“Kötü günleri geride bıraktık, şimdi daha kötü günler göreceğiz.” İktisatçılığın şanındandır felaket tellallığı.
Ülkenin yarısının asgari ücretli olduğu gerçeği yüzümüze tokat gibi çarptı. Siyasetten geçim mücadelesine, sosyal hayatın her zerresine kadar soğuduğumuz bir yıl oldu. Neticede, iyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bıraktık.
ÜCRETLİLERLE KARŞI KARŞIYA
Hayattan beklentilerini minimize edenler için Mehmet Şimşek, “en kötüsü geride kaldı” demişti ekim ayında. Böylelikle manifest çılgınlığında 2025 için 12 üzümü yiyen ilk kişi oldu Sayın Bakan.
Matematiksel anlamda enflasyon için en kötüsü geride kalmış olabilir ancak yılların birikimiyle psikolojik olarak çok daha bezdirici bir yıla merhaba diyoruz.
2025 vatandaş için daha çok olaya gebe. %40’ın üzeri işveren desteğine ve yeniden değerleme oranına rağmen asgari ücrete %30, memur emeklilerine ise %11.54 zam yapan iktidar, 2024 yılında önce emeklilere sonra asgari ücretlilere de gol atmış oldu.
İSTANBUL’UN PLANLAMA TEŞKİLATI
Başbakan çıkartan Devlet Planlama Teşkilatı ciddiyetinde çalışan İstanbul Planlama Ajansı anketine göre İstanbul’daki vatandaşların Aralık ayı gündeminde ekonomik sıkıntılar birinci sırayı almış durumda. Milyonlarca mülteciyi ve İstanbulluyu ilgilendiren Suriye iç savaşında görece bir sakinleşmenin yaşandığı bu dönemde rejim değişikliği gündemine sahip olanlar %5’in biraz üzerinde.
Aynı zamanda anket sonuçlarına göre İstanbulluların %54,4’ü ekonomik sıkıntıların yılbaşını eskisi gibi kutlamayı engellediğini ifade etti. %55,9’unun kredi kartı borçlarının asgari ödemesini yaptığını veya hiç ödeyemediğini belirtti.
2025’te yalnızca aile ilişkilerinde olumlu beklenti baskınken; ülkemizin sağlık, adalet, ekonomi, eğitim ve güvenlik durumlarında terazinin olumsuz tarafı ağır basıyor.
2025 BEKLENTİLERİ: KAYGI VE UMUT
2024 yılında yatırım araçları arasında en fazla Cumhuriyet altını kazandırdı. Hem de %53,16 ile. Gram altında %51,63 artış olurken, BIST 100 endeksi %31,60, dolar/TL %19,63 ve avro/TL %12,51 artış gösterdi. 2024’te yaşanan her olayı dövizin artacağına bağlayanlar yanıldı.
Yılın ortasına kadar yapılacak üç toplantıyla faizin %40’a ulaşması, önemli senaryolar arasında. Yoğun bir indirim süreci gerçekleşmezse de mevduatın 2024’teki kadar revaçta olmaması normal.
Özellikle 2023 öncesindeki gibi rezerv sorunu yaşamıyoruz. 13 Aralık haftasında 163 milyar 482 milyon dolara yükselen rezervleri ile Merkez Bankası tarihinin rekorunu kırmıştı. Dövizde değerlenme olsa bile enflasyonun üzerinde bir artış beklemeyi şimdilik doğru bulmuyorum. Kısaca TL “gerçek değerine” yaklaşacakken çok büyük bir değer kaybı olmayacağını düşünüyorum.
Bitcoin’in son 5 yıllık macerasına bakarak 2024’ü değerlendirelim:
2020 yılı %300 getiriyle en kârlı yıl oldu.
Bitcoin Nisan 2021’de 64.000 dolara yükselse de yıl sonu 47.000 dolar civarında kapatarak %60 getiri sağladı.
FED’in faiz yükseltmeye başladığı 2022 en zor seneydi. %165 kayıpla kapattı. Bitcoin’in ETF onayı bekleme sürecinin arttığı 2023 yılını %170 kârla kapatarak 45.000 dolar seviyesine gelmişti.
2024 yılı da Bitcoin yatırımcılarını mutlu etti. Uzun süredir beklenen kritik eşik 100.000 dolar seviyesine gelerek 2025’i karşıladı. 2025’te FED’in faize bakış açısıyla şekilleneceği bir yıl olacak. Küresel risklerin geçtiğimiz yıldan farklı olacağını düşünmüyorum. Arkasına taze başkan Trump’u alan Elon Musk bu yılı da Bitcoin yılı yapmaya kafayı koymuş durumda.
2024’te altını zorlayan BIST ve coin dünyası 2025 yılındaki favorilerimden biri. Özellikle mevduattan kaçanlar için iyi bir alternatif olabilir. Ancak yatırımcıların, küresel gelişmeleri ve faiz oranlarını dikkatle takip etmeleri gerektiğini hatırlatırım.
Yatırım tavsiyesi değildir