Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan beklenen açıklama dün akşam geldi. Gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi ihraç edileceği, talep toplama işleminin de 15 Haziran'dan itibaren yapılacağı belirtildi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı devlet iç borçlanma senedinin getirisinin ne olduğu, buna bağlı olarak da talebin ne kadar olacağı henüz bilinmiyor.
Gelire endeksli senet ihracını ve mevcut ekonomi politikalarını alanının duayen isimleri Muhalif. okurları için değerlendirdi.
Ekonomi Gazetecisi Meral Tamer:
“Doların freni koptu. Sayın Cumhurbaşkanı da faiz inadından vazgeçmiyor, faizi düşürdük daha da düşüreceğiz diyor. Bu durum doların freninin iyice patlaması anlamına geliyor. Dün birkaç saatliğine doların düşüp, önlemler açıklanınca yeniden çıkması bu önlemlerin tatmin edici olmadığını gösteriyor. Görünen şu ki ekonomi yönetimi faizi dolaylı yollardan artırma durumunda kalmıştır. Tüketici kredilerinde süre limiti getirerek, kredi kartlarında asgari ödeme artırılarak, bankaların zorunlu karşılık oranları yükseltilerek bir nevi kredinin genişlemesini engellemeye çalışıyorlar. Faiz yükseltilemediği için dolaylı faiz artırılıyor. Cumhurbaşkanı bu konuda ne düşünüyor açıkçası merak ediyorum çünkü bu önlemlerle onun dediğinin aksi yapılıyor ve doların yükselmesi frenlenmeye çalışılıyor.”
Ekonomist Osman Ulagay:
"Türkiye’nin uzun zamandan beri çözmeye çalıştığı bir imkansızlık problemi var. Sayın Cumhurbaşkanı 2018’den beri ısrar ediyor ki faizleri düşük tutarak ekonomiyi canlandırırız, bu ekonomideki canlanma benim partime oy getirir bunun sonucu olarak da ne olacağı çok önemli değil. Onun için önemli olan şey ekonominin canlanması. Bunu Türk iş dünyasının bir kısmı da maalesef yürüdüğü noktaya kadar kabul ediyor ve bu genişlemeden pay almaya çalışıyor. Ama bunun sonucu Türkiye için tarihinin en kötü enflasyonlarından birini yaşaması oluyor. Türkiye’nin bir enflasyon bağımlılığı var, yıllardır 3 haneli enflasyonla mücadele etmiştir. Bu riski göze aldığınız zaman bir takım önlemler alıp doları düşürdüm demenin hiçbir anlamı yok, bununla birkaç ay geçiriliyor. Doları kontrol altına aldık dediklerinde gördük ki sonuçta yine fırladı. Çünkü asıl sorunu çözmüyorlar. Faizi düşürüp ekonomiyi canlandırtarak asıl sorunu çözemezsiniz. Bu durumu ben şuna benzetiyorum; yıpranmış motoru olan eski bir arabaya süper bir uçak yakıtı koyuyorsunuz ve biraz daha hızlı gitti diye seviniyorsunuz.
Bu nedenle ben bir sonuç alınmasını zaten beklemiyordum, dün çıkarılan enstürmanlar için de yine asıl sorunu çözmeyeceği görüşündeyim. "