Bilim insanlarının yürüttüğü bu küresel tahmin, günümüzde bilinen ağaç türü miktarından yaklaşık %14 daha yüksek. Çalışmanın sonuçları, keşfedilmemiş türlerin çoğunun büyük olasılıkla nadir olduğunu ve çok düşük popülasyonlar ile beraber mekansal açıdan sınırlı dağılım sergilediğini gösteriyor.
Çalışmanın yazarlarına göre bu durum, keşfedilmemiş türleri; ormanların kaybolması ve iklim değişimi gibi insan kaynaklı bozulmalara karşı özellikle savunmasız hale getiriyor. Bilim insanları yeni bulguların, ormanların korunmasına dönük girişimlerin öncelikli hale getirilmesine yardımcı olacağını söylüyor.
Hafta başında PNAS bülteninde yayımlanan çalışmanın iki kıdemli yazarından biri ve Michigan Üniversitesinde (UM) orman ekoloğu olan Peter Reich şöyle aktarıyor: “Bu sonuçlar, küresel orman biyoçeşitliliğinin antropojenik değişimlere; özellikle de arazi kullanımını ve iklime karşı olan hassasiyetini vurguluyor çünkü nadir taksonların hayatta kalma oranı, söz konusu baskılar yüzünden orantısız biçimde tehdit altında.”
UM Çevre ve Sürdürülebilirlik Fakültesindeki Küresel Değişim Biyolojisi Enstitüsünün başkanı olan Reich, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Nicel bir kıstasın belirlendiği bu çalışma, ağaç ve ormanların korunmasına yönelik girişimlerin yanısıra gelecekte dünyanın belli bölgelerinde yeni ağaçların ve bunlarla ilişkili türlerin keşfedilmesine de katkı sağlayabilir.”
Yeni çalışmada araştırmacılar, yer kaynaklı orman meta analiz verisinin kullanıldığı iki küresel veri dizisinden (Küresel Orman Biyoçeşitlilik Girişimi ile TREECHANGE’den) ağaçların bolluğuna ve görülme sıklığına dönük verileri birleştirmişler. Birleştirilen bu veri tabanları, dünya çapında toplam 64.100 tane belgelenmiş ağaç türü sunmuş. Bu toplam, gezegende yaklaşık 60.000 ağaç türünün tespit edildiği önceki bir çalışmanın sonucuna benziyor.
