NASA, Artemis Programı kapsamında 2030’dan önce astronotları Ay’a göndermeyi hedefliyor. Ancak Ay tozu, aşındırıcı ve yapışkan yapısıyla astronot sağlığı ve ekipmanları için büyük bir engel teşkil ediyor. Bu nedenle NASA, Ay tozunun etkilerini azaltmak için bir dizi yeni teknoloji geliştirmeye odaklanmış durumda.
Ay tozu, elektrostatik yüklü olup her şeye yapışan, keskin ve kaba bir yapıya sahiptir. Bu, hem astronot kıyafetleri hem de uzay araçları üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Ayrıca, Ay yerçekimi ve atmosferin yokluğu nedeniyle, toz uzun süre havada asılı kalabilir. NASA, bu sorunun üstesinden gelmek için çeşitli teknolojiler geliştirmektedir.
Bu yeni teknolojilerden bazıları, Blue Origin'in New Shepard roketiyle gerçekleştirilecek uçuş testlerinde değerlendirilecek. Bu testler, tozun etkilerini anlamak ve bunları azaltmak için çeşitli stratejiler geliştirmeyi amaçlıyor.
Ay tozunun diğer büyük sorunları arasında, güneş panellerinde birikmesi ve ekipmanları aşırı ısınmasına neden olması yer alıyor. Ayrıca, kameralar ve vizörler üzerindeki birikintiler, görme yeteneğini zorlaştırabilir. NASA’nın Ay Yüzeyi İnovasyon İnisiyatifi'nin teknik entegrasyon lideri Kristen John'ın açıklamasına göre, tozun ince taneli yapısı, insan gözünün görmeyeceği kadar küçük partiküller içeriyor ve bu da kirli görünen yüzeylerin temiz gibi görünmesine neden olabilir.
NASA, CLOTHBOT gibi cihazlarla, tozun astronot kıyafetlerine nasıl yapıştığını ve tozun yayılımını simüle ederek, bu sorunun çözümüne yönelik çalışmalar yapıyor. Ayrıca, EDL (Elektrostatik Toz Yükselmesi) teknolojisi, tozun yükselme ve havada asılı kalma modellerini inceleyecek. Bu testlerde, Ay yerçekimi simüle edilerek, tozun hareketi gözlemlenecek.
Diğer bir proje ise Hermes Lunar-G, Ay tozunu incelemek için özel olarak tasarlanmış bir cihaz. Bu teknoloji, Ay tozu benzerlerinin serbest bırakılarak, bu tozların nasıl hareket ettiğini gözlemleyecek ve NASA'nın geliştirdiği yeni teknolojilere dair önemli veriler sunacak.