Hidroelektrik santralların ve madenlerin kuşatması altında olan Artvin’e ilişkin çalışmalarını sürdüren TEMA Vakfı, yeni veriler paylaştı.
Birgün'den Gökay Başcan'ın haberine göre; Zengin canlı tür çeşitliliği, iklimi, doğal güzellikleri ve ülkenin en önemli doğa ve kültür alanlarından biri olan Artvin’in tarım alanlarının yüzde 47’si, önemli doğa alanlarının ise yüzde 57’si madenlere ruhsatlı.
Geçtiğimiz ayında başında ilk verileri paylaşmaya başlayan TEMA Vakfı, Artvin’in 71’inin madenlerle ruhsatlı olduğunu belirtmişti. Artvin’in 521 parçaya bölündüğünü belirten TEMA’dan yapılan açıklamada, “Artvin’de doğal yaşam, meralar, insan sağlığı ve kadim bir kültür madencilik faaliyetleri ile yok olma tehlikesi altında” denildi.
TÜM CANLILAR TEHLİKE ALTINDA
TEMA’nın verisi binlerce yıllık tarihe ve çok özel bir ekosisteme sahip olan Artvin’in doğal güzelliklerinin kuşatıldığı ortaya koydu. Yeşil ve mavinin buluştuğu yer olan Artvin’de önemli doğa alanlarının ise yüzde 57’si madenlere ruhsatlı durumda. Yüzde 55’i ormanlık alan Artvin’de kısa mesafede farklı yüksekliklerin olması birçok farklı türe ev sahipliği yapmasını sağlıyor. Artvin’de 2 bin 734 bitki türü yaşarken sadece Yusufeli Altıparmak Havzası’nda Türkiye’deki 380 kelebek türünün 215’i bulunmakta.
TARIMA SONDAJ VURACAKLAR
TEMA’nın açıkladığı diğer veri ise sınırlı büyülükte tarım alanına sahip Artvin’de üretimi bitirme noktasına getireceğini gözler önüne serdi.
Tarım alanlarının yüzde 47’sinin maden ruhsatlarına peşkeş çekilmesini değerlendiren Artvin Ziraatçılar Odası Köksal Portakal, “Artvin’de artık tarım yapılamayacağının resmidir. Artvin barajlar, HES’ler ve madenler tarafından kuşatılmış durumda” dedi. Köksal son olarak, “Burada üretilen fındık, çay ne olacak? Artvin’de insanlar ne ile geçinecek? Nefessiz, susuz ve topraksız nasıl yaşayacak insanlar” sözleriyle tepki gösterdi.
Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedrettin Kalın ise tüm ülkenin uluslar ötesi maden tekellerinin yağmasına açıldığını belirtti. Kalın şu ifadeleri kullandı: “Maden İşleri Dairesi denilen kamu kurumu aklını vicdanını vatan sevgisini yitirmiş durumdadır. Bir ilin yüzde 71’inin ruhsatlandırılmasını akıl ve mantıkla açıklamak, kabul etmek mümkün değildir.
Tarım alanlarının yarısını, orman alanlarının yarısından fazlasını heba etmek bırakın ruhsatlandırmayı, akıldan bile geçirilecek bir durum değildir. Bu ruhsat alanlarının içinde milli Parklar, tabiat parkları, korunan alanlar, göller, şelaleler yani en değerli tabiat varlıkları yer almaktadır.
Gerçekten ülkeyi düşman işgal etse bu kadar zarar vermeyi düşünemez. Pandemi ortamını bir yağma ortamına çeviren bu anlayışı halkımıza anlatmak, yeniden bir direnişi örgütlemekten başka yolumuz yoktur.”
