192 ülkede yaklaşık 1,6 milyar öğrencinin öğrenim süreçlerini kesintiye uğratan pandemi, geleneksel eğitim yöntemlerinin dönüşümünü de hızlandırdı. Ebeveynler çocuklarının İngilizceyle erken yaşta tanışmasını isterken, eğitim teknolojilerinin gidişatı bu yıl İngilizce eğitimi için artırılmış gerçekliğin, karma deneyimlerin, sanal evrenlerin daha çok konuşulacağı bir yıl olacağını gösteriyor.
Küresel çapta öğrencilerin %91’inin eğitim hayatlarını kesintiye uğratan pandemi, eğitim teknolojilerindeki gelişmelerin hızlanmasına yol açtı. Artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik, oyunlaştırma ve yapay zeka gibi kavramlar, eğitim teknolojileri sektörünün en çok odaklandığı alanlar haline geldi. Çocuklara “ikinci dil olarak İngilizce” (English as a second language | ESL) öğretimine odaklanan eğitim teknolojileri şirketi Novakid CEO’su Max Azarov, “Üst düzey kişiselleştirme imkanı sunan, daha kalıcı öğrenmeye aracı olan ve eğitim maliyetlerini düşürme potansiyeli taşıyan sanal evrenler, ESL sektöründe de yeniliğin anahtarı oluyor. Novakid olarak geliştirdiğimiz oyunla, hikayeyle iç içe geçmiş sürükleyici ders deneyimlerinin çocuklarda daha etkili sonuçları olduğuna tanıklık ediyoruz” ifadelerini kullandı.
2021 eğitim teknolojileri için dönüm noktası oldu
Eğitim sektöründe dünya çapında araştırmalar yapan HolonIQ, pandemiden önce 183 milyar dolar düzeyinde seyreden eğitim teknolojileri harcamalarının 2025'te 404 milyar doları aşacağını tahmin ediyor. Eğitim teknolojilerindeki dönüşümün sanal ortamda yaratılan hikaye ve oyun tabanlı deneyimlere doğru kayacağını vurgulayan Max Azarov, “Metaverse kavramıyla sanal evrenlerin gündem olduğu bir dönemde, tüm duyuları aktif olarak kullanma ve deneyimleyerek öğrenme olanağı sunan artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojilerin eğitimi de dönüştüreceğine inanıyoruz. Novakid olarak 2021’de İngilizce derslerinin her bir öğrencimiz için ilgi çekici ve kişisel olması için oyunlaştırma ve VR teknolojisiyle hibrit öğrenme deneyimleri tasarladık. 4-12 yaş arasındaki çocuklara hikaye tabanlı bir öğrenme ortamı sunan ve animasyonlu çizgi roman hikayeler, hikaye bağlantılı bireysel İngilizce dersleri, mini oyunlar ve aktiviteler içeren Novakid Game World’ü ve ilk sanal oyun evreni Magic Academy’yi hayata geçirdik. Kazandığımız uluslararası başarılarla ve velilerimizin bize duyduğu güvenle eğitim teknolojilerinin gittiği yöne emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Avrupa’da çocuklar için bir numaralı çevrimiçi İngilizce okulu seçildi
Max Azarov; 2021’de yeni pazarlara açıldıklarına ve mevcut pazarlardaki konumlarını güçlendirdiklerine dikkat çekerek uluslararası başarıları “2021 Novakid için, tüm bu rekorların yanı sıra uluslararası başarıların da yılı oldu. Danışmanlık şirketi J’son & Partners’ın 2021’de ‘Avrupa’da çocuklar için bir numaralı çevrimiçi İngilizce okulu’ seçtiği Novakid, HolonIQ tarafından da ‘Avrupa’nın En Çok Gelecek Vadeden 100 Startup’ı’ listesine dahil edildi. Art arda ikinci kez dijital öğrenme alanındaki lider şirketlerin yer aldığı yıllık GSV EdTech 150 listesine seçilen Novakid, The Org tarafından hazırlanan ‘Gelişen Eğitim Teknolojisi Şirketleri’ arasında da ilk 50’de yer aldı” sözleriyle sıraladı.
2020’deki ders sayısını ikiye katladı
Novakid’in 49 ülkede 70 bin öğrenci tarafından aktif kullanıldığını hatırlatan Novakid CEO’su Max Azarov, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Beşinci yılımızda yeni kurumsal kimliğimizle Türkiye’de %106 büyüdük ve 7 binden fazla aktif kullanıcıya ulaştık. Novakid eğitmenleri faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda toplam 2,5 milyona yakın ders vererek 2020 rakamlarını ikiye katladı. Pazarda bir ilki gerçekleştirerek açtığımız Novakid Game World ve Magic Academy’ye şimdiden 82.500’ü aşkın öğrenci katıldı. Yıl boyunca kullanıcı kitlesi her ay %15 büyüyen platformda günlük 5 bin saatten fazla ders işlendi. İtalya, Fransa ve İsrail başta olmak üzere büyüdüğümüz Avrupa ülkelerinin yanı sıra müşteri tabanımızın %12’si Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesi’nde, %8’i Asya-Pasifik’te konumlanıyor. Bu yıl için önceliğimiz, eğitim içeriklerimizi geliştirmek ve konuşarak yazdırma (speech-to-text), duygu tanıma gibi teknolojilerle öğrenci performanslarına ilişkin daha iyi değerlendirmeler yapabilmek olacak.”
