Vücuda girdiğinde davranışsal, ruhsal ve beden üzerinde değişikliklere neden olan, bağımlılık yapabilen kimyasal maddelere bağımlılık yapıcı maddeler denir. Bu maddeler tıp kaynaklarında psikoaktif madde olarak geçmektedir.
Uyuşturucu, özellikle esrar kullanımı, birçok ülkede cezalandırılmıyor. Bağımlı sayısı giderek artıyor. Madde bağımlılığının yol açtığı problemleri sizin için derledik.
Madde Bağımlılığının yol açtığı fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları
Madde ile ilişkili bozukluklar, madde kullanım bozuklukları ve maddenin yol açtığı bozukluklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Maddenin yol açtığı durumlar arasında; esriklik (entoksikasyon), yoksunluk ve maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar (psikozla giden bozukluklar, iki uçlu ve ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları, kaygı bozuklukları, takıntı-zorlantı bozuklukları ve ilişkili bozukluklar, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, deliryum ve nörobilişsel bozukluklar) yer almaktadır.
Madde kullanım bozukluğu olan kişilerin düşünce ve davranışlarında çeşitli problemler meydana gelebilmektedir. Beynin yapısındaki ve işlevlerindeki değişiklikler, insanlarda yoğun istek duygusuna, kişilik değişikliklerine, alışılmadık hareketlere ve diğer davranışlara neden olmaktadır. Beyin görüntüleme çalışmaları, madde kullanımından dolayı beynin yargılama, karar verme, öğrenme, hafıza ve davranışsal kontrol ile ilgili alanlarında değişiklik yaşandığını göstermektedir. Ayrıca bağımlı kadınların bebeklerinde yenidoğan yoksunluk sendromu görülebilmektedir.
Madde kullanım bozukluğu olan kişilerde genellikle akciğer veya kalp hastalığına, felce, kansere veya zihinsel sağlık ile ilgili çeşitli problemlere de rastlanmaktadır. Bu kişilerde ayrıca HIV, Hepatit C gibi bulaşıcı hastalıkların ve erken ölümlerin görülmesi muhtemeldir.
Madde kullanım sıklığı, bir defada alınan madde miktarı, madde kullanımına ya da kullanıldığı bağlama bağlı olarak ortaya çıkan riskli davranışlar, maddenin bedene alınma biçimi veya tüm bunların bileşimi madde kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarını artırmaktadır.
Madde Kullanımının çocuk ve ergenler üzerindeki etkileri
Avrupa Komisyonu ve OECD tarafından 19 Kasım 2020 tarihinde yayımlanan AB'de Sağlığın Durumu başlıklı Bir Bakışta Sağlık: Avrupa 2020 raporuna göre:
Ergenlik dönemindeki gençlerde esrar kullanımı oldukça yaygındır.
Ergenlik döneminde sık esrar kullanımı;
Uzun vadede bağımlılık riskinin artırmaktadır.
Bilişsel işlev sorunları yaratmaktadır.
Hafıza kaybına yol açmaktadır.
Dikkat eksikliği gibi sorunlara neden olmaktadır.
2021 yılı Dünya Uyuşturucu Raporu'na göre;
2019 yılında 15-64 yaş grubundaki yaklaşık 275 milyon kişi, her 18 kişiden 1’i en az bir kere uyuşturucu madde kullanmıştır. Bu bulgu 15-64 yaş grubu arasındaki toplam dünya nüfusunun yüzde 5.5’ini oluşturmaktadır.
Uyuşturucu kullanımının kadınlarda erkeklere nazaran daha düşük olduğu görülmektedir.
Geçen 10 yıl boyunca uyuşturucu madde kullanımına bağlı ölümler 2 kat artmıştır. 2019 yılında madde kullanımına bağlı olarak yaklaşık 500 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Bu ölümlerin yarısından fazlası Hepatit C’ye bağlı karaciğer kanseri, siroz ve diğer kronik karaciğer hastalıkları nedeniyle ortaya çıkmıştır.
2021 yılı Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre;
Esrar, en yaygın kullanılan uyuşturucu maddedir.
Esrar, diğer maddelerden yaklaşık beş kat daha fazla kullanılmaktadır.
Avrupa Birliği'nde yaklaşık 83 milyon yetişkinin (15-64 yaş) (veya yetişkin nüfusun yüzde 28,9'u) yaşamları boyunca en az bir kez yasa dışı uyuşturucu madde kullandığı tahmin edilmektedir.
Uyuşturucu bağımlılarını tanımak mümkün mü?
Bazı belirtilerle uyuşturucu bağımlılarını tanımak mümkün olabilir;
-Kişinin ilaçları saklamaya veya gizlemeye çalışması,
-Cilt üzerinde dövmeye benzeyen mor ve siyah iğne yerlerinin olması (bunlar deri altına iğne yapıldığına işaret eder ve genellikle kollarda hatta ellerin üstünde olur, yeni iğne yerleri, bazen küçük kabuk tutmuş olarak özellikle önemlidir),
- Damarlar üzerinde veya damarların satha yaklaştığı yerlerde su toplanmasını andıran iltihapların varlığı,
- Uyuşukluk, uykulu olma ve kendinden geçme (başın öne düşmesi vb.), aynı zamanda kaşıntı varmış gibi vücudu kaşıma eğilimi, bu bazen uyuşturucu madde veya onların sentetik maddelerinin dozunun fazla kaçırılmış olduğuna işaret eder.
- Tamamen tecrit edildiği veya gözaltında tutulduğu takdirde müptela olduğu ilacı almamaktan dolayı bazı yoksunluk belirtileri göstermesi,
- Gözbebeklerinin ebadının büyük ölçüde değişmesi,
- Kişinin oturup gözlerini boşluğa dikmesi, (Genç müptelalar arasında buna dalga geçmesi denir.)
- Ateşe tutmak için sapı arkaya bükülmüş çay kaşığı veya tel Salı metal bir şişe kapağı, şırınga gibi uyuşturucu kullanımında kullanılan aletlerin bulunması,
- Uyuşturucu madde kullananların lisanı özel argonun bilinmesi,
- Kişinin kendini belirli zamanlarda (Genellikle 4-5 saatte bir) ortadan kaybolma eğilimi içinde bulması,
- Kişinin kazancı ile diğer ihtiyaçları dışındaki harcamaları arasında dengesizlikler olması,
- Önceden güvenilir olan bir kişinin, cinayet (Kiralık Katil),gasp, beyaz kadın ticareti, hırsızlık, zimmetine para geçirmek, kalpazanlık, fahişelik... vb. suçlara yönelmesi (Uyuşturucu madde alışkanlığını devam ettirebilmek için),
- Uyuşturucu bağımlıları sinirlidirler. Enjekte zamanı yaklaştığında, gözlerinin sulanması, burunların akması, ağrı kaşıntı ve esnemelerin olması, gözbebeklerinin büyümesi gibi ilk belirtileri görülür.
Neler yapmalıyız?
Uyuşturucu madde bağımlılığı tedavi edilebilir bir sağlık problemidir ancak tedavisi kolay değildir. Bağımlılık kronik bir hastalık olduğundan, insanlar sadece birkaç gün uyuşturucu madde kullanmayı bırakmakla iyileşememektedir. Çoğu hasta, kullanmayı tamamen bırakmak ve hayatını kurtarmak için uzun süreli ve tekrarlı bir biçimde desteğe ihtiyaç duymaktadır.
Bağımlılık tedavisi ve müdahalesi, kişinin aşağıdakileri yapabilir hale gelmesine yardımcı olmalıdır:
Uyuşturucu maddeyi kullanmayı bırakmasına.Uyuşturucu maddeden uzak durmasına.Ailede, işte ve toplumda üretken olmasına.
Ne Yapmamalıyız?
Ebeveynler çocuklarının madde kullanımını öğrendikleri süreçte; kabullenememe, süreci inkâr, üzüntü, şok, hayal kırıklığı, öfke, kullanıcıyı sorgulama gibi durumlar yaşayabilirler. Buna bağlı olarak çocuklarına karşı beklenti, davranış ve tutumları değişebilmektedir. Bu davranış ve tutumların getirdiği tepkiler süreci olumlu etkilemek yerine, daha çok olumsuz etkileyebilir ve bu tepkilerden kaçınmak gerekmektedir.
Benim çocuğum asla yapmaz, Bu çocuk senin yüzünden böyle oldu, Daha iyi anne-baba olamadık,Ben seni bunun için mi yetiştirdim, Benim böyle çocuğum olamaz, Senden hiçbir şey olmaz gibi cümleler kurmanın süreci iyileştirmeyeceği unutulmamalıdır.
Öncelikle kişiyi dinlemeli ve yargılamadan anlamaya çalışmak faydalı olacaktır. İçinde bulunulan zor durumla doğru şekilde başa çıkma yöntemlerini öğrenmek için ebeveynlerin bir uzmandan destek alması faydalı olabilir.
Madde kullanım bozukluğundan koruyucu ve önleyici bazı faktörler vardır. Bunlar arasında:
Çocuk ile gençlere uyuşturucu maddelerin zararlı etkileri ve bağımlılık konusunda yaşlarına uygun doğru bilgilendirmeler yapma
Aile sistemi içinde güçlü ve pozitif bağlar inşa etme. Ebeveynlerin çocuklarının arkadaş olduğu kişilerden ve sosyalleştikleri ortamlardan haberdar olması.Açık, anlaşılır kurallar koyma ve kurallara uyma konusunda tüm aile üyelerinin hassasiyet göstermesiOkul, sivil toplum kuruluşu ve kulüp gibi kurum ve kuruluşlarla temas içinde olma.
Madde Kullanımına zemin hazırlayan davranışlar
Madde kullanım bozukluğu konusunda birçok farklı risk faktörü vardır. Bu risk faktörleri arasında en öne çıkanları şöyle sıralanmaktadır:
-Psikolojik sorunları olan ya da herhangi bir madde bağımlılığı bulunan ebeveynlere sahip çocukların daha fazla risk altında olması muhtemeldir.
-Ebeveyn-çocuk bağlanmasının güvensiz olması ve ilgi eksikliği (Özellikle ebeveynlerin çocuğun gelişim sürecinde ihmal davranışında bulunmaları)
-Sınıfta aşırı utangaçlık ya da şiddet içeren davranışlar
-Aile içi kuralların açık olmaması ve belirlenmiş kurallara aile üyelerinin uymaması
-Okul başarısında düşüş
-Biyolojik ve çevresel faktörler
-Uyuşturucu kullanım yaygınlığı ve eğilimleri
Avrupa’da uyuşturucu kullanımı
Avrupa’da uyuşturucu kullanımı çok çeşitli maddeleri kapsamaktadır. Uyuşturucu kullanan insanlar arasında çoklu uyuşturucu tüketimi yaygındır ancak ölçülmesi zordur. Bireysel kullanım alışkanlıkları ise deneysel tüketimden sık ve bağımlı tüketime kadar değişmektedir. Esrar en yaygın kullanılan uyuşturucudur; kullanım yaygınlığı diğer maddelerin yaklaşık beş katıdır. Eroin ve diğer opioidlerin kullanımı nispeten nadir olmakla birlikte, bunlar enjeksiyon da dâhil olmak üzere daha zararlı kullanım biçimleriyle en sık ilişkilendirilen uyuşturucular olmaya devam etmektedir. Uyarıcı kullanımının kapsamı ve en yaygın kullanılan uyarıcı türleri ülkeler arasında farklılık göstermekte ve uyarıcı enjeksiyonunda muhtemel bir artış yaşandığına dair kanıtlar artmaktadır. Tüm uyuşturucuların kullanımı, erkekler arasında genellikle daha yüksektir ve bu fark genelde daha yoğun ya da düzenli kullanım modellerinde daha belirgindir.
Son Veriler
-Avrupa Birliği’ndeki yetişkinlerin (15-64 yaş arası) yaklaşık 83 milyonunun veya %28,9’unun yaşamları boyunca en az bir kez yasa dışı uyuşturucu kullandığı tahmin edilmektedir. Bu, raporlama yanlılıkları nedeniyle minimum bir tahmin olarak kabul edilmelidir.
- Uyuşturucu kullanım deneyimi erkekler (50,6 milyon) tarafından kadınlardan (32,8 milyon) daha sık
bildirilmektedir.
- En sık denenen uyuşturucu esrardır (47,6 milyon erkek ve 30,9 milyon kadın).
-Kokain (9,6 milyon erkek ve 4,3 milyon kadın), MDMA (6,8 milyon erkek ve 3,5 milyon kadın) ve amfetaminlerin (5,9 milyon erkek ve 2,7 milyon kadın) yaşam boyu kullanımı için çok daha düşük tahminler bildirilmiştir.
Esrarın yaşam boyu kullanım seviyeleri ülkeler arasında ciddi değişkenlik göstermektedir ve Fransa’da yetişkinler arasında %45 ile Malta’da yaklaşık %4 arasında değişmektedir.
Geçen yılın uyuşturucu kullanımı, yakın tarihli uyuşturucu kullanımı konusunda bir ölçü sunmakta ve büyük ölçüde yetişkinler arasında yoğunlaşmaktadır.
Tahminen 17,4 milyon genç yetişkin (15-34 yaş arası) son bir yıl içinde (%16,9) uyuşturucu kullanmıştır ve kadınların (%12,1) yaklaşık iki katı kadar erkek (%21,6) bunu yaptığını bildirmiştir.
-Yetişkinler arasında yüksek riskli opioid kullanımı yaygınlığı (15-64) AB nüfusunun %0,35’i olarak tahmin edilmektedir, bu da 2019’da 1 milyon yüksek riskli opioid kullanıcısına eş değerdir.
- Avrupa Birliği’nde 2019 yılında 510.000 danışan opioid ikame tedavisi görmüştür. Opioid kullanıcıları uyuşturucu tedavi taleplerinin %26’sını oluşturmaktadır.
-Opioidler, Avrupa Birliği’nde 2019 için bildirilen ölümcül doz aşımlarının %76’sında tespit edilmiştir.
Yasa dışı uyuşturucu pazarı
Avrupa’nın yasa dışı uyuşturucu pazarında büyük ölçüde küreselleşme ve yeni teknolojiyle bağlantılı olan son değişiklikler arasında uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı yöntemlerindeki yenilikler, yeni kaçakçılık rotalarının oluşturulması ve çevrim içi pazarların büyümesi yer almaktadır. Küresel bağlamda Avrupa hem yerli üretim hem de dünyanın diğer bölgelerinden ticareti yapılan uyuşturucular için önemli bir pazardır. Güney Amerika, Batı Asya ve Kuzey Afrika, Avrupa’ya giren yasa dışı uyuşturucular için önemli kaynak alanlarken Çin ise yeni psikoaktif maddeler, uyuşturucu prekürsörleri ve ilgili kimyasallar için önemli bir kaynak ülkedir. Ek olarak, bazı uyuşturucular diğer kıtalara giderken Avrupa’dan geçmektedir. Avrupa aynı zamanda esrar ve sentetik uyuşturucular için de bir üretim bölgesidir; esrar üretimi çoğunlukla Avrupa tüketimi içindir, sentetik uyuşturucular ise Avrupa pazarı için üretilmekte ve dünyanın diğer bölgelerine ihraç edilmektedir.
Uyuşturucuya bağlı ölümler
Yüksek riskli madde kullanımı ve çoklu uyuşturucu kullanımı Avrupa’da uyuşturucuya bağlı ölümlere neden olmaya devam etmektedir. Uyuşturucu kullanımı ile doğrudan bağlantılı ölümlerin çoğu, diğer uyuşturucularla birlikte başta eroin olmak üzere opioidlerden kaynaklanırken kokain, amfetaminler ve daha yakın zamanda sentetik kannabinoidler gibi uyarıcılar endişe konusu haline gelmiştir. Bazı ülkelerde gençler ve 50 yaş üstü bireyler de dâhil olmak üzere farklı yaş grupları arasındaki ölümlerdeki artışlar, hizmet sağlayıcıların karşılaştığı zorluğun çeşitliliğini ve mevcut tedarik modellerini vurgulamaktadır.
2019 yılında Avrupa Birliği’nde 2018 yılına göre %3’lük bir artışı temsil etmek üzere yasa dışı uyuşturuculara bağlı doz aşımı nedeniyle en az 5.141 ölümün meydana geldiği tahmin edilmektedir. Bu toplam, Norveç ve Türkiye dâhil edilirse tahminî 5.769 ölüme çıkacaktır ve bu da 2018’de revize edilen 5.920 tahminine göre hafif bir düşüşü temsil etmektedir. Çoğu güney ve doğu Avrupa ülkesinde bu model, 2018’e kıyasla doz aşımı ölümlerinin sayısında artışlarla tersine dönmüştür.
-2019 yılında Avrupa Birliği’nde doz aşımına bağlı ölüm oranı, 15-64 yaş arasındaki bir milyon kişi başına 14,8 ölüm olarak tahmin edilmektedir. Doz aşımı ölümlerinin dörtte üçünden fazlası (%77) erkekler arasında meydana gelmiştir; bu oran bir milyon erkek başına 23,7 vaka anlamına gelmektedir. Erkekler arasında 35-39 yaş arası olanlar en çok etkilenen yaş grubudur ve ölüm oranı, milyonda 37,7 ile tüm yaş gruplarında görülen ortalamanın iki katından fazladır.
-Eroin veya metabolitler de dâhil olmak üzere opioidler, genellikle diğer maddelerle kombinasyon halinde Avrupa Birliği’nde bildirilen ölümcül doz aşımlarının dörtte üçünde (%76) mevcuttur.
-2019 yılında Çekya, Danimarka, Almanya, İtalya, Lüksemburg, Romanya ve Slovakya’da eroin/morfin ölümlerinin sayısında artışlar gözlenmiştir. Metadon, buprenorfin, fentanil ve türevleri ve tramadol dâhil olmak üzere eroin dışındaki opioidler, bazı ülkelerde doz aşımı ölümlerinin önemli bir kısmı ile ilişkilendirilmiştir.
-Avrupa Birliği’nde bildirilen ve fentanil veya türevlerini içeren ölüm sayısı 2019 yılında azalmıştır.
-Veri sağlayan ülkeler arasında 2019 yılında kokaine bağlı ölümler artmıştır. İspanya’da ve Fransa’da bildirilen uyuşturucuya bağlı ölümlerin yarısından fazlasında (çoğunlukla opioidlerle birlikte) kokain
kullanımı görülmüştür.
-Amfetamine bağlı ölümler 2019 yılında Almanya (124), Finlandiya (48), Slovakya (13), Avusturya (13), Çekya(12) ve Türkiye (55) tarafından bildirilmiştir.
-Türkiye’de sentetik kannabinoidlere bağlı ölümler düşmeye devam etmiştir. Bununla birlikte, 2020’de Macaristan’da bildirilen 21 ölümü içeren bir salgınla bu maddelerle ilişkili riskler vurgulanmıştır.
-Daha uzun bir zaman dilimindeki ölüm sayıları karşılaştırıldığında, Avrupa Birliği’ndeki doz aşımı ölümleri 2012 yılından bu yana toplamda ve gençler arasında ve 35 yaş üzerindeki tüm yaş kategorilerinde artmaktadır ve özellikle 50 yaş üstü grupta %74’lük artış oldukça yüksektir.
-Genel bir artan yaş eğiliminin aksine Avrupa Birliği, Norveç ve Türkiye’de 2019 yılında 15-19 yaş arasındaki gençler arasında 116 ölüm bildirilmiştir. Sayılar 2012 yılına kıyasla birkaç ülkede sabit kalmış veya artmıştır.
Bu artışlar, nispeten düşük sayılara dayanmaktadır ancak endişe ile ele alınmalı ve bu durum yakından izlenmelidir.
Madde bağımlılığı Dünya Sağlık Örgütünün, 11. revizyonunu yayımladığı Uluslararası Hastalık Sınıflandırması El Kitabı’nda (ICD-11) madde kullanımına bağlı bozukluklar adı altında sınıflandırılmaktadır.