İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,4368 %-0.16
38,2785 %1
3.381,98 % 0,96
90.765,98 %2.484
Ara
Muhalif. ARAŞTIRMA EMAR Kadın Emeği Raporu'na göre 'Her 10 kadından sadece 3'ü çalışma hayatında'

EMAR Kadın Emeği Raporu'na göre 'Her 10 kadından sadece 3'ü çalışma hayatında'

DİSK Araştırma Dairesi’nin (emar) her yıl 8 Mart'ta yayımladığı Kadın Emeği raporuna göre, bu yıl da cinsiyet eşitsizliğine, kadın cinayetlerine, kadın yoksulluğuna, kadın işsizliğine ve güvencesiz çalışmaya dair veriler bulunuyor. Her 10 kadından sadece 3'ü çalışma hayatında yer alabilirken, 10 milyona yakın kadın; ailevi, kişisel nedenler ve evdeki iş yükü dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyorlar.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 6 dk

DİSK/Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesi’nin raporuna göre Türkiye’de istihdamda cinsiyet açığı yüzde 34,6 olarak hesaplanırken 10 milyona yakın kadın ailevi ve kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor. Her 10 kadın işçiden ise yalnızca biri sendikalı.

İstihdamda kadının görünümüne dikkat çekilen raporda Türkiye’deki kadın işsizliğinin Avrupa Birliği ortalamasının iki katına yakın olduğu görüldü. Türkiye’deki kadın istihdamının diğer ülkelerle kıyaslandığı verilerde, istihdamda toplumsal cinsiyet açığı oranının Türkiye’de oldukça yüksek olduğu görüldü. 2025 yılının siyasi iktidar tarafından “Aile Yılı” ilan edildiğine dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“Kadına yönelik ayrımcılıklar ve eşitsizlikler toplumun her alanında sürerken, 2025 yılı siyasal iktidar tarafından ‘Aile Yılı’ ilan edildi. Amacını, ‘Ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır’ olarak açıklayan ama asıl niyetlerini gizlemeye çalışan iktidar; teşviklerle, promosyonlarla evlilik ve çocuk sayısını arttırmaya çalışıyor.”

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi’nin (emar) Kadın Emeği raporunda öne çıkan kısımlar şöyle:

TÜRKİYE’DE İSTİHDAMDA CİNSİYET AÇIĞI YÜZDE 34,6

“Toplumsal cinsiyet eşitliği, temel bir insan hakkı olduğu kadar kadınların ekonomik hayata katılımını güçlendiren önemli bir faktördür. İstihdamda toplumsal cinsiyet açığı, çalışma çağındaki (15-64 yaş) erkeklerin ve kadınların istihdam oranları arasındaki farklılıklar olarak tarif edilmektedir. İstihdamda toplumsal cinsiyet açığı oranı ne kadar az ise o ülkede kadın ve erkek istihdamının dengeli ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten politikaların hayata geçirildiğini söyleyebiliriz.

ERKEKLERİN İSTİHDAMA KATILIMI (YÜZDE 66,7), KADINLARIN İSTİHDAMA KATILIMDAN (YÜZDE 32,5) İKİ KAT FAZLA

Türkiye’de kadın istihdamı hala istenen düzeyde değil. Son dört yıllık (2021-2024) verileri kadın istihdamı açısından karşılaştırdığımızda sadece 4,5 puanlık bir artış olmuştur.

2024 Aralık ayı verilerine göre kadın istihdamı 10,855 milyon kişi ile yüzde 32,5 iken erkek istihdamı 21,803 milyon kişi ile yüzde 66,7’dir. Erkeklerin istihdama katılımı, kadınların iki katıdır.

İSTİHDAMDAKİ KADINLARIN YÜZDE 32,4’İ KAYIT DIŞI ÇALIŞTIRILIYOR

Kadın emeğinin güvencesizliği kadın istihdamını da etkilemektedir. 2021 yılında 5 milyon 776 bin kadın kayıtlı çalıştırılırken 2024 yılında 7 milyon 334 bin kadın kayıtlı çalıştırıldı. Ancak ne yazık ki aynı dönemde kayıt dışı çalıştırılan kadın sayısında da artış görülmektedir.

ÇALIŞAN KADINLARIN YÜZDE 20’E YAKINI YARI ZAMANLI ÇALIŞIYOR

Tam zamanlı çalışan kadınların da yüzde 24,4’ü kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırılmaktadır. 2024 yılı 4. çeyrek verilerine göre 10 milyon 855 bin kadın istihdamının 6 milyon 557 bini (yüzde 75,6’sı) tam zamanlı ve kayıtlı, 2 milyon 122 bini ise (yüzde 24,4’ü) yine tam zamanlı ancak kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Yani her 4 kadından 1’i tam zamanlı çalışmasına karşın sigortasız çalıştırılmaktadır.

10 MİLYONA YAKIN KADIN; AİLEVİ VE KİŞİSEL NEDENLER VE EV İŞLERİ DOLAYISIYLA ÇALIŞMA HAYATINA KATILAMIYOR

Verili toplumsal cinsiyet rolleri dolayısıyla kadınlara atfedilen ev işleri, temizlik, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi işler kadınların büyük bir kısmının çalışma hayatına katılmasına engel olmaktadır. 2024 yılı 4. çeyrek verilerine göre 6 milyon 657 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirtirken ev işleri nedeniyle çalışma hayatında yer alamadığını belirten erkek verisi ise sadece 6 kişidir. Benzer bir şekilde ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten kadın sayısı 3 milyon 442 bin kişi iken erkek sayısı sadece 466 bin kişidir.

TÜRKİYE’DE KADIN İŞSİZLİĞİ, AB ORTALAMASININ İKİ KATINA YAKIN

Kadın işsizliği oranlarına bakıldığında Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ortalamasının oldukça üstünde olduğu görülmekte. Eurostat’ın Kasım 2024 verilerine göre Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin resmi kadın işsizliği oranı yüzde 6,10 iken Türkiye için bu oran yüzde 11,7 oldu. Avrupa ülkeleri arasında Türkiye; Bosna Hersek, Yunanistan ve İspanya’nın ardında kadın işsizliği oranında 4’üncü sırada bulunuyor.

HER 10 KADIN İŞÇİDEN YALNIZCA 1’İ SENDİKALIDIR! KAYITDIŞI İSTİHDAMI DA DAHİL EDİLDİĞİNDE KADINLARDA GERÇEK SENDİKALAŞMA ORANI YÜZDE 6,8’DİR

Kadınların sendikalara katılımı düşüktür. 2024 Temmuz ayı verilerine göre; Türkiye’de kadınların sendikalaşma oranı yüzde 11,4 iken erkeklerin sendikalaşma oranı yüzde 16,3’dür.

Türkiye’de işkollarına ve cinsiyete göre sendikalaşma oranlarını incelediğimizde; kadın üye sayısının en fazla olduğu işkollarının aynı zamanda kadına özgü işler olarak görülen işkollarında olduğunu görmekteyiz. Kadın örgütlenmesinin en fazla olduğu işkolları; yüzde 40,3 ile genel olarak belediyelerde örgütlü olan genel işler işkolu, yüzde 31,0 ile banka finans ve sigorta işkolu ve yüzde 27,3 ile bakım hizmetlerinde ağırlıklı olan sağlık ve sosyal hizmetler işkoludur. Bu işkollarında kadın işçi sayısı da fazladır.  Kadın sendika üye sayısının en az olduğu işkolları ise “erkek işi” olarak görülen işlerdedir: Yüzde 2,0 ile inşaat işkolu, yüzde 2,6 ile ağaç ve kağıt işkolu, yüzde 2,5 ile de gemi yapımı ve deniz taşımacılığı işkoludur.”

SENDİKA NE TALEP EDİYOR?

Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli, güvenceli, düzenli işler yaratılmalıdır.
Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalıdır.
Kadın istihdamının önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.
8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.
Kadınların örgütlenmeleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.
25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma süreleri kısaltılmalıdır.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *