4,9 milyonluk nüfusa sahip Yeni Zelanda'da 1 yıldır görülen toplam koronavirüs vaka sayısı 2378. Bu kişilerden 2285'i iyileşirken 26'sı hayatını kaybetti. Tabii ki bu istatistiklerde Yeni Zelanda'nın coğrafi konumunun rolü çok büyük. Okyanusun ortasında bir ada ülkesi olan Yeni Zelanda'nın herhangi bir ülkeye kara sınırı yok. Dahası nüfusu da oldukça seyrek. O nedenle doğrudan bir kıyaslama yapmak çok mümkün değil. Ancak sadece coğrafi özellikleri de Yeni Zelanda'nın Covid-19 karşısındaki başarısını anlamak için yeterli değil. Analistler işin sırrını Yeni Zelanda hükümetinin ilk günden beri yürüttüğü iletişim kampanyasında aramak gerektiğini söylüyor.
NEZAKET VE TAKIM RUHU
Geçen yıl mart ayının ortalarında ülkedeki vaka sayıları tırmanmaya başladığında Yeni Zelanda, Başbakan Jacinda Ardern'in "güçlü müdahale, erken müdahale" diye özetlediği virüsün kökünü kazıma stratejisini benimsedi. Ülke genelindeki herkesin karantina kurallarına eksiksiz uymasını sağlamak için insanlarda korku uyandırmak yerine onları sürecin bir parçası olmaya ikna etmeyi ve bir takım ruhu yaratmayı amaçlayan bir kampanya hazırlandı. Sarı beyaz renkleriyle ve "Covid-19'a Karşı Birleşin" sloganıyla bu kampanya Covid'le mücadelenin ulusal sembolü haline geldi.
Hürriyet'in haberine göre, kampanyanın en önemli unsuru doğrudan virüse ya da hastalığa değil herkesin birbirini nasıl koruyacağına odaklanmasıydı. Başbakan Ardern ve Sağlık Genel Direktörü Dr. Ashley Bloomfield da "Evde kalın, hayat kurtarın", "Nazik olun" ve "Virüslüymüşsünüz gibi davranın" mesajlarını sık sık tekrarlayarak halka örnek oldu.
İkili basın toplantılarındaki tavırları ve söylemleriyle Yeni Zelandalılar’dan büyük alkış aldı. Hatta bir ankette, Yeni Zelandalıların yüzde 78'i pandemi sırasında hükümete duydukları güvenin arttığını söyledi. Özellikle Ardern'in sık sık kullandığı "5 milyonluk takım" söylemi oldukça başarılı oldu.
5 MİLYONLUK TAKIM ÇATIRDAMAYA BAŞLADI
Ancak ülkede yaşanan son gelişmeler bu takım ruhunun sallantıda olduğuna işaret ediyor. Zira hafta sonu, Auckland'da 2 yeni koronavirüs vakası keşfedildi. Bu vakaların, karantina kurallarına uymamaları sonucu virüs kaptıklarının anlaşılması ise hem yetkilileri hem de vatandaşları epey kızdırdı. Auckland genelinde 3’üncü seviye karantina ilan edildi yani zorunlu haller dışında herkes evlere kapandı.
Vakalardan biri 21 yaşında bir üniversite öğrencisi olan ‘M’ydi. ‘M’ enfeksiyon şüphesiyle Covid-19 testi yaptırmış ancak ev karantinasına girip sonuçları beklemek yerine spor salonuna ve halka açık çeşitli yerlere giderek neredeyse 200 kişiyle temas kurmuştu. Testi pozitif çıkan ‘M’nin virüsü annesi ‘N’den kaptığı anlaşıldı. Çünkü ‘N’ geçtiğimiz ay virüsün patlak verdiği lisedeki vakalardan biri olan ‘D’nin annesiyle hem de 3’üncü seviye karantina esnasında yürüyüşe çıkmış ve bunu filyasyon ekiplerine bildirmemişti.
BAŞBAKAN’IN 1 YILLIK SÖYLEMİ BİR ANDA DEĞİŞTİ
Başbakan Ardern'in bu olay üzerine yaptığı açıklama 1 yıldır kullandığı şefkatli söylemin çok uzağındaydı. Karantinayı bozanlara öfkeli olduğunu belirten Ardern, vatandaşları da birbirlerine hesap sormaya davet etti. Kurallara uymayanlar hakkında hukuki işlem yapılıp yapılmayacağı kararının poliste olduğunu söyleyen Ardern, 'M' ve 'N'nin "ulusun tamamının nezdinde yargılanmakta olduğunu" belirtti ve ekledi: "Hiç kimse, kabine üyeleri, hiçbir bakan, hiçbir politikacı, konuştuğum hiç kimse, bunun kabul edilebilir olduğunu düşünmüyor. Burada yaşanan açık bir ihlaldir ve herkes bu nedenle öfkelenmiştir."
'M' ve 'N'den birkaç gün önce de bir fast-food çalışanı olduğu açıklanan 'L' bir krize neden oldu. 26 Şubat'ta Covid-19 testi pozitif çıkan 'L'nin 22 Şubat'ta işe gittiği öğrenildi. Ardern gazetecilerin bir sorusu üzerine bu kişinin ev karantinasında olması gerektiğini söyledi. Ancak 'L' yetkililerin kendisine evde kalması gerekmediğini söylediğini açıkladı ve Başbakan'dan özür talep etti. Newshub'a konuşan genç kadın, “Yapmadığımız şeyler yüzünden cezalandırılıyor olmamız haksızlık” derken insanların kendisine ve ailesine sosyal medyada saldırdığını öne sürdü.
Ardern ise tavrında kararlı: “5 milyonluk takımın bazı üyelerinin bizi hayal kırıklığına uğratması kabul edilebilir değil.”