İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara
Muhalif. GEÇMİŞİN GÖLGESİ 28 Şubat, Tekmili Birden

28 Şubat, Tekmili Birden

28 Şubat: Türkiye’de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreç. Yaşananlar, post-modern darbe olarak da adlandırıldı. Gelin şimdi o kabus dolu yılları bir bir kez daha hatırlayalım. Hatırlayalım çünkü maziden alınacak dersler var...

Okunma Süresi: 4 dk


 Refah Partili Sincan Belediyesi Başkanı Bekir Yıldız'ın organize ettiği Kudüs gecesi, belki de kendinin bile hesap edemediği bir noktaya doğru gitmeye başlamıştı. Askerin ayak sesleri daha bir yüksek perdenen duyulmaya başlanmıştı artık. 


Ankara Sincan'da Ocak 1997'de düzenlenen Kudüs gecesinde İran Büyükelçisinin yanı sıra Ortadoğu'dan bazı misafirlerin gelmesi aslında pek de duyulmamıştı. Ancak gecedeki tiyatro gösterisi medyaya yansıyınca ertesi gün ortalık karıştı. Kudüs Gecesi'ne askerin cevabı Sincan caddelerinden 30 Ocak'ta tankları geçirmek oldu. Normalde tanklar şehir içinde bir treylerin üzerinden nakledilirdi. Ancak bu kez tank paletleri asflatı eziyordu. Mesaj açıktı. Asker gelişmelerden rahatsızdı... 


Olayların sıcaklığı devam ederken, Sincan'a haber yapmaya giden Star TV muhabiri Işın Gürel'in bir meczup tarafından yumruklanması ve o anların kameraman tarafından anbean kaydedilip yayımlanması gerilimin daha da artmasına neden oldu.

 
Ve irtica ile mücadele adı altında Genelkurmay Başkanlığı binasında brifingler dönemi başlamıştı. Gerek gazeteciler gerek yüksek yargı organı üyeleri, gerekse yüksek bürokratlar Genelkurmay'a davet ediliyor ve kendilerine brifing adı altında ne yönde hareket etmeleri telkin ediliyordu. Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın hakim ve savcılara brifinge katılma izni vermemesi ve katılanlara soruşturma tehdidinde bulunmasına rağmen hakim ve savcılar brifinge yoğun ilgi göstermişti.

Brifingde, anayasanın 1. 2. 4. maddeleri ile iç hizmet kanununun 35. maddesinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne laik cumhuriyeti koruma ve kollama yetkisi verdiği hatırlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç ve dış düşmanlarına karşı lüzumu halinde silahla karşı koymaya kararlı olduğu vurgulandı. Asker siyasetin içinde değil tam göbeğindeydi artık...

 
Ve 28 Şubat tarihinde o ünlü buluşma gerçekleşti. Hükümet ile asker Çankaya Köşkü'nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında biraraya geldi. Bu kez Başbakan Erbakan'ın önüne o malum bildiriyi koydu askerler. Necmettin Erbakan’ın 28 Şubat toplantısında boncuk boncuk terlediği gazetelere yansıdı. Terlemesine neden olan ortam sıcaklığı mıydı yoksa baskılar mıydı?”


28 Şubat kararları

28 Şubat'ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu vurguladı. 28 Şubat 1997'deki MGK'nın tavsiye kararları hükûmete bildirildi. Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhid-i Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniyordu.


Milli Güvenlik Kurulu'nun tarihindeki en uzun toplantılardan biri olan 28 Şubat 1997'de alınan kararlardan sonra siyasi ve sosyal süreç yön değiştirdi. Zorunlu temel eğitimin 8 yıla çıkması ve daha bir dizi kararın uygulanması MGK bildirisinin ardından gerçekleşti. 


8 yıllık eğitim programı, İmam Hatip Okullarının kapatılması ve başörtüsü yasağı sokakları hareketlendirmişti.

 
8 Haziran'da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. Esasen plan koalisyon ortağı Tansu Çiller'e başbakanlığı devretmek, Refahyol hükümetini devam ettirmekti. Ama hesaba katmadıkları Cumhurbaşkanı Demirel'di... Demirel, hükümeti kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller'e değil, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi. 30 Haziran'da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk'la birlikte ANASOL-D hükümetini kurdu.  

İsmail Hakkı KARADAYI
30 Ağustos 1994-30 Ağustos 1998 tarihleri arasında Genelkurmay Başkanlığı yapan İsmail Hakkı Karadayı, "post-modern darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat sürecinin en önemli aktörlerindendi.

 
Çevik BİR
Ordu içinde faaliyet gösteren "Batı Çalışma Grubu" ile medyanın gündemine geldi.[2] İlk olarak 12 Nisan 2012 tarihinde 28 Şubat darbe soruşturması kapsamında göz altına alınarak Ankara'ya gönderildi. 15 Nisan 2012'de ise tutuklandı. 19 Aralık 2013'te, 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Tayyar Köksal tarafından tahliyesine karar verildi.
 
Erol ÖZKASNAK
Emekli tümgeneral ve 28 Şubat sürecinde dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri. Meşhur brifinglerin organizatörü idi. Gazetelerden yazar ya da yayın yönetmenleri onun talimatlarıyla kovuluyor ya da taltif ediliyordu.
Erol ÖZKASNAK 2000 yılında kadro yetersizliğinden TSK'dan emekli oldu.
21 Nisan 2012 tarihinde, 28 Şubat soruşturması kapsamında Erol ÖZKASNAK hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *