Dünyanın ilk nükleer atık mezarı kuruluyor!

Dünyanın birçok yerinde nükleer santraller bulunuyor. Ancak 400’den fazla nükleer santral olmasına rağmen kalıcı bir nükleer atık sahası bulunmuyor. Bugüne kadar nükleer atıklar, çeşitli tanklarda depolandı veya vitrifikasyon kullanılarak cama dönüştürüldü. Ancak uzmanların bu atıklarla ilgili yeni bir planı var.

Kuzey Kutbu son yıllarda artan sıcaklıklar ile sık sık gündeme geliyor. Arktikteki buzulların erimesinin farklı bir riski daha ortaya çıktı.

Nükleer atıklar, 2024’ten sonra Finlandiya’daki yeraltı depolarında saklanacak

Nükleer atıklarla ilgili bir süredir araştırma yapan uzmanlar, atıkları bir yer altı deposunda toplama kararı aldı. Atık mezarı, Finlandıya’nın Eurajoki köyünün derinliklerinde oluşturulacak. Fince “derin çukur” anlamına gelen Onkalo adını taşıyacak olan nükleer atık imha sahası, planlandığı gibi giderse 2024’te kullanılmaya başlayacak. Herşey planlandığı gibi giderse Finlandiya, bu fikri hayata geçiren ilk ülke olacak.

Nükleer atıklar  bakır fıçılara yerleştirilmiş kullanılmış uranyum yakıt çubukları şeklinde Onkalo’ya taşınacak. Bu fıçıların, nükleer mezarda 100 bin yıl kalması planlanıyor. Atıklar, günümüzde birçok uzman tarafından endişe ile takip edilen bir konu halini aldı. Ancak Finli yetkililer, bölgeyi bilerek seçtiklerini ve tüm önlemleri aldıklarını belirtiyor.

Eurajoki köyünün derinliklerinde seçilmesinin nedenleri arasında ilk olarak kırsal ve insan yaşamından uzak olması yer alıyor. Nükleer atıkların su ile teması tehlikeli olduğu için mezar sağlam bir kaya parçasının içerisine oluşturulacak. Ayrıca nükleer atıklar, önce dökme demir bir kapta depolanacak ve bir soy argon gazı tabakasıyla kaplanacak. Son olarak tüm kurulum bakır bir fıçıya yerleştirilecek.

Ancak tüm bu önlemlere rağmen korozyon endişesi de gündemde. Fakat uzmanlar, bununla ilgili de önlemleri aldıklarını belirtiyorlar. Nükleer mezar fikri ilk kez hayata geçiriliyor. Ancak bu fikri takip etmek isteyen ülkeler de bulunuyor. Bunların başında ABD ve Fransa yer alıyor. Ancak toplum tarafından henüz kabul görmemesi projelerin askıya alınmasına neden oluyor.