İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,6389 %-0.03
37,2542 %0.25
104.723,01 %0.309
3.157,96 -0,05
Ara
Muhalif. BİLİM - TEKNOLOJİ İz bırakacak dönüşümlerin anahtarı: Derin teknolojiler

İz bırakacak dönüşümlerin anahtarı: Derin teknolojiler

Derin teknolojiler; yapay zeka, siber güvenlik, mikroelektronik ve nanoteknoloji, nörotek, robotik, kuantum bilgisayar, sensör ve uzay teknolojileri gibi pek çok teknolojinin tamamını kapsıyor. Ve günümüz dünyasının en kritik teknolojilerinden biri olan derin teknolojilere olan ilgi de yatırımlar da her geçen gün artıyor. Halen faaliyetlerine devam eden 1.200 derin teknoloji girişimi bulunan Türkiye, büyük global oyuncuların odağında olan derin teknolojilerde henüz emekliyor.

Okunma Süresi: 9 dk

Derin teknolojiler, dijital teknolojilere göre daha büyük yatırımlara, insan kaynağına ve altyapıya ihtiyaç duyuyor. Daha riskli ve sabır gerektirmesine rağmen yarattığı fayda ve kazanımları ile büyük global oyuncuların odağında olan derin teknolojilerde Türkiye ise henüz emekliyor. Uzmanların ortak görüşü, bu teknolojilerin gelişmesi adına kamunun baş aktör olması gerektiği yönünde.

Bir sonraki sanayi ve bilgi devrimi dalgasının merkezinde olması beklenen derin teknolojiler yani “deep tech” günümüzün en önemli teknoloji akımı. “Akım” kelimesini kullanıyor olsak bile getireceği ya da getirdiği yenilikler ve yarattığı fayda ile “iz bırakacak” dönüşümlerin de kilit anahtarı aslında. Artırılmış hizmet iyileştirmeleri veya standart teknolojilerin kullanımına dayanan internet, mobil ve e-ticaret çalışmalarıyla uğraşan genel teknoloji girişimleri ya da uygulamalarından söz etmiyoruz. İklim değişikliğine çözüm bulan, sağlık alanında çığır açan, başarılı olurlarsa etki ettikleri keşif alanının tümünde paradigma değişikliklerine neden olabilecek büyük bilimsel atılımlar veya mühendislik yeniliklerine dayalı ürünlerin geliştirilmesinden söz ediyoruz. Bilimle başlayıp araştırma ve geliştirmeyle (Ar-Ge) beslenen ve dünya üzerinde muazzam bir etkiye sahip olan derin teknolojiler kendi pazarlarını yaratma veya mevcut endüstrileri rahatsız etme gücüne de sahip aynı zamanda.

Bilimsel araştırma ve teknolojilere dayanan, laboratuvardan beslenen, daha kompleks ve uzun Ar-Ge süreçleri ve araştırma altyapıları gerektiren teknolojiler olarak nitelendirilen derin teknolojiler aynı zamanda daha riskli ve sabır gerektiren teknolojiler. Büyüme ve yayılma için de dijital teknolojilere göre daha büyük yatırımlara, insan kaynağına, altyapıya ihtiyaç duyuyorlar fakat bu alanda kendi modelini geliştiren ve yatırım yapan ülkelerin kazanımları da bir o kadar büyük oluyor.

AVRUPALI ŞİRKETLERİN DEĞERİ 700 MİLYAR DOLAR

Derin teknolojiler; tarım teknolojileri, yapay zeka, artırılmış veya sanal gerçeklik (AR/VR), otonom araçlar, siber güvenlik, temiz teknolojiler, nesnelerin interneti, malzeme bilimi, mikroelektronik ve nanoteknoloji, nörotek, robotik, kuantum bilgisayar, sensör ve uzay teknolojileri gibi pek çok teknolojinin tamamını kapsıyor. Ve günümüz dünyasının en kritik teknolojilerinden biri olan derin teknolojilere olan ilgi de yatırımlar da her geçen gün artıyor. Startup'lara, girişimcilere ve yatırımcılara piyasa danışmanlığı sağlayan Hollanda merkezli Dealroom ve startup'lara piyasa analizi sağlayan İngiliz Sifted şirketleri tarafından hazırlanan 2021: Derin Teknoloji Yılı raporu, Avrupalı derin teknoloji şirketlerinin 2021 itibariyle 700 milyar dolar değerinde olduğunu ortaya koyuyor. Derin teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketlerin çoğunluğunun akademi temelli olduğunu gösteren rapora göre, derin teknoloji girişimleri diğer girişimlere göre bir adım önde.

ÖZEL ŞİRKETLER YILDA 150 MİLYAR EURO YATIRIM YAPIYOR

Sıradan girişimlerin yüzde 70’inin tohum yatırım evresini geçemediğini ve nadiren Ar-Ge ve patent desteği aldığını belirten rapor, derin teknoloji girişimlerinin ise yola kapsayıcı Ar-Ge desteğiyle çıktığını ve böylece daha sağlam adımlar atabildiğini gösteriyor.

Dünya'dan Gülseren Üst Polat ve Deniz Kılınç'ın haberine göre, raporda Avrupa’daki derin teknoloji girişimlerinin çoğunluğunun üniversitelerden çıktığı görülüyor. Bu girişimlere hükümet, özel şirketler ve girişim sermayesi şirketlerinden (VC) ise yüksek miktarda yatırımlar yapılıyor. Raporda, Avrupa Birliği (AB) hükümetinin derin teknoloji girişimlerine Ufuk Avrupa programıyla yılda 12 milyar Euro, özel şirketlerin yılda 150 milyar Euro ve VC şirketlerinin ise yılda 10 milyar Euro yatırım yaptığı belirtiliyor. İngiltere merkezli girişim sermayesi şirketi Angular Ventures kurucusu Gil Dibner, “Özel piyasalar ticari olarak güvenilir teknolojilere sahip olan şirketleri belirleme ve fonlama konusunda oldukça iyiler. Kamu fonunun en iyi kullanımı, ticari olarak güvenilir işletmelerin yokluğunda bilimsel ve teknolojik araştırmalara harcanmasıdır. Uzun vadede bu tür araştırmaların hem ekonomi hem de toplum için inanılmaz pozitif etkileri oluyor” yorumunu yapıyor.

EXIT OLASILIĞI DAHA YÜKSEK

2021: Derin Teknoloji Yılı raporunda 2010 ve 2015 arasında en az 200 bin Euro tohum yatırım alan ve ikinci yatırım turunu en az 4 milyon Euro ile tamamlayan toplam 1,700 girişim inceleniyor. Buna göre, Avrupa’da sıradan girişimlerin yüzde 24’ü ikinci yatırım turuna geçebilirken, bu oran derin teknoloji girişimleri için yüzde 32. Girişimlerin ayrıca exit (değeri 1 milyar dolara ulaşan girişimler) olasılıkları da incelenen rapora göre, Avrupa’da sıradan girişimlerin yüzde 11’i ikinci yatırım turunda, yüzde 13’ü üçüncü yatırım turunda, yüzde 14’ü dördüncü yatırım turunda ve yüzde 15’i beşinci yatırım turunda exit yapabiliyor. Öte yandan derin teknoloji girişimlerine bakıldığında, bu girişimlerin yüzde 9’u ikinci yatırım turunda, yüzde 15’i üçüncü yatırım turunda, yüzde 17’si dördüncü yatırım turunda ve yine yüzde 17’si beşinci yatırım turunda exit yapıyor.

DÜNYADA ABD, AVRUPA’DA İNGİLTERE ÖNDE

Yapılan derin teknoloji yatırımları ülke bazında incelendiğinde, büyük global oyuncuların hakimiyeti görülüyor. ABD ve Çin, 2015’ten 2018’e kadar derin teknoloji şirketlerine yapılan küresel yatırımların yaklaşık % 81’ini gerçekleştirmiş durumda. ABD’de bu zaman zarfında 32,8 milyar USD, Çin’de ise 14,6 milyar USD derin teknoloji yatırımı yapılmış. 2021: Derin Teknoloji Yılı raporu ise Avrupa özelinde yatırım rakamlarını gözler önüne seriyor. Raporda Avrupa’daki derin teknoloji yatırımlarına en çok ilgi gösteren VC şirketlerinin 2015 ile 2020 yılları arasında 12,6 milyar Euro ile İngiltere’den yapıldığı görülüyor. İngiltere’yi 5,4 milyar Euro ile Almanya, 5 milyar Euro ile Fransa, 2,5 milyar Euro ile İsveç, 2,5 milyar Euro ile İsviçre, 1,2 milyar Euro ile Hollanda ve 1,2 milyar Euro ile Finlandiya izliyor.

AR-GE HARCAMALARINA BÜYÜK VERİ HÜKMEDİYOR

Rapora göre küresel olarak Ar-Ge harcamaları yapan şirketlerin ağırlıklı olarak büyük veri şirketleri olduğu görülüyor. 2018 yılında Amazon 23 milyar dolarla en çok Ar-Ge harcaması yapan şirket olarak öne çıkıyor. Dört büyük veri şirketinden en çok Ar-Ge yatırımı yapan Amazon’u, 12 milyar dolarla Google, 12 milyar dolarla Apple ve 8 milyar dolarla Facebook izliyor. Buna paralel, 2018’de ABD’li şirketlerin Ar-Ge yatırımları toplam 114 milyar dolar olurken, bu şirketlerin ağırlıklı olarak internet, yazılım ve elektronik donanım alanlarına odaklandığı görülüyor. Avrupa’da ise aynı dönemde şirketlerin Ar-Ge yatırımları 9 milyar dolar olurken, bu şirketler ilaç, otomotiv ve telekom sektörlerine yönelmiş.

TÜRKİYE’DE 2020’DE 7 MİLYON DOLAR KAYNAK AKTARILDI

Türkiye’de ve Dünyada Derin Teknoloji Girişimciliği raporuna göre Haziran 2020 itibarıyla; faaliyette olan teknoparklarda Ar-Ge çalışmalarını yürüten firmaların sayısı 5.846’ya, istihdam edilen personel sayısı 58.922’ye, tamamlanan Ar-Ge projesi sayısı ise 36.535’e ulaşmış durumda. 2010 yılında Türkiye’de 6 adet hızlandırıcı bulunurken bu sayı 2020 yılına kadar katlanarak 66’ya ulaştı. Startups.watch verilerine göre Türkiye merkezli aktif 29 fon bulunuyor ve bu fonların toplam büyüklüğü yaklaşık 650 milyon dolar. 2020 senesi içerisinde kurulan 8 fonun toplam büyüklüğü ise 200 milyon doların üzerinde. Fon sayılarındaki ve toplam fon büyüklüklerindeki bu artışa rağmen yapılan yatırımlar içerisinde derin teknoloji girişimlerine yapılan yatırımların oranı oldukça düşük. 2020 yılında yapılan yatırımlar arasında derin teknoloji girişimlerine yalnızca 7 milyon dolar kaynak aktarılmış. Rapora göre bunun başlıca nedenleri arasında; derin teknoloji yatırımlarının yatırımcılar tarafından yüksek riskli bulunması, yatırım geri dönüş sürelerinin uzun olması ve Türkiye’de derin teknoloji odaklı yatırım fonlarının olmaması yer alıyor.

RAKAMLARLA TÜRKİYE’DE DERİN TEKNOLOJİ GİRİŞİMCİLİĞİ

Türkiye’de ve Dünyada Derin Teknoloji Girişimciliği raporuna göre Türkiye’de halen faaliyetlerine devam eden 1.200 derin teknoloji girişimi bulunuyor. Bunların yarısına yakını faaliyetlerini İstanbul merkezli olarak sürdürüyor. Girişimlerin yaş dağılımları incelendiğinde %63 gibi büyük bir çoğunluğunun 2015 ve sonrasında kurulan girişimler olduğu görülüyor. Girişimlerin %22’si 2010-2015 yılları arasında, %15’lik kısmı ise 2010 öncesi yıllarda kurulmuş. En fazla “Endüstri 4.0, Nesnelerin İnterneti, Sensörler ve Elektronik” alanlarında teknoloji geliştirildiği, bunu da sırasıyla “Biyoteknoloji”, “Yapay Zekâ, Veri ve Görüntü İşleme” ve “Otonom Araçlar, Robotlar ve Mekatronik” teknolojilerinin izlediği görülüyor. Türkiye’deki derin teknoloji girişimlerinin hizmet sağladığı ana sektörler içerisinde sırasıyla “Sağlık” ile “Üretim ve Yapı” yoğunluk bakımından ön plana çıkıyor. Girişimler aldıkları yatırımlar açısından incelendiğinde sadece 172 tanesinin yatırım aldığı görülüyor. Bu sayı toplam girişimlerin %14,3’üne denk geliyor. Alınan yatırım tutarları incelendiğinde ise yatırım alan girişimlerin %19’unun 50.000 doların altında, %20’lik bir kısmının 50.000 ile 100.000 dolar arasında ve yine %20’lik bir kısmının 100.000 ile 250.000 dolar arasında yatırım aldığı görülüyor. Bu da yatırım alan girişimlerin neredeyse %60’lık bir kısmının 250.000 doların altında yatırım aldığı anlamına geliyor.

DAHA YAVAŞ VE DAHA MALİYETLİ

Hello Tomorrow’un en iyi 1.500 derin teknoloji girişiminin ‘The Boston Consulting Group’ (BCG) ile yapılan analizinde kuruluştan prototip üretimine ve prototipten pazara kadar geçen sürelerde derin teknoloji kategorilerinin hepsinde ticarileşme sürecinin 2,4 ile 4 yıl arasında değiştiği görülüyor. Cube Incubation öncülüğünde İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye’de ve Dünyada Derin Teknoloji Girişimciliği” raporu ise derin teknolojili bir girişimin, dijital bir girişimden daha yavaş ve daha pahalı olmasının nedenlerini şu şekilde sıralıyor:

● GÜÇLÜ ARAŞTIRMA TABANI: Derin teknolojide ürün geliştirme, güçlü bir dizi gelişmiş beceri, bilgi ve altyapıdan destek gerektiren ve ürünlerin pazara sunulma süresini uzatan temel araştırmalara ve/veya gelişmiş Ar-Ge’ye dayanır.

●AĞIR ENDÜSTRİLEŞME SÜRECİ: Bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı derin teknolojilerin dışında, bu alandaki çoğu ürün fiziksel bir donanıma sahiptir. Tedarik, üretim ve ölçeklendirme için oldukça gelişmiş endüstriyel beceriler gerektiren malzeme ve kaynaklara dayanır. Bu tür ürünlerin ölçeklendirilmesi, internet ve mobil teknolojilerle ilişkili ürünlerden çok daha zordur.

● BÜYÜK YATIRIM İHTİYACI: Bir derin teknoloji girişiminin ihtiyaç duyduğu altyapı, beceriler ve kaynaklar, uzun bir süre için önemli bir finansman kapasitesi gerektirir.

● HENÜZ TANIMLANMAMIŞ TİCARİ UYGULAMA: Nihai ürün spesifikasyonları, süreç içinde iyi tanımlanmamış olabilir. Örneğin, Bitcoin için özel bir teknolojik çözüm olarak geliştirilen blok zincir teknolojisi, geliştiricilerinin öngörmediği yeni bir finans pazarının kapısını açmıştır.

NELER YAPILMALI?

- Birçok yatırımcı, derin teknoloji şirketlerini değerlendirmek ve desteklemek için gerekli uzmanlığa ve yapıya sahip değil. Aynı zamanda derin teknoloji yatırımlarının, uzun ticarileşme ve yatırım geri dönüş süreleri yatırımcıları korkutuyor. Bu da finansman açığı yaratıyor.

- Fonların kurulumu ve yatırımların teşviki konusunda devlet desteği şart. Türkiye, devlet mekanizmaları aracılığıyla bu yatırımların riskini azaltmaya yardımcı olan teşvikler sağlamalı. Bu alandaki mevzuatlar düzenlenmeli.

- Derin teknoloji girişimlerinin ürettikleri ürün ve hizmetlerin en büyük müşterisi genellikle devletlerdir. Bu bağlamda devlet mekanizmaları yerli derin teknolojileri destekleyen bir yapıya kavuşmalı.

- Pazarlama noktasında işi bilen uzmanlar mutlaka devrede olmalı.- Kuluçka merkezleri ve hızlandırıcılar girişimcilerin eksik kaldığı pazarlama konularına odaklı eğitimler, danışmanlıklar, mentörlükler, disiplinler arası ekip kurulumu ve hızlandırma programları gibi hizmetler geliştirilmeli.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *