İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara
Muhalif. ARAŞTIRMA Bilime katkı sunmuş kadınlar

Bilime katkı sunmuş kadınlar

​Birleşmiş Milletlerin 2030 yılına kadar belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden biri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni tüm dünyada sağlamaktır. Bu doğrultuda Birleşmiş Millet Genel Kurulu 2015 yılında bir karar aldı ve 11 Şubat tarihini Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Günü olarak ilan etti. Bilim kadını, tarihten günümüze genelde görmezden gelinmiş olsa da bilimsel ilerlemede vazgeçilemez mihenk taşlarını döşemiştirlerdir. Sizler için her alandan bilim kadını ve çalışmalarını haberimizde derledik.

Okunma Süresi: 4 dk

Esen Karamürsel Akpek

Keratoprotez cihazları alanında patent sahibi olan Esen Karamürsel Akpek; Cora Verhagen İmmünoloji Ödülü, Amerikan Oftalmoloji Başarı Ödülü ve başka birçok ödüle sahip. Kornea ve oküler yüzey hastalıklarının cerrahi tedavisinde uzman olan Akpek, her çeşit donör ve yapay kornea nakli ameliyatları yapıyor. Göz ile ilgili birçok alanda uzman olan Türk bilim kadını, zorlu katarakt ameliyatlarında ve komplike ön segment rekonstrüksiyonu vakalarında da uzmandır.

Meral Beksaç

Ülkemizde ilk defa kordon kanı kök hücrelerinin insan kullanımına girmesi ve ilk kordon kanı naklinin gerçekleşmesini sağlayan Meral Beksaç ayrıca ilk ve tek Uluslararası Akredite Akraba Dışı Kordon Kanı Bankası’nı da kurdu. Son dönemde kalıntı hastalık ölçümünün tedavide gereği konusunda ülkemizde öncü rolü oynayarak, bu alandaki çalışması ile 2017’de New York’taki Lenfoma & Miyeloma Kongresi'nde En Başarılı Temel Bilim Araştırması Ödülü'ne layık görüldü.

Tiera Guinn

1996 doğumlu bu genç bilim insanı henüz üniversiteden mezun olmadan roket bilimindeki çalışmalarıyla adından bahsettiriyor! Tiera Guinn, MIT kıdemi ile NASA için şimdiye kadar en büyük ve en güçlü olması planlanan roketin inşa edilmesine yardımcı oluyor. Kendisi, havacılık şirketi Boeing'in NASA için inşa ettiği Uzay Lansmanı Sistemi için Roket Yapısal Tasarım ve Analiz Mühendisi olarak çalışıyor.

“Ne kadar zor olursa olsun, kaç gözyaşı dökseniz de önemli değil, çalışmaya devam etmelisiniz ve hiçbir şeyin kolay olmayacağını anlamalısınız. Sözleri ile tüm genç kadınlara ilham oluyor!

Serap Aksoy

2002-2010 yılları arasında Yale Üniversitesi’nde Mikrobiyal Hastalıklar Epidemiyolojisi Bölümü'ne başkanlık yapmış olan Türk bilim kadını, Yale Üniversitesi’nde ekip arkadaşlarıyla birlikte Afrika tripanosomlarını ileten ve çoklu simbiyotik mikropları barındıran çeçe sineklerinin biyolojisini anlamak üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
Prof. Dr. Serap Aksoy başkanlığındaki ekip, 10 yıl süren araştırmalar neticesinde, özellikle Afrika kıtasında ölümcül uyku hastalığının taşıyıcısı olan çeçe sineğinin gen haritasını çıkardı. Bu sayede Afrika’da insanlarda uyku, hayvanlarda ise nagana hastalığına neden olan çeçe sineği ile mücadelede önemli bir ilerlenme sağlandı.

Marie Curie

Hepimiz bu fizikçi ve kimyacı bilim insanının adını duymuşuzdur! Ama Marie Curie’nin bilime katkılarını hatırlıyor musunuz? Polonyalı bilim insanı, kadınların Avrupa üniversitelerinde henüz yaygın ve örgün bir eğitim olmadığı yıllarda, 1900’lerin başında, fizik laboratuvarının başkanı oldu. Sorbonne’da eğitim gördü ve radyoaktivite alanında yaptığı çalışmalar ile 1903’te Nobel Ödülü’ne layık görüldü. Marie Curie 1903 yılından sonra 1911’de de Kimya dalında yaptığı çalışmalar ile de Nobel ödülüne layık görüldü. İki kez bu ödülü alan tek kadındır.

Elizabeth Blackwell

1821 doğumlu Elizabeth Blackwell, Amerika Birleşik Devletleri'nde tıp fakültesinden mezun olan ilk kadın olarak tarihe geçti! Kötü şartlardaki kadın sağlığını iyileştirmek için aktivist oldu ve ömrü boyunca kadınların daha sağlıklı şartlarda hayat yaşayabilmeleri için çalışmalar yaptı. Özellikle kadınlar için İngiltere’de kurduğu tıp okulu onun mirasının en güzel örneklerinden biri oldu.

Jane Goodall

Tarihin en ünlü primat bilimcisi Jane Goodall, şempanzelerle yaptığı çalışmalarla ün kazandı. Ayrıca kendisi hayvan hakları aktivistiydi ve bu alada bilimsel veriler sunmak için ortaya koyduğu onlarca makale vardır. Goodall yalnızca laboratuvarda çalışan bir bilim insanı değildi; verilerini güvenilir şekilde elde etmek ve tam detaylı çalışmalar yapabilmek için Tanzanya’daki şempanzelerle yaşayan, ağaçlara tırmanan ve doğal yaşamda gözlem yapan maceracı bir kadındı.

Mae C. Jemison

Mae C. Jemison tarihteki ilk Afrika-Amerikalı kadın astronottur. 1992'de uzay gemisi Endeavour'a mürettebat üyesi olarak katılarak uzaya çıkan ilk siyahi kadın oldu. Uzay programına girmeden önce Sierra Leone ve Liberya'daki Barış Gücü’nde çalışan bir tıp doktoruydu.

Jennifer Doudna


 Jennifer Doudna, bugün hala yaşayan bilim kadınları arasında önde gelen isimlerden birisidir. Kendisi hala Berkeley Üniversitesi’nde profesördür. “Tasarım Bebekler” alanında yaptığı çalışmalar ile ünlenen Doudna, kistik fibrozun ve HIV’in ortadan kalkması için yapılan çalışmalara CRISPR’ın gelişmesine katkı sunarak yardımcı oldu. 

Rachel Carson

1960'larda bir çevre bilim insanının sesi Amerikan siyasetinin, kültürünün ve dış politikasının merkezi haline gelerek toplum üzerinde büyük bir etki oluşturdu. Bu Rachel Carson’dan başkası olamazdı! “Sessiz Bahar” adlı kitabını yayınlayarak böcek ilaçlarının ve kimyasalların insanlar, bitkiler ve hayvanlar için tehlikeleri oldukları konusunda halkı uyardı ve ülkenin çevre tarihinde bir dönüm noktası olmasını sağladı.

Maria Goeppert Mayer

Büyük Bunalım sırasında Johns Hopkins'te okuyan, daha sonraları ABD'ye bir Alman göçmeni olarak gelen Mayer, hiçbir üniversitenin kendisine iş vermemesine rağmen kimya ve fizik alanlarında çalışmalarını yapmaya devam etti. 1906 doğumlu bu ünlü fizikçiye Nobel Ödülü kazandıran çalışma atom çekirdeğinin nükleer kabuğunu keşfetmesi oldu. Böylelikle modern fiziğe olan katkısı büyük modern fiziğe en büyük katkısı, 1963'te Nobel Ödülü'nü kazandığı atom çekirdeğinin nükleer kabuğunu keşfetmektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *