İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara
MUHALIF GAZETECILIK BİLİM - TEKNOLOJİ Dünya’nın oluşmasındaki yeni teori ortaya çıktı

Dünya’nın oluşmasındaki yeni teori ortaya çıktı

Alman bilim insanları, Dünya’nın ve Mars'ın iç Güneş sistemindeki daha küçük "gezegensel embriyolar" arasındaki çarpışmalar sonucunda oluştuğunu açıkladı

Yaygın olarak kabul edilen teroriye göre, evrenin üçte biri yaşındaki gezegenimiz yaklaşık 4,54 milyar yıl önce, Güneş bulutsusu tarafından toplanan çakıl taşlarının bir araya gelmesiyle oluştu. Volkanik gaz çıkışı atmosferi ve ardından okyanusları meydana getirdi. Fakat, Almanya'da yapılan yeni bir çalışma Dünya’nın ve Mars'ın iç Güneş sistemindeki daha küçük "gezegensel embriyolar" arasındaki çarpışmalar sonucunda oluştuğunu öne sürdü. Bilim insanları, yeni bulguların, gezegenlerin oluşumuna dair anlayışımızı değiştireceğini açıkladı.

Alman bilim insanları, Dünya’nın ve Mars'ın iç Güneş sistemindeki daha küçük "gezegensel embriyolar" arasındaki çarpışmalar sonucunda oluştuğunu açıkladı. 

Dünya’nın nasıl oluştuğuna dair diğer ana rakip teoriyle çelişiyor

Bununla birlikte Science Advances adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırma, Dünya’nın nasıl oluştuğuna dair diğer ana rakip teoriyle çelişiyor. Dünya’nın yaygın olarak dış Güneş sisteminden Güneşe doğru sürüklenen çakıl taşları biriktirerek oluştuğu kabul ediliyor.

Münster Üniversitesi liderliğindeki araştırmacılar, Dünya'nın oluşumu için hangi teorinin doğru olduğunu belirlemek için, 10 Mars meteoritinden alınan örneklerde titanyum, zirkonyum ve molibdenin izotopik bileşimlerini analiz etti. Bu bileşimler, Mars'taki büyük kimyasal rezervuarlardan alınan örneklerin yanı sıra, 17 Mars meteoritinden alınan molibden ölçümlerini içeriyordu.

Bilim insanları, bu büyük örneklem boyutunun önceki çalışmalardaki  sınırlamaların üstesinden gelmelerine izin verdiğini söyledi.

Diğer taraftan, çalışmada Dünya ve Mars'ın erken silikat bölümünün izotopik bileşimlerini, Güneş sisteminin dış ve iç kısmından geldiği düşünülen farklı kondiritik* meteorit gruplarınınkiyle karşılaştırıldı. Sonuçlar, her iki gezegenin bileşiminin, yalnızca küçük bir dış Güneş sistemi malzemesinin dahil olduğu, iç Güneş sisteminden gelen kondiritik meteoritlerinkilerle daha tutarlı olduğunu gösterdi.

Kondirit: Kondritler ait oldukları ana maddeden erime veya farklılaşmaya bağlı olarak değişime uğramamış taşcıl göktaşlarına deniliyor. Bunların, ilkel asteroitleri oluşturmak için birleşerek çoğaldığı ve Güneş sisteminin başlangıcında oluştuğu düşünülüyor. 

"Güneşe doğru sürüklenen milimetre boyutunda çakıl taşları biriktirerek oluştular"

Araştırmacılar, bu bulgulara dayanarak,  karasal gezegenlerin dış Güneş sisteminden gelen büyük çakılların birikmesiyle oluşamayacakları, bunun yerine muhtemelen iç Güneş Sistemi malzemeleri arasındaki çarpışmalardan evrimleştikleri sonucuna vardı.

Çalışmanın yazarları, "Kayalık gezegen oluşumunun temelde farklı iki süreci var, ancak Güneş sisteminin karasal gezegenlerini hangisinin inşa ettiği belirsiz. Ya iç Güneş sisteminden gelen gezegen embriyoları arasındaki çarpışmalarla ya da dış Güneş sisteminden güneşe doğru sürüklenen milimetre boyutunda çakıl taşları biriktirerek oluştular” açıklamasını yaptı. 

Öte yandan uzmanlar, araştırmanın sonucunun  karasal gezegenlerin kökeninin çakıl taşlarından oluştuğu teorisini çürüttüğünü aktardı:

“Dünya ve Mars'taki dış Güneş sistemi malzemesinin düşük oranı, Güneş sistemindeki kayalık gezegen oluşmasında kalıcı bir toz sürüklenme bariyerinin varlığına işaret ediyor."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *