Les Benjamins yabancı bir marka sanılsa da aslında Türk bir tasarımcıya ait ve sahibi Bünyamın Aydın internette araştırılıyor. Bu bağlamda, Bünyamın Aydın kimdir? Kaç yaşında, nereli? Bünyamın Aydın'ın biyografisi
Les Benjamins’in yaratıcısı olan Bünyamin Aydın, 1989’da dedesinin misafir işçi olarak gittiği Almanya’da Türk bir ailede dünyaya geldi. Ancak ailesi kültürlerinden tamamen kopmamıştı. Bu nedenle Bünyamin Almanya’da yaşarken kendini evin içindeyken Türkiye’de, evin dışına çıktığında ise Almanya’da hissetmiş.
12 yaşına geldiğinde ailesiyle birlikte yeniden Türkiye’ye taşınan Aydın, Türkçe ve Türkiye’yi öğrenmeye başladı.
Memleketine ilk döndüğünde daha önce bu kadar yakın teması olmadığı için Türkiye hakkındaki her şey onu çok heyecanlandırmış. En basitinden, bizim kalabalık olur diye içeri girmekten çekindiğimiz Kapalı Çarşı’ya gidip eski freskleri incelemiş.
Almanya’da anaokulunu okuduktan sonra ortaokulu Türkiye’ye gelerek Alman Lisesi’nde okudu. Ardından lise için İsviçre’de yatılı okula gitti. Üniversiteye geçtiğinde ise üç farklı üniversite denemesine rağmen hiçbirini bitirmedi, yarıda bıraktı. Üniversitelere gelirsek; Uluslararası İlişkiler için Cenevre’ye, İşletme ve Reklamcılık bölümleri için de Türkiye’ye gitti.
Aydın, Türkiye’de Reklamcılık okurken zaten markasını zaten adım adım kurmaya başlamış. Henüz 19 yaşındayken ailesinden aldığı 10-15 bin Euro ile kurduğu markası, bugün onun hayallerini yaşamasını sağlıyor.
Tüm bunların nasıl başladığına gelirsek; her şey Berlin’e aldığı bir bilet ve küçük bir koleksiyon standı ile başlamış.
Standını kurduktan sonra ‘Harrods’ markasından sipariş almasıyla haklı olarak inanılmaz bir motivasyona sahip olmuş. Bu motivasyon sayesinde de adım adım yükselişi başladı.
2011’de İstanbul’da şirketini kurdu ve koleksiyonlarını hazırlamaya başladı.
Ancak Aydın’ın istediği şey bir tişört tasarımcısı olmak değil, çok daha fazlasını üretmekti. O süreçte fark ettiği bir başka şey de, moda haftalarına katılan bir hazır giyim markası yaratmak istediğiydi. Bu amaçla gömlekler, kot ceketler, kısaca bir erkeğin giyebileceği her türlü ürünü tasarlamaya başladı.
Milano’da gerçekleştirdiği defile ise markası için dönüm noktası oldu.
O defileden sonra bütün dünyadaki Vogue’larda markası duyuruldu. Ancak bu gelişme onu bazı endişelere de sürükledi. Çünkü içine kapanık bir insandı ve özel hayatının herkes tarafından takip edileceği düşüncesi onu korkuttu.
Bu olaylardan bir hafta sonra Nike’tan büyük bir işbirliği teklifi aldı.
Orta Doğu’nun esintileriyle oluşturduğu modern tarz çok beğenildi ve yarattığı yeni akım oldukça takdir gördü. Bu özgün tasarımları sayesinde Nike’a tasarım yapan ilk Türk oldu. Air Max’i tasarlarken iki hedefi vardı; hem köklü hem de yenilikçi bir tasarım ortaya koymak. Bu nedenle Air Max 97 ile Nike’ın o yıl son çıkardığı model olan VaporMax’in tabanını birleştirdi. Üzerine de Orta Doğu’yu andıracak halı desenini ekledi.
Yalnızca Nike değil; BMW, Magnum ve Coca Cola gibi öncü markalarla da işbirlikleri yaptı.
Globalin yanı sıra, Beşiktaş için hazırladığı koleksiyon da piyasaya sürüldüğü gibi yok sattı.
Peki ‘Les Benjamins’ ismi nereden geliyor?
Bünyamin, Almanya’da yaşarken çevresindekiler ona ‘Benjamin’ diyormuş. O da bunu marka adı olarak kullanmaya karar vermiş ancak ‘Benjamins’ adı daha önce Amerikalı bir müzik grubu tarafından alındığı için başına ‘Les’ eklemiş. Paris, modanın başkenti ve en sevdiği şehirlerden biri olduğu için de bu Fransızca eklemeyi yapmış.
‘Marka kurmak çok masraflı bir şey değil, önemli olan onu sürdürebilmek’ diyor Bünyamin…
Bu sebeple de markasıyla ilgili hayallerinden biri, genç tasarımcıların kendilerini ve yaratıcılıklarını gösterebilecekleri bir akademi kurmak. Bu kadar idealist ve özgün bir tasarımcının başarıyı kıskanmayıp paylaşması ayrıca takdir edilesi!