Sokak Hayvanlarına Yönelik Kanun Teklifi görüşmeleri ertelendi
M. ÖZELTBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, sahipsiz hayvanlara yönelik Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 17 maddelik Kanun Teklifinin ilk üç maddesi kabul edildi. Teklif görüşmeleri gelecek haftaya erteledi.
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, sahipsiz hayvanlara yönelik Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 17 maddelik Kanun Teklifinin ilk üç maddesi kabul edildi. Muhalefet partileri ile hayvanseverlerin baskısı 18 saatlik mesainin sonunda sonuç verdi, teklif görüşmeleri gelecek haftaya erteledi.
AKP’li Tekin: Sokaklar tekin değil
AKP’li Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, sokakların hayvanlar için bir yaşam alanı olamayacağını savundu ve “Sokaklar değil hayvanlar için, insanlar için bile güvenli bir yaşam alanı değildir. Sokaklarda açlık var, sokaklarda susuzluk var, sokaklarda bulaşıcı hastalıklar var yani sokaklar tekin değil, bireysel tecrübeler” dedi. AKP İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım da teklifin sadece hayvanları öldürme üzerinden düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Hayvanları sadece öldürme üzerinden düşünmeyelim, böyle bir şey zaten yok burada yani... Aslında burada hayvanları barınaklara almak, onları beslemek, onları sahiplendirmek ve onun haricindeki saldırı ve veteriner raporuyla birlikte ortaya çıkan hayvanlarla alakalı...” dedi.
DEM Partili Otlu: Erkeklere de ötanazi yapmayı düşünüyor musunuz
Komisyonda teklife çok sert tepki gösteren vekillerden DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, sokakların güvenli olmadığını söyleyen AKP’li Mertoğlu’nun sözlerine, “Ben, en çok sokak hayvanlarının ve kedilerin yaşadığı Üsküdar'da, Küçüksu'da yaşıyorum, kokoreççilerin çok ünlü olduğu bir sokakta yaşıyorum. Vallahi, sokakta yürürken "Arkamdan bir tane sokak köpeği mi geliyor, kedi mi geliyor?" diye bakmıyorum ama "Bir erkeğin tacizine mi uğrayacağım, yoksa bir saldırısına uğrayacağım?" diye sürekli arkama bakarak yürüyorum. Demek ki önce AKP iktidarı erkek şiddetini durdurmalı, kadın katliamlarını durdurmalı. Erkeklere de ötanazi yapmayı düşünüyor musunuz”.
Muhalif. Özel
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, sahipsiz hayvanlara yönelik Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 17 maddelik Kanun Teklifinin ilk üç maddesi kabul edildi. Muhalefet partileri ile hayvanseverlerin baskısı 18 saatlik mesainin sonunda sonuç verdi, teklif görüşmeleri gelecek haftaya erteledi. Tansiyonun hiç düşmediği görüşmeleri hayvanseverlerin de endişeli bekleyişleri sürdü. AKP’li Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, sokakların hayvanlar için bir yaşam alanı olamayacağını savundu ve “Sokaklar değil hayvanlar için, insanlar için bile güvenli bir yaşam alanı değildir. Sokaklarda açlık var, sokaklarda susuzluk var, sokaklarda bulaşıcı hastalıklar var yani sokaklar tekin değil, bireysel tecrübeler” dedi. AKP İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım da teklifi sadece hayvanları öldürme üzerinden düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Hayvanları sadece öldürme üzerinden düşünmeyelim, böyle bir şey zaten yok burada yani... Aslında burada hayvanları barınaklara almak, onları beslemek, onları sahiplendirmek ve onun haricindeki saldırı ve veteriner raporuyla birlikte ortaya çıkan hayvanlarla alakalı...” dedi.
DEM Partili Otlu: Erkeklere de ötanazi yapmayı düşünüyor musunuz
Komisyonda teklife çok sert tepki gösteren vekillerden DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, sokakların güvenli olmadığını söyleyen AKP’li Mertoğlu’nun sözlerine, “Ben, en çok sokak hayvanlarının ve kedilerin yaşadığı Üsküdar'da, Küçüksu'da yaşıyorum, kokoreççilerin çok ünlü olduğu bir sokakta yaşıyorum. Vallahi, sokakta yürürken "Arkamdan bir tane sokak köpeği mi geliyor, kedi mi geliyor?" diye bakmıyorum ama "Bir erkeğin tacizine mi uğrayacağım, yoksa bir saldırısına uğrayacağım?" diye sürekli arkama bakarak yürüyorum. Demek ki önce AKP iktidarı erkek şiddetini durdurmalı, kadın katliamlarını durdurmalı. Erkeklere de ötanazi yapmayı düşünüyor musunuz”.
Komisyonda, trafik kazasında hayatını kaybeden Mahra Pınar’ın annesi Derya Pınar, teklife karşı çıkan muhalefet milletvekillerine kızının ayakkabısını gösterdi. CHP ve DEM Partili milletvekilleri, Pınar’ın acısını paylaştıklarını ancak çocukların ölümünün sorumlusunun, mevcut yasadaki yükümlülükleri yerine getirmeyen iktidar olduğunu ifade etti. Sadece teklifi savunan platformun temsilcilerinin salona alınmasına muhalefet partileri itiraz edince, Pınar da salonu terk etti.
Komisyondan bazı konuşmalar şöyle:
ADEM YILDIRIM ( AKP- İstanbul) - Arkadaşlar, bu hayvanlar üzerinden yok işte "katlediyorsunuz" yok şöyle yapıyorsunuz, böyle yapıyorsunuz değil; biz katledilen veya katille ilgili düzenlemeleri biz zaten ortadan kaldırmışız, yani bizim kaldırdığımız şeylerde bizi suçlamayı haksızlık olarak ben görüyorum. Bu anlamda da bir hukukçu olarak özellikle ta başından itibaren... Mesela, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili birtakım milletvekili arkadaşlarımız burada çıktı, konuşmalar yaptı; Anayasa'nın 45'inci, 56'ıncı ve 63'üncü maddesi. Aslında zaman alır diye hepsini okumayacağım ama mesela 63'üncü maddesi. Arkadaşlar, yani bizim aklımızla dalga geçilmesin, lütfen yani. Ne yazıyor?
ALİ ÖZKAYA ( AKP- Afyonkarahisar) - Bu ülkede, kuduz tehlikesi... 2 insan kuduz olmuş. Kuduz vakası ayrı, kuduz tehlikesi ayrı, karantina ayrı. Bugün itibarıyla ülkemizde -yanlış rakam söylemeyeyim ama- 141 köyümüzde karantina var Sayın Bakan.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hayvanların kesimi, ötanazisi ve yasaklar... Hayvanların ötanazisi, mevcutta ne? Hayvanların öldürülmesi. "Bakımevine alının hayvanlardan saldırgan olan -hani çok saldırgan olan var ya, sürekli saldıran- bulaşıcı veya tedavi edilemeyen, hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılır."
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Söyleyin muğlak olmayanı. Şimdi, bir hayvanın saldırgan olduğuna kim karar verecek? Veteriner hekim. Dünyanın her yerinde bu işe karar verecek kişi kim? Veteriner hekim.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bulaşıcılıkla ilgili karar verecek kim? Veteriner. Bugün Türkiye'de bir hayvan ısırığı olduğunda uygulama nasıl oluyor? Sayın Bakan Yardımcımıza, arkadaşlara sorduk; hemen hızlı bir şekilde o hayvandan bilgiler alınıyor, Etlik Araştırma Merkezine getiriliyor, en geç yarım saat içinde sonucu çıkıyor ve buna göre bir karar veriliyor. Karantina altına alan kim, Sağlık Bakanlığı mı? Yok, Tarım Bakanlığı öneriyor, bu sistem yürüyor. Getirilen sistem bu.
MESUT DOĞAN ( Saadet Partisi- Ankara) - Saadet Partisinin yaklaşımı bakımından sadece birkaç tane noktaya dikkat çekerek katkıda bulunmak isterim. O da şu: 2004 yılında AK PARTİ iktidarının çıkarmış olduğu kanun sağlıklı bir şekilde, istikrarlı bir şekilde denetlenerek uygulanabilseydi ben zannediyorum ki bugün bu konuları konuşmak mecburiyetinde kalmayacaktık. Öyleyse herkes o sorumluluğun bilincinde tavır sergilerse faydalı olur. İkincisi de yine, Saadet Partisi olarak bu olaya net yaklaşımımızın özünde şu var, lütfen, sözüme dikkat etmenizi istiyorum: Milyonda bir de olsa -altını çizerek söylüyorum- uyutmadan çözüm varken uyutmayı konuşmak insani değildir, vicdani değildir ve biz Saadet Partisi olarak bu sorunun çözümünün uyutmadan mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu konuyla ilgili yapmış olduğumuz çalışma vardı, bu çalışmayı da kanun teklifi olarak 29 Şubatta Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduk. "İnşallah, bu hazırlığı yapan AK PARTİ iktidarı bizim kanun teklifimizi okumuştur." diyeceğim ama getirdiğiniz teklife baktığım zaman çok basit, çok yalın, çok düşünmeden getirilmiş olan bir teklif olarak görüyorum ve bunun yanında yapılmış kanun teklifinin de takip edilmediğini görüyorum. Bundan yola çıkarak en son konuşma yapan AK PARTİ'li arkadaşlar bir şey söylediler, dediler ki: "Yani 'Bu kanun teklifini çekin.' diyeceğinize eksikliğimiz varsa eksikliğimizi söyleseniz." Eksikliğiniz çok, eksikliklerinizi de birazdan söylemek isterim ama önemli olan bir tane fazlalığınız var, önemli olan o fazlalığı geri çekmeniz. Nedir? Ben "Bu kanun teklifini geri çekin." demem ama o kanun teklifinizin içerisindeki 5'inci maddeyi mutlaka kaldırmak mecburiyetindesiniz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT ( DEM Parti Grup Başkanvekili Kars) - Bu ülkede çocuklar ölmesin mi istiyorsunuz? Ben size söyleyeyim: MESEM'leri niye kapatmıyorsunuz? Bir yılda 9 işçi çocuk öldü; 9 çocuk fabrikalarda, götürdüğünüz o işliklerde öldü; niye sesiniz çıkmadı? Çocuk hassasiyetiniz mi var?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Karaman'da 45 çocuğa tecavüz edildi; hani, nerede çocuklar, ne oldu? Hepsine sessiz kaldınız! Çocuklar, patır patır, okula gidemiyor; çocuklar açlıktan sınıfta bayılıyor ama sizin çocuk hassasiyetiniz var, öyle mi? Buna inanalım mı gerçekten? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Şimdi, o nedenle, Sayın Başkan, duyguları istismar etmek, bir konunun sağlıklı tartışılmasının önüne geçmek, kamuoyuna şov yaparak, acıları istismar ederek...
ÇİÇEK OTLU ( DEM Parti- İstanbul) - AKP sıralarında dediler ki: "Sokaklar güvenli olmalı, kadınlar özgürce yürümeli." Ben, en çok sokak hayvanlarının ve kedilerin yaşadığı Üsküdar'da, Küçüksu'da yaşıyorum, kokoreççilerin çok ünlü olduğu bir sokakta yaşıyorum. Vallahi, sokakta yürürken "Arkamdan bir tane sokak köpeği mi geliyor, kedi mi geliyor?" diye bakmıyorum ama "Bir erkeğin tacizine mi uğrayacağım, yoksa bir saldırısına uğrayacağım?" diye sürekli arkama bakarak yürüyorum. Demek ki önce AKP iktidarı erkek şiddetini durdurmalı, kadın katliamlarını durdurmalı. Erkeklere de ötanazi yapmayı düşünüyor musunuz? Şiddete uğratan, tacize uğratan ve sürekli aklında kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin bu şiddetini görüyor musunuz? Sokaklar güvenli olacaksa önce kadına yönelik şiddeti durdurun ya da "Çocukları koruyacağız." diyorsunuz. Eğer sokak köpeklerine bu insanlar şiddet uygulamasa, aç bırakmasa hiçbir sokak hayvanı gelip saldırmaz ama Ensar Vakfında, Hiranur Vakfında çocukların nasıl tecavüze uğradığını gördük, önce oralarda güvenli alanlar yaratın çocuklara. MESEM'leri kapatın, çocuk işçilerin ölümlerini durdurun.
EVRİM RIZVANOĞLU ( DEVA Parti-İstanbul) - Adalet ve Kalkınma Partisi yirmi iki yıldır iktidarda. Bir köpeğin ömrü ise iyi bakılırsa yaklaşık on iki yıl yani bir AK PARTİ iktidarına 2 köpek ömrü sığıyor arkadaşlar. 2004 yılında Hayvanları Koruma Kanunu'nun çıkmasından beri önünüzde bir reçete vardı. Neydi bu? Yakala, aşıla, kısırlaştır ve yerine bırak. Siz sorunu reçetesine göre ilk on yılda çözmediniz. Peki, sonraki on yılda da çözmediniz lakin. Şimdi bir günde çözmeye çalışıyorsunuz hem de nasıl biliyor musunuz? Kurnazca bir yasal düzenlemeyle, belediyeleri katliam yapmaya zorlayarak ve tüm konuyu yerel yönetimlere ciro ederek yapıyorsunuz bunu.
2019 yılında sokak hayvanları için Meclis araştırması komisyonu kurulmuştu. Biraz önce Sera Vekilimiz detaylı bir şekilde anlattı, detayına girmiyorum. Orada "Popülasyon kontrolü ancak ülke çapında eş zamanlı kısırlaştırma seferberliğiyle çözülür." denilmişti ancak siz Meclisin bu kararını da uygulamadınız. Siz yirmi yıl önce kendi yazdığınız reçeteyi ve Meclisin önerilerini uygulamış olsaydınız, bugün sadece insanların evinde sahiplenilmiş hayvanlar kalmış olacaktı. Yani sokakta dolaşan evsiz, gariban, mutsuz hayvanlar olmayacaktı ama çözmediğiniz için bu sorunu şimdi sokaktaki sahipsiz köpeklerin sayısı milyonlara ulaştı.
NEJLA DEMİR ( DEM PartiAğrı) - Büyük sermaye tekellerine, yandaşlara, patronlara her türlü kaynak yaratan iktidar yaşam alanlarının her geçen gün yok edildiği, maruz kaldığı zulüm karşısında kendini savunamayan hayvanlara her ne hikmetse kaynak yaratamıyor ve çözüm diye ortaya atılan şeyse tam bir insanlık utancı: Hayvanları toplayıp hastalık yaftasıyla toplu bir şekilde öldürmek. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir.
Tasarıda, yirmi yıldır aşı, tedavi yapmayan, kısırlaştırma yapmayan, kaynak yaratmayan sanki kendi iktidarları değilmiş gibi tespitler yapılıyor. Kısırlaştırma ve tedavi çalışmaları yapmak yerine, hayvanları toplayıp ıssız arazilere bırakarak buralarda aç kalmasına, travmalar yaşamasına neden olan, hayvanlardaki agresyonu arttıran vakaların nedeni de sanki iktidarın kendi sorumsuzluğu değilmiş gibi tespitler yapıyor. Yandaş medya ve özellikle sosyal medya trolleri aracılığıyla gerçekleri manipüle eden bu anlayış, sokak hayvanlarına karşı nefret ve şiddet eylemlerinin ne yazık ki her geçen gün artmasına neden oluyor.
Sayın Başkan, değerli üyeler; milyonlarca hayvanın katledilerek yeni bir insanlık utancına imza atılmak üzere hazırlanan bu tasarının çıkmazlarına dair birkaç hususun altını çizmek gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, kanun yazımındaki kalitesizlik, ayrıca mevcut kanunda bulunan "Hayvanların öldürülmesi" başlıklı 13'üncü maddenin hayvanların ötanazisi olarak değiştirilmesinde de görülmektedir. Ülkemizde yasak olan ötanazi, dünyanın farklı yerlerinde kişilerin iradesiyle yapılan bir işlemdir. Sokak köpekleri açısından bu kavramın kullanılması son derece tezat olmakla birlikte, köpeklerin bu şekilde kendi iradeleri dışında öldürülmesi başlığının "ötanazi" şeklinde değiştirilmesinin asıl amacı makyajlanan bir değişiklikten ibaret olduğu ortadadır.
İlginizi Çekebilir