtüzük’te belirtilen şartların Cumhurbaşkanı’nın, Meclis Başkanı’nın ve Parlamento’nun 120 milletvekilinin talebi olarak belirlendiğini belirten Yeneroğlu, meclis başkanı ve yürütmenin başı olan cumhurbaşkanının yanında bu yetkinin muhalefet partilerine de verildiğini, muhalefetin ülke gündemine göre olağanüstü durumlarda mecliste toplantıya çağırma hakkının Anayasa’da ve İçtüzük’te korunduğunu vurguladı.

‘Meclis Başkan’ı toplantıyı en geç 7 gün içerisinde yapmakla mükelleftir’

“Bu toplantı çağrısında bulunulması halinde Meclis Başkanı’na bir takdir yetkisi tanınmamıştır; Başkan, toplantıyı en geç yedi gün içerisinde yerine getirmekle mükellef tutulmuştur. Bilindiği üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarına 27 Aralık 2023 tarihinden 16 Ocak 2024 tarihine kadar ara vermiştir. Meclis Başkanı, bu durumu istediği kadar “Meclis’in toplantı yapmama kararı” aldığı şeklinde yorumlasa da sonuç değişmemektedir. Çünkü Meclis’in ara verme veya Genel Kurul’un belli günlerde toplanmamasına dair verdiği kararlar, birer Parlamento kararıdır ve bunlar, farklı kelimelerle ifade edilmiş olsa da doğurduğu hukuki sonuç itibarıyla aynı nitelikte yasama işlemleridir.

 Her  iki kararda da Genel Kurul’un çalışmalarını ertelemesi yani toplanmaması kararlaştırılmaktadır. Bu nedenle de her iki durumda da olağanüstü toplantının şartlarını ve şeklini düzenleyen Anayasa’nın 93’üncü maddesi ve İçtüzük’ün 7. maddesi geçerlidir.”

‘Yakın geçmişte benzer bir durum yaşanmış ve Sayın Şentop bu yetkiyi kabul etmiştir’

“Bu karar, Meclis teamüllerine de aykırıdır. Bunun birçok örneği vardır. Mesela benzer bir durum yakın geçmişte, 2 Ocak 2020 tarihinde yaşanmıştır. Dönemin Meclis Başkanı Sn. Şentop, Meclis’in toplanmama kararı aldığı bir dönemde Anayasa’nın 93’üncü maddesi ve İçtüzük ’ün 7. maddesine dayanarak Genel Kurul’u toplantıya çağırmış, alınan kararla Meclis çalışmalarını yürüterek Libya tezkeresini kabul etmiştir.

Sayın Şentop’un meclis tutanaklarında geçen ifadesi şu şekildedir: “Anayasa ve İçtüzük, tatilde ve ara vermede Meclis Başkanı’na bu yetkiyi veriyor. Genel Kurul’un toplanmama kararı ise tatil ve ara vermeye göre daha basit ve onun içinde bir parça olan bir karar. Tatil veya ara vermede Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni toplantıya çağırma yetkisini veren Anayasa’nın 93 ve İçtüzük'ün 7'nci maddeleri, Genel Kurul’un toplanmama kararı üzerine onu toplantıya çağırma yetkisini de Meclis Başkanı’na vermektedir.”

Anayasa’nın 93. ve İçtüzük’ün 7. maddeleri, Sn. Şentop’un da doğru olarak belirttiği gibi, ister adı ara verme olsun isterse de toplanmama kararı olsun Meclis’i toplantıya çağırma yetkisini Meclis Başkanı’na da vermektedir. Bu maddeler Meclis Başkanı’na bu yetkiyi nasıl veriyorsa aynı şekilde yeter sayıda milletvekiline, yani bizlere de bu yetkiyi tartışmasız şekilde vermektedir. Bu yetki üzerinde Meclis Başkanı’nın bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Meclis Başkanı bu çağrıya uymak, 7 gün içinde toplantıyı yapmak zorundadır.

“1983 yılından bu yana iktidar ya da muhalefet çağrıları olmuş, 46 olağanüstü toplantı gerçekleşmiştir”.

TBMM kayıtlarına bakıldığında 1983 yılından bu yana iktidar ya da muhalefet çağrıları olmuş, 46 olağanüstü toplantı gerçekleşmiştir. Ancak ne yazık ki bu sefer gerçekleşemedi.”

‘Meclis çatısı altında zaten iktidarın belirlediği gündemin dışına çıkamadığımız bir dönemde muhalefetin olağanüstü toplantıya çağırma hakkının da elinden alınması millet iradesine saygısızlıktır’

Muhalefetin bu yetkisini, 8 siyasi partinin, 230 milletvekilinin iradesini, çağrısını göz ardı etmek muhalefetsiz bir meclis anlayışını ortaya çıkarır. Buna kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur. Meclis Başkanı meclisin ülke gündemini ilgilendiren olağanüstü durumlarda toplanmasını ve olaylara müdahale gücünü engelleyemez. Tüm bu nedenlerle, İçtüzüğün 7. maddesinin bir gereği olarak bu olağanüstü toplantı bir an evvel gerçekleşmelidir.”

‘Bugün Anayasa’nın 153. maddesini açıkça tanımayıp fiilen kendi paralel yargı düzenini oluşturanlara karşı durmazsak, belki de yarın buna fırsatımız olmayacaktır’

Can Atalay’ın seçilmiş bir milletvekili olduğunu ve Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararına rağmen hala cezaevinde bulunduğunu belirten Yeneroğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ancak mesele sadece Can Atalay değildir. Olanlar bunun çok ötesine geçmiştir, bu mesele yeri Parlamento olan Can Atalay'ı çoktan aşmıştır. Mesele Anayasa'nın geçerliliği, mesele kanunların geçerliliğidir; eğer kanunların geçerliliği daha fazla sulandırılıp yok sayılırsa o zaman Yasama’nın da anlamı kalmaz.

İşte bu nedenle Meclis Başkanı Sayın Kurtulmuş’u ve AK Partili milletvekillerini hukuka uymaya, millet iradesine saygılı olmaya ve Anayasa’yı tanımayan, Yasama’ya parmak sallayanlara karşı Meclis’i bir an evvel toplantıya çağırmaya davet ediyoruz. 8 siyasi parti olarak, talep ettiğimiz olağanüstü toplantı bir an evvel yapılmalıdır. Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesi için Meclis Başkanı üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Türkiye'yi savrulduğumuz bu dipsiz hukuksuzluklardan çıkarmalıyız.”

----- 

 Libya tezkeresi için olağanüstü toplanan Meclis’te neler olmuş,  o günün  görüşmeleri: 

2 Ocak 2020 Perşembe

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.03

BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP

KÂTİP ÜYELER: Barış KARADENİZ (Sinop), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)

---0---

BAŞKAN – Anayasa’nın 93’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri uyarınca, (3/1044) esas numaralı Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’ni görüşmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının doğrudan çağrısı üzerine olağanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 41’inci Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının çağrı yazısını okutup bilgilerinize sunacağım.

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, 30 Aralık 2019 tarihinde Meclis Başkanlığına sunulan (3/1044) esas numaralı Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’nin görüşülmesini teminen, Anayasa'nın 93'üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 7'nci maddelerine göre Genel Kurulun toplantıya çağrılması ihtiyacının hasıl olması sebebiyle 2 Ocak 2020 Perşembe günü saat 14.00'te Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun toplantıya çağrıldığına ilişkin tezkeresi (3/1045)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından Bildirilmiştir

30 Aralık 2019 tarihinde Meclis Başkanlığımıza sunulan (3/1044) esas numaralı Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’nin görüşülmesini teminen, Anayasa'nın 93'üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 7'nci maddelerine göre Genel Kurulun toplantıya çağrılması ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu sebeple, 2 Ocak 2020 Perşembe günü saat 14.00'te Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu toplantıya çağırıyorum.

Sayın milletvekillerinin belirtilen gün ve saatte Genel Kurul toplantısına katılmalarını rica ederim.

Mustafa Şentop

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın Özel, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Meclisin çalışmama kararı aldığı bir dönemi tatil ve ara verme durumu söz konusuymuş gibi kabul ederek Meclisi toplantıya çağırmasının Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine aykırı olduğuna ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, biraz önce, Meclisi tatil ve ara verme döneminde, olağanüstü bir ihtiyaç doğduğunda toplantıya çağırabilmenizle ilgili -Cumhurbaşkanının ya da 120 milletvekilinin ya da sizin resen bu hakkı kullanabileceğinizle ilgili- Anayasa’dan kaynaklanan ve İç Tüzük’te bulunan bir hakkı kullandınız. Ancak, bu noktada dikkat çekmek istediğimiz bir husus var. Bu düzenleme Anayasa'mızda ara verme ve tatil hâlleri için geçerlidir, oysa Meclis, şu an içinde bulunduğumuz günü bir tatil veya ara verme olarak değil, bir çalışmama kararı olarak geçmiş yılın son günlerinde karara bağlamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle olunca, Meclisin çalışmamaya karar verdiği bir dönemde, sizin doğrudan, sanki tatil ve ara vermedeymişiz gibi kabul ederek Meclisi toplantıya çağırmanız Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine aykırıdır. Bu konu esasen İç Tüzük’ümüzün 63’üncü maddesi gereği bir usul tartışmasıyla da değerlendirilebilir. Ancak geçtiğimiz hafta basında Libya’yla ilgili bir asker gönderme tezkeresinin gündeme geleceği, daha sonra sizin de Meclisi tam bugün bu saatte toplantıya çağıracağınız ifadeleri yer aldıktan tam yetmiş iki saat sonra ve bu, kamuoyuna basın mensuplarınca duyurulduğu gün, tarih ve saatte toplantıya çağırmanız da…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - …değerlendirildiğinde, burada yapacağımız bir usul tartışmasını riyaset makamının gerektirdiği tarafsızlıkta değerlendirebileceğiniz ve daha sonra da Adalet ve Kalkınma Partisinin ve tezkereye destek verecek diğer partinin oylarıyla bu usul tartışmasını bir karara bağlamanız, açıkça Anayasa’ya ve İç Tüzük’e aykırı olan bir durumun Meclis Genel Kuruluyla eylemli bir İç Tüzük ihlaline dönüşebileceği endişesini, haklı kaygısını taşıdığımızdan meseleyi bir usul tartışması olarak değerlendirmek yerine, tutanaklara Anayasa’da ve İç Tüzük’te düzenlenmeyen bir hususta almış olduğunuz ve ileriye örnek teşkil etmesinin sakıncalı olduğu bir durum olarak kayda geçirmeyi tercih ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Elbette, çok farklı ihtiyaçlarla Meclisin aldığı bir kararın yerine, toplantıya çağırılması düşünülebilir. Bu durumda, bu bir Meclis kararıysa ve 5 siyasi partinin önerisiyle ve bütün siyasi partilerden milletvekillerinin kabul oyuyla kesinleştiyse siz, bunu -sanki- ara vermede size tanınmış bir yetkiyi kullanarak bozamazsınız. Burada yapılması gereken iş: Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle ve hatta Mecliste temsil edilen ancak grubu bulunmayan siyasi partilerle görüşülmesi -çokça başvurulduğu gibi- bir ortak Danışma Kurulu kararına başvurulması gibi bir durumun tercih edilmesi gerekirdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bu, Meclis açısından da gündem güvencesidir. Yani diğer siyasi partilerle bir gündemde ya da gündemsizlikte uzlaştıysanız ve herkesten buna imza aldıysanız, herkesten buna destek aldıysanız, bunu ortadan kaldırırken Adalet ve Kalkınma Partisi muhabirlerinin müjdelediğinden sonra, tam da onların dediği gün ve saatte bu Meclisi toplantıya çağırdığınızda, dün Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının “Efendim, yargı, yürütme, yasama artık yeni sistemde kuvvetler ayrılığı var, hepsinin de üstünde bir Cumhurbaşkanı var.” ifadelerinin yarattığı feci durumun altına imza atmış olursunuz.

Buradayız, bütün milletvekillerimiz burada. Milletin çözülmesi gereken çok sayıda sorunu varken yazınki uzun tatili de mahzurlu gördük. Önemli bir gündemde her zaman toplanırız ama bunu yetkinizi aşarak, Anayasa’yı ihlal ederek, İç Tüzük’ü ihlal ederek ve bir kişinin verdiği kararı aynen tatbikle, attığınız imzayla, size söylenen tarih ve saati teyit ederek değil, Parlamentoda temsil edilen gruplarla müzakere ederek, uzlaşı arayarak ve bunu hangi partiden seçilmiş olursanız olun gruplarla birlikte nezaketle ve eşitlik ilkesine göre yapacağınız müzakerelerle sürdürmek durumundasınız. Açılacak bir usul tartışmasında riyaset makamının tarafsızlığı ve ardından çoğunluk gücüyle bir Anayasa ihlaline bir Parlamento kararını alet etmemeniz açısından usul tartışması açmıyor, tarih önünde bu içinde bulunduğumuz feci durumu kayda geçiriyoruz. Böylesi önemli bir gündemde elbette Meclis toplanır -buradayız- muhalefet partileri burada ama bu, bir kişinin tayin ettiği ve sizin, o tayin ettiği tarihi, yetmiş iki saat sonra attığınız imzayla teyit ettiğiniz bir şekilde olmaz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Bostancı…

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Grubumuz adına Mehmet Doğan Kubat Bey açıklamada bulunacak.

BAŞKAN – Sayın Kubat, buyurun.

2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Sayın Başkan, çok teşekkür ederim efendim.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun yaptığı değerlendirme üzerine biz de AK PARTİ Grubu olarak kendi kanaatlerimizi yüce Meclisle paylaşma ihtiyacı duyduk. Söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Değerli Başkanım, bilindiği üzere, 21 Aralık 2019 tarihinde AK PARTİ Grubunun vermiş olduğu bir öneriyle Meclisin 24, 25, 26, 31 Aralık ve 2 Ocak Perşembe günlerinde toplanmaması şeklinde bir öneride bulunduk ve yüce Genel Kurul bu grup önerimizi oylama sonucunda kabul etti. Dolayısıyla 7 Ocağa kadar, şu anda, hukuken Meclis, çalışmalarını ertelemiş durumda.

Meclisin olağan ve olağanüstü toplantılarının usul ve esasları Anayasa’nın 93’üncü, İç Tüzük’ün 5, 6, 7 ve 54’üncü maddelerinde ayrıntılı biçimde düzenlenmiş ve yine, Anayasa’nın 95’inci maddesinin birinci fıkrasında “Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarını kendi yaptığı İç Tüzük hükümlerine göre yürüteceği” de hükme bağlanmış. İç Tüzük’ün 5’inci maddesinde “tatil” şöyle tanımlanmış: “Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarının belli bir süre -tırnak içinde- ertelenmesidir.” Yine, 6’ncı maddede “ara verme” “Türkiye Büyük Millet Meclisinin onbeş günü geçmemek üzere çalışmalarını -yine, tırnak içinde söylüyorum- ertelemesidir.” diye tanımlanmış. Yani esasen, Meclisin ara verme veya Genel Kurulun belli günlerde toplanmamasına dair vermiş olduğu kararlar, birer Parlamento kararıdır ve bunlar, farklı kelimelerle ifade edilmiş olsa da doğurduğu hukuki sonuç itibarıyla aynı nitelikte yasama işlemleridir. Her iki karar biçiminde de Genel Kurulun çalışmalarını ertelemesi yani toplanmaması kararlaştırılmaktadır. Olağanüstü toplantının şartları ve şeklini düzenleyen Anayasa’nın 93’üncü maddesinde ve İç Tüzük’ün 7’nci maddesinde Genel Kurulun tatil, ara verme veya olağan toplantı… 54’üncü maddede salı, çarşamba, perşembe şu saatler arasında diyerek olağan toplantının da gün ve saatleri belirtilmiş; yine Meclisin, hafta, gün ve saatleri alacağı bir kararla da değiştirebileceğini ifade etmiştir. Mesela 16 Temmuz 2016 günü, o hain darbe girişiminden sonra, Meclisin çalışmadığı, toplanmadığı dönemde Meclis Başkanımız 16 Temmuz Cumartesi günü saat 15.00’te olağanüstü bir çağrı yapmak suretiyle Meclisi toplantıya davet etmiştir. Yani burada ifade etmek istediğimiz şudur: Esasen bu tür kararlarla Meclis, toplantıda olmadığı günlerde çalışmalarına bir öteleme, erteleme yapmaktadır. Ancak çalışmadığı dönemlerde doğacak durum ve gereklere göre yine Anayasa’da, İç Tüzük’te saymış olduğu mercilerin -ki bunlar, Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız ve Parlamentomuzun 120 milletvekilinin- talebi üzerine, toplantıda olmadığı dönemlerde Meclisin önemli gördüğü bir hususu görüşmek üzere -çağrı konusunu, gün ve saatini de belirtmek üzere- talepte bulunarak böyle bir olağanüstü durumda yüce Genel Kurulun olaya vaziyet etmesi imkânını Anayasa ve İç Tüzük sağlamıştır.

Dolayısıyla sizin tarafınızdan, Sayın Meclis Başkanlığımız tarafından yapılan bu çağrı, Anayasa ve İç Tüzük’ün verdiği yetkiye dayanarak, takdiri tamamen çağrıda bulunanlara ait olmak üzere yapılmış bir çağrıdır ve bu çağrı Anayasa ve İç Tüzük’teki usul kurallarına ve şekil şartlarına uygun olarak yapılmıştır. Şu anda yapılması gereken tek iş, sadece yeterli çoğunlukla birleşimin açılıp açılmamasıydı, o da az önce yapılan yoklama neticesinde tekemmül etmiştir. Dolayısıyla bu olağanüstü toplantı çağrısının yüce Genel Kurul tarafından görüşülüp karara bağlanmasının önünde hiçbir hukuki engel kalmamıştır.

Saygılarımla arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu toplantıya çağırma usulüne ilişkin konuşması

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, burada, tabii, benim de çağrıyı yapan kişi olarak birkaç söz söylemem gerekiyor. İki husus var: Birincisi, bu çağrının Anayasa ve İç Tüzük’e göre durumuyla ilgili. Anayasa’nın 93’üncü, İç Tüzük’ün 7’nci maddeleri tatilde ve ara vermede Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantıya çağrılmasını düzenliyor. Bu konuda Cumhurbaşkanına ve Meclis Başkanına yetki veriyor. Yeni hükûmet sistemi değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanı resen çağırıyor. Daha önce ikinci bir seçeneği vardı, hükûmetin talebi üzerine. Meclis Başkanı da 2 şekilde çağırabiliyor: Ya en az beşte 1 milletvekilinin talebi üzerine veya resen çağırabiliyor. Bu, toplantı ve ara vermeyle ilgili. 21 Aralıkta alınan karar bir tatil kararı değil, bir ara verme kararı da değildi. Esasen Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede değildi, sadece Genel Kurul toplanmama kararı almıştı. Dolayısıyla, ben, Türkiye Büyük Millet Meclisini toplantıya çağırmadım, Genel Kurulu toplantıya çağırdım. Metinde bu inceliğe dikkatinizi vermişsinizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisini değil, Genel Kurulu toplantıya çağırdım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Aynı şey… Aynı şey…

BAŞKAN – Aynı şey değil çünkü…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Aynı şey efendim, laf ebeliği…

BAŞKAN – Sayın Tanal, bir dakika, ben izah edeyim, sonra aynı mı değil mi sen karar vereceksin zaten.

Bu 21 Aralıkta alınan karardan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde komisyonların çalışmalarını sürdürmeleri için bir engel yoktu. Araştırma komisyonları çalışabilirdi, diğer komisyonlar da -ihtisas komisyonları- çalışabilirdi çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi tatil veya ara vermeye girmemişti, sadece Genel Kurul, toplantı günlerinde toplanmama kararı almıştı. Dolayısıyla, ben, çağrımda da Genel Kurulun sadece toplantıya çağrılması ifadesini kullandım.

Değerli arkadaşlar, bu, Anayasa’ya, İç Tüzük’e aykırı mı? Değil. Çünkü Anayasa ve İç Tüzük, tatilde ve ara vermede Meclis Başkanına bu yetkiyi veriyor. Genel Kurulun toplanmama kararı ise tatil ve ara vermeye göre daha basit ve onun içinde bir parça olan bir karar.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – “Türkiye Büyük Millet Meclisi” diye geçiyor Anayasa’da. Niye Meclisi çağırmıyorsunuz?

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, hukukta “hukuk normu” dediğimiz şey yazılı metnin kendisi değildir, yazılı metnin anlamıdır; bu anlam ise yorumla ortaya çıkarılır ve hukukta yorumun ilkeleri vardır -hukuk fakültelerinde de okutulur bu ders olarak, yorum ilkeleri- bunlardan bir tanesi de esasen mantık ilkesi de olan “evleviyet ilkesi”dir. “‘Çok’un içinde az da vardır, “bütün”ün içinde parça da vardır.” diye ifade edebileceğimiz ilke.

Tatil veya ara vermede Türkiye Büyük Millet Meclisini toplantıya çağırma yetkisini veren Anayasa’nın 93 ve İç Tüzük'ün 7'nci maddelerinin, sadece Genel Kurulun toplanmama kararı üzerine onu toplantıya çağırma yetkisini de evleviyet ilkesi gereğince -bu kuralları yorumladığımız takdirde- Meclis Başkanına verdiğini; Anayasa 93 ve İç Tüzük 7’deki düzenlemenin, yetki veren ilkelerin, bu anlamda Genel Kurulun toplanmama kararı noktasında da toplantıya çağırma yetkisini verdiğini, yorumla, normun ne dediğini ifade etmek için belirleyebiliriz. Bu konuda hiçbir tereddüdüm yok. Bu, işin hukukla ilgili, Anayasa ve İç Tüzük’e uygunluğuyla ilgili kısmı.

Toplantının ne zaman yapılacağı konusu da şudur: Değerli arkadaşlar, tabii, çok dinamik bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç içerisinde bir tezkere mevzubahis oldu. Bununla ilgili hususlar zaman zaman yürütmeden Dışişleri Bakanımızın, Millî Savunma Bakanımızın bazen telefonla, bazen vicahen ifadeleriyle görüşüldü. Meclisin toplantıya çağrılması konusunda geçtiğimiz pazartesi veya salı günü üzerinde duruluyor idi fakat ben salı gününün ve çarşamba gününün yılbaşı münasebetiyle uygun olmayacağını da kendilerine ifade ettim. En uygun tarih yine 1 Ocaktan sonraki bir tarih olabilir diye ifade ettim. Dolayısıyla gazeteciler yazdı, evet, bunu tutturanlar var. Saat konusunda herhâlde hata etmelerini bekleyemeyiz, Meclis 14.00’te toplanıyor zaten, başka bir saat söyleyemezler. Ama arada zaten ya 2’si vardı ya 3’ü vardı, cuma günü vardı veya bir sonraki pazartesi, 6’sı vardı. Salıyı ifade edenler oldu, pazartesiyi ifade edenler de oldu ama perşembe diyenler tutturmuş oldu. Bunun sadece bir tesadüf olduğu kanaatindeyim. Bu konuyla ilgili, dediğim gibi, perşembe ilk tercih değildi; pazartesi, salıyla ilgili düşünceler vardı ama ben çarşambadan sonraki bir günün, 1 Ocaktan sonraki bir günün uygun olacağına dair görüşümü ifade ettim. Bu şekilde mutabık kalınan bir tarih oldu, durum bundan ibarettir.

Buyurun Sayın Özel.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

3.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve gündem güvencesinin de Meclise millet adına tanınmış bir güvence olduğuna ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, çok uzatmadan şunu ifade edelim, bizim anlatmaya çalıştığımız husus şu: Meclis bir karar vermiş. Sizi kim seçiyor Sayın Başkan, oraya oturma yetkinizi nereden alıyorsunuz? Millet bize Meclise Başkan seçme yetkisi verdi ve önce nitelikli çoğunluk aradık, döndük dolaştık, en sonunda Genel Kurul sizi seçti. Genel Kurul, kendisi tarafından seçilmiş biri tarafından kararı askıya alınabilecek bir mecra değildir. Siz, tatil ve ara vermede Anayasa’nın verdiği bir hakkı kullanırken başka bir şey yapıyorsunuz. Toplumsal uzlaşı metni diyor ki: “Ara verme ve tatilde ben sana özel bir yetki veriyorum.” Onu kullanıyorsunuz, o anayasal bir güç. Burada Anayasa bir güç vermemişken, Meclise “Siz çalışmama kararı aldınız ama ben böyle düşünüyorum, gelin bunu yeniden değerlendirme...” sözünü söyleme hakkınız yok.

Ne yapabilirsiniz? Bakın, zaman zaman söyleniyor. Efendim, savaş da olsa -savaş hâli özel düzenlenmiş- Meclis toplantıya çağırılmaksızın bile Cumhurbaşkanına verilen özel yetkiler var ara verme ve tatildeysek. Olağanüstü hâl ayrı düzenlenmiş. Sıkıyönetim hâli eski kanunlarda, Anayasa’da ayrı düzenlenmişti ama burada yapılan iş, kendi yetki sınırlarınızı aşmaktır. Cumhurbaşkanı kendisi çağrı yapabilir mi? Sizin yorumunuzla yapabilir ama yapmadı. 120 milletvekiline çağrı yaptırabilir misiniz? Sizin yorumunuzla yapabilir ama yapmadı. Bu işe bir irade sizi memur kıldı ve Parlamentonun vermiş olduğu karara karşı bir adım attınız.

Gündem güvencesi Parlamento için önemlidir. Yoksa ne olur somutlaştıralım: Bir parti çoğunluğu elinde tutar -bu bugün siz olursunuz, yarın başkası olur- bir karar alınır “Şu tarihe kadar çalışmayacağız.” diye, gruplar ona göre planlama yaparlar; bir tek bir irade ne gün çağıracağını bilir, çağırır, gündem güvencesi ortadan kalkar; oturursunuz dokunulmazlıkları kaldırırsınız, oturursunuz o partinin aleyhine bir sürü karar alırsınız; bunların hepsi mümkündür. Gündem güvencesi, bütün anayasal güvenceler gibi Meclise, siyasi partilere, millet adına tanınmış bir güvencedir. Gündem güvencesinin ortadan kaldırıldığı bir hâli normalleştirmenizi kabul edemeyiz. Böyle bir durumda siyasi parti gruplarıyla teker teker istişare etmeniz, Grup Başkan Vekillerini bir Danışma Kuruluna davet etmeniz gerekirdi.

Bugün bir uluslararası tezkere üzerinden, asker gönderme tezkeresi içinden gündem güvencesini ortadan kaldıran bir hâlin tatbikini meşrulaştırırsanız yarın siz değil, belki de size karşı bir başkasının gündem güvencesi ortadan kaldırıldığında ne yapacağını bilemezsiniz. O yüzden bu yanlışı tutanaklara geçiriyoruz. Yapılan iş Anayasa’ya, İç Tüzük’e, siyasi nezakete aykırıdır. Gündem güvencesinin ortadan kalktığı bir Meclis, demokrasi Parlamentosu değildir. Gündem güvencesinin ortadan kalktığı bir Meclis bir kişinin egemenliğinde olan, o dediği zaman toplanan ve korkarım günün birinde bahçesi de o sarayın içine açılan bir Meclis kurma hayalinin ürünüdür. Buna izin vermeyiz, buna sonuna kadar karşı çıkarız. Tarih önünde bu girişimi tutanaklara geçiriyoruz ve önümüzdeki -bizim de önemli saydığımız ve müzakerelerinde fayda gördüğümüz- gündeme geçmekte Cumhuriyet Halk Partisi olarak fayda görüyoruz.

Teşekkür ederim Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, Anayasa’nın 93’üncü maddesi ile İç Tüzük’ün 7’nci maddesinin Genel Kurulun toplanmama kararı aldığı hallerde de Meclis Başkanına toplantı çağrısı yetkisi verdiğine ilişkin konuşması

BAŞKAN – Arkadaşlar, ben bir kez daha ifade edeceğim: Tatilde ve ara vermede Meclisin toplantıya çağırılması için Danışma Kurulunun toplanması ve partilerin görüşlerinin değerlendirilmesine dair bir İç Tüzük hükmü yok. Danışma Kurulu toplanması, ondan bahsediyorum. Ben az önce de ifade ettim, çağrımda da var, Anayasa’nın 93’üncü ve İç Tüzük’ün 7’nci maddelerini esas alıyoruz. Burada ise Meclis Başkanının toplantıya nasıl çağıracağı açık olarak düzenlenmiş. Burada Meclis Başkanının toplantıya çağrı yapacağı zaman bunu nasıl yapacağına dair bir hususta tartışma yok, o açık çünkü “Meclis Başkanı resen çağırır.” diyor. “Türkiye Büyük Millet Meclisi tatildeyken ve ara vermedeyken resen çağırabilir.” dediği zaman bunun herhangi bir danışma kuruluna istinat etmesi mecburiyeti gözükmüyor. Ben de zaten bu çağrıyı Anayasa 93 ve İç Tüzük 7’ye göre yaptığımı ifade ediyorum, başka bir düzenlemeye dayanmıyorum. Ha, acaba tatil ve ara verme dışında Genel Kurulun toplantı yapmama kararı hâlinde de böyle bir yetki var mıdır? Onu da ben yorumla hukuk normunda ifade ettim, hukukçular bunu bilirler; hukuk kuralları yazılı metin değil, onun anlamıdır, bu anlam ise yorumla ortaya çıkartılabilir. “Norm” dediğimiz şey hukukta odur esasen, “evleviyet” dediğimiz ilke de hukukta en çok kullanılan yorum normlarından, ilkelerinden birisidir. Dolayısıyla, ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatil ve ara vermedeyken onu çağırma yetkisi veren hükmün Türkiye Büyük Millet Meclisi tatil ve ara vermede değilken, sadece Genel Kurulun toplanmama kararı aldığı hallerde de Meclis Başkanına toplantı çağrısı yetkisi verdiğini ifade ediyorum. Bunun…

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, istediğiniz zaman Meclisi çağırabileceğiniz anlamına mı geliyor?

BAŞKAN – Nasıl efendim?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – İstediğiniz zaman, her zaman bu Meclisi çağırabileceğiniz anlamına mı geliyor diyorum. O zaman tatilde, ara vermede ve onun dışında da Meclis Başkanı istediği zaman çağırabilir.

BAŞKAN – Bildiğim kadarıyla hukukçusunuz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Evet efendim.

BAŞKAN – Evet, Anayasa 93 ne diyor acaba, “İstediği zaman çağırabilir.” diyor mu?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Demiyor efendim.

BAŞKAN – Demiyor mu? Bir bakın, ben biliyorum.

Teşekkür ederim arkadaşlar.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Başkanım, biz sizi dinliyoruz, devam edin.

BAŞKAN – Arkadaşlar, müsaade edin, ben karar vereyim.

Sayın Bostancı, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

4.- Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle sizin seçilme usulünüz Genel Kurulda hepimizin katıldığı ve şahit olduğu bir oylama neticesinde ortaya çıktı. Genel Kurulun iradesiyle seçildiniz, başka bir şekilde seçilmediniz. Seçilme usullerine ilişkin veya başka türlü bir çoğunluk, bunlar tadat edilmiş muhakkak İç Tüzük’te fakat netice olarak “evet” verenler de “hayır” verenler de sonuçta Genel Kurulun iradesinin tecellisine katkı veren oylardır ve o çerçevede karar ortaya çıkmıştır, herhâlde siz elinizi kolunuzu sallayarak oraya oturmadınız, eğer öyle olsaydı herhâlde insanlar itiraz ederlerdi. Genel Kurulun burada bir iradesi var.

İkincisi, toplantıyı Anayasa’ya ve İç Tüzük’e uygun bir şekilde yaptığınız kanaatindeyim, zaten buna ilişkin referanslar da verildi. Esasen, gördüğünüz gibi bugünkü toplantıya Meclis de hazır bulunmakta ve yapmış olduğunuz yoklamada da Genel Kurulun iradesinin de toplanma istikametinde olduğu bir kez daha kayıtlara geçmiş bulunmaktadır. Tezkereyi görüştüğümüzde yeniden Genel Kurulun iradesi tecelli edecektir. Bence kifayetimüzakereye ihtiyaç vardır, takdir sizin.

Arz ediyorum, teşekkürler.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER