TÜFE Mart’ta yıllık bazda yüzde 16,19 ile 22 ayın, yurtiçi üretici fiyat endeksi ise yüzde 31,20 ile 26 ayın zirvesini yakaladı.
TÜFE ile ÜFE arasındaki makasın neredeyse bire iki gibi açılması da zam yağmurunun habercisi.
Resmi rakamlarla yüzde 31,20 olarak açıklanan ÜFE’deki farkın bir kısmı da önümüzdeki aylarda TÜFE’ye yansıtılmak zorunda.
Bazı ekonomistler, yurtiçi üretici fiyatı endeksinin, yüzde 31.20’ye ulaşmasını, “ekonomide kayış koptu” sözüyle anlattı.
Aslında, üretici fiyat endeksinde yaşadığımız süreç, bir süredir böyleydi. 2,5 yıl önce de makas yine böyle açıkken, ekonomi yönetimi, yüksek faizle önce kuru dizginleyip, sonra enflasyonu yüzde 20’lere getirmeyi başarmıştı.
Bununla birlikte, Merkez Bankası rezervinin eksi bakiyede olduğu, iki yıldan kısa sürede üç Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirildiği, hem faizin, hem kurun yükseldiği, güven ve istikrarda kriz yaşanan bir süreçten geçiyoruz.
Muhalefetten iki önemli ismin ekonomiyle ilgili sözleri de güven krizine işaret ediyor.
Merkez Bankası Başkanı Ağbal’ı görevden alan yanlış imzanın, Türkiye’ye maliyetini Ali Babacan, 531 milyar TL olarak hesaplıyor. Babacan, savaş gibi olağanüstü durumlarda yedek akçelerin harcanabileceğini belirterek, bunların niye harcandığının açıklanmadığına dikkat çekiyor.
Faik Öztrak ise Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doların buharlaştığını belirterek, Merkez’in arşivinin yok olmasına şaşırmayacaklarını söylüyor.
Açıklanan enflasyon rakamları da, işsizlik rakamları da makyajlanmış olarak yorumlanıyor.
Yani, ortada ciddi bir güven erozyonu yaşanırken, ekonomide işin, geçmişteki örneklere göre daha zor olduğu görülüyor.
KURDAKİ ARTIŞ, HENÜZ FİYATLARA YANSIMADI
Kurdaki artış, henüz üretici maliyetlerine de, tüketici fiyatlarına da yansımadı, önümüzdeki aylarda yansıyacak.
Muhalif’e konuşan Dr. Oğuz Demir, geçmişte denenen yolların, artık işe yaramayacağı çok zor bir döneme girildiğini belirtirken, “Kayış koptu ya da bittik, sözlerine katılmıyorum.
Hükümetin başına bir taş düşer ve ‘Bugüne kadar yanlış yaptık. Para politikasında da üreticide de, tarımda da doğru şeyleri yapacağız’, diyerek durumu değiştirebilirler” derken, Naci Ağbal dönemindeki gibi, zaman zaman doğrunun yapıldığını, ancak sonuca ulaşmadan yoldan dönülmesini, umut kırıcı olarak değerlendiriyor.
Güven ve istikrardaki krizin ise teknik olarak çözüm üretmeyi zorlaştırdığını kaydederek, “Bu hükümetle artık çok da kolay değil” diyor.
Dr. Demir, enflasyonu kontrol altına almak için, ekonomi kurmaylarının yapması gereken ön koşullar olduğunu belirtiyor.
Güven ve istikrarı, başa alan Dr. Demir, “Güven ve istikrarı birkaç kez yakalamış sonra bırakmışsanız, artık yapmanız imkânsız olmasa da, çok zordur” görüşünü tekrarlıyor.
Fotoğraf: Dr. Oğuz Demir
13 MAYIS’TA ZAM YAĞMURU GELECEK!
Üretici fiyatındaki artışla birlikte, kurdaki sıçramaya, Ramazan ayı münasebeti ile tam kapanmanın eşlik edeceğini anımsatan, Dr. Demir, “Mayısın ortasında piyasalar yeniden açılacak. O saat itibariyle lokanta, otel, eğlence ve kültür, ulaştırmada çok ciddi fiyat artışları göreceğiz” sözleriyle bazı alanlarda çok ciddi durgunluk beklediğini anlatıyor.
ENFLASYON YÜZDE 18-20’YE ÇIKACAK
Mart’ta yüzde 2,5 -3 fiyat artışı olmasına işaret eden, Demir, Mayıs, Haziran aylarında enflasyonun iyimser olasılıkla yüzde 18 karamsar bakışla yüzde 20’ye çıkacağı tespitini yapıyor.
Naci Ağbal döneminde, ekonomiyle ilgili doğru işler yapılırken, oradan dönülmesinin, “Ekonomi rayına otursa da, o yoldan dönerler”, algısı getirerek güveni tahrip ettiğini ve bunun ilk sonuçlarını kurda gördüğümüzü kaydediyor.
DANANIN DÜĞÜMÜ 15 NİSAN’DA PPK’DA ÇÖZÜLECEK!
Türkiye’de 30 milyon çalışanın olduğunu, 10 milyona yakın insanın, gelir ya da ciddi iş kaybettiğini anlatıyor.
Dr. Demir, ekonomiyi ayakta tutan yapının ciddi hasar aldığını, enflasyon ve kurun artarken, Ramazan ayı ile birlikte tam kapanmaya gireceğimizi anımsatarak, “Çalışanlar zor durumda can çekişiyor. Sayıları da günden güne artıyor” diyor.
İstikrarsız ekonomi politikalarına karşın güven ve istikrarın düzeltilmesi için, yurtdışından pahalıya kredi alıp, içeride ucuza kredi verilmesi planıyla ilgili olarak da, Demir, Merkez Bankası’nın 15 Nisan’da yapacağı PPK toplantısını, şu sözlerle işaret ediyor:
“Politika faizini artırırken; içeride politika faizini düşürerek süreci çevirip, zaman kazanmaya çalışacaklar mı, göreceğiz!”