İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara
MUHALIF GAZETECILIK BİLİM - TEKNOLOJİ Jüpiter’in uydusunda magma okyanusu olabilir

Jüpiter’in uydusunda magma okyanusu olabilir

Güneş sisteminde hem buz hem de ateş dünyaları var. Volkanlarla bezenip lav akıntılarıyla çatlayan Jüpiter’in uydusu Io, ateş dünyasının en iyi örneği oluyor.

Bu ateş küresindeki işleyişler birçok kuramla açıklanmaya çalışılıyor. Şimdiyse The Planetary Science Journal bülteninde yayımlanan ve Amerikan 2022 Jeofizik Birliğinin Sonbahar Toplantısında sunulan yeni araştırma, bilgisayarda yapılan canlandırmalarla bu volkanik dünyanın içerisinde neler dönüyor olabileceğine dair fikir veriyor. Bulgular, uydunun yüzeyinin altında kavurucu bir magma okyanusu bulunduğunu gösteriyor.

TEK ÖRNEK OLABİLİR

Magma okyanuslarının Güneş sisteminin ilk zamanlarındaki kayalık gezegen ve uyduların ortak bir özelliği olduğu; fakat cisimler zamanla soğuduğu için artık neredeyse hiç var olmadıkları düşünülüyor. Io’nun kavurucu denizi, bu konuda geriye kalan tek örnek olabilir ve bilim insanlarına böyle bir örneği yakından gözlemleme fırsatı sunabilir.

Populer Science Türkçe'deki detaylara göre California Teknoloji Enstitüsünde çalışan ve makalenin baş yazarı olan gezegen bilimci Yoşinori Miyazaki, “Magma okyanusunun olup olmaması, aslınad Io’nun işleyiş şeklini değiştiriyor ve Io’ya dönük çeşitli gözlemlerin yorumunu büyük ölçüde etkiliyor” diyor.

Dünya’da volkanlar, gezegenimizin değişen tektonik levhalarıyla oluşuyor. Io’nun volkanları ise kütleçekimsel ısınma şeklinde adlandırılan çok farklı bir işleyişle ortaya çıkıyor. Kütleçekimsel ısınmada büyük bir cisim (bu vakada ise Jüpiter), çekim kuvveti yoluyla yakınındaki başka bir cismi sıkıştırıp genişletiyor ve onu sürtünmeyle ısıtıyor. Bir nevi elinize kil alıp, ellerinize birbirine sürttükçe kilin esnemesi ve ısınmasına benziyor. Bu yerbilimsel olgu sayesinde Io, barındırdığı pek çok volkanı besleyecek kadar ısıya sahip.

Araştırma takımıyla ilgisi bulunmayan ve NASA Jet İtiş Laboratuvarında gezegen bilimci olarak çalışan James Tuttle Keane, “Io’da kütleçekim ısınması kontrolden çıkmış ve güneş sistemimizde volkanik olarak en aktif dünyalardan birini meydana getirmiş durumda” diyor. “Aynı anda 100’ü aşkın faal volkan mevcut. Kütleçekimsel ısınma Io’da çok yüksek olduğundan, bu süreci anlama konusunda uyduyu en iyi doğal laboratuvar haline getiriyor.”

Io’nun altında ne olduğuyla ilgili uzun zamandır süregelen bir tartışma var. Bu cehennemvari uydunun yüzeyini görmemiş olsak da bilim insanları, Io’nun kütleçekim kaynaklı şiddetli ısınması yüzünden kayaç kabuğun altında azgın bir magma okyanusu olabileceğini düşünüyor. Fakat Voyager ve Galileo uzay araçları Io’nun engebeli yüzeyini ortaya çıkardığında, gökbilimciler yer altındaki bir magma okyanusunun böylesine ağır dağları destekleyebileceğinden kuşkulanmaya başladı.

Bilim insanları daha sonra uydunun iç yapısının sadece, içinde eriyik bazı parçaların bulunduğu bir kayadan ibaret olduğunu öne sürmeye yönelmiş. Yakın zaman önceki bir hipotezde, iç kısmın saf magma ile saf kaya arasında bir yapı olabileceği öne sürülmüş; yani magmatik sünger şeklinde adlandırılan, kısmen erimiş bir kütle. Tuttle Keane şöyle açıklıyor: “Magma süngerini, hem katıların hem de sıvıların tamamen birbirine bağlı olduğu bir bulaşık süngeri veya mercan süngeri gibi düşünün. Bu durum ister deterjanlı bulaşık suyu olsun, ister magma; sıvıların süngerin içerisinden akabildiği ancak süngerin halen bir miktar yapısal bütünlüğü muhafaza ettiği anlamına geliyor.”

Fakat bu yeni çalışmada bilgisayar modelleri kullanılarak, Io’nun iç kısmının magmatik bir sünger olmayabileceği gösteriliyor. Galile uydularına yönelik gözlemler düşünüldüğünde, bir magma okyanusu çok daha mantıklı görünüyor.

Bilgisayar ortamında yürütülen ve Io’nun içerisindeki koşullara dönük mantıklı varsayımlara dayanan canlandırmalarda, magmatik bir süngerin hızla farklı magma ve kayaç katmanlarına ayrılıp magma okyanusu meydana getireceği tahmin edilmiş. Yeni çalışmada yer almayan ve Santa Cruz – California Üniversitesinde görev yapan yerbilimci Francis Nimmo, “Eriyik madde ve kaya, tıpkı bir kar helvasındaki buz ve su gibi hızla ayrışmaya eğilim gösterir” diyor.

Magma ve kaya, bir gezegenin iç kısmında birkaç farklı hal alabilir.

Maalesef bu modeller, Io’da bir magma okyanusunun bulunup bulunmadığını kesin olarak kanıtlayamıyor. Bunun için o kızgın ve küçük uyduya tekrar bir araştırma aracı göndermemiz gerekecek.

Miyazaki, Juno uzay aracının Aralık 2023 ve Şubat 2024’te Io’nun yakınından geçmesini bekliyor. Bu sayede bilim insanları, uydunun Love numarası adı verilen bir özelliğini ölçecek. Bu rakam, bir gezegenin iç kısmının ne kadar katı veya ne kadar cıvık olduğunu haber veriyor. “Love numarası büyükse” diye açıklıyor Miyazaki, “Io’nun yüzey altında bir magma okyanusu bulunduğu onaylanmış olacak.”

Magma okyanusu bulunduğu onaylansa bile, “Io’un iç yapısını anlamaya çalışmakla alakalı halen bir sürü belirsizlik” olduğunu söylüyor Tuttle Keane. “Io ve Jüpiter sistemini keşfetmek için gelecekte yeni uzay görevleri gerekecek… Io için uydunun detaylı şekilde araştırılabileceği özel bir görev gerçekleştirilene kadar, pek çok soru cevapsız kalacak.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *