İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4588 %-0.06
36,5388 %-0.14
3.521.964 %3.474
3.054,31 0,03
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GEÇMİŞİN GÖLGESİ Adına mezar taşı bulunan at

Adına mezar taşı bulunan at

Çanakkale Kara Savaşları sırasında Gelibolu Yarımadası'nda Anzaklar adına irtibat ve haberleşme postası olarak görev yapan Bill adındaki at, 1924 yılında telef olduktan sonra İngiliz Milletler Topluluğu Savaş Mezarları Komisyonu'nun (Commonwealth War Graves Commission) Arı Burnu bölgesindeki bakım onarım merkezinin bahçesine gömülüp, hatırlanması için mezar taşı kondu.

Savaşta, tarihi yarımadada görev yapan ve burada ölen bir atının mezarının olduğu birçok ziyaretçi tarafından bilinmiyor. Bill'in hikayesi 1914 yılında Sidney'deki Liverpool Ordu Kampı'nda başladı. Acemi askerlerin ve savaşta kullanılacak atların eğitildiği bu kampta, üzerine hiç kimseyi bindirmeyen Bill'e ''binilemez'' etiketi verilip, yük atı olarak diğer 130 bin atla Mısır'a gönderildi.

Bill, Mısır'dan Anzak askerleriyle Gelibolu Yarımadası'na gönderildikten sonra, burada cephane, erzak, yaralı ve ölü taşıma görevlerinde kullanıldı. Tehlikeyi sezen tavırları ve hızıyla diğer atlar arasından sivrildi.

Bill, Ağustos 1915'te İngilizlerin Suvla Koyu'na yaptıkları çıkarmadan sonra Suvla Koyu ve Anzak Koyu arasındaki tehlikeli hatta irtibat ve haberleşme postası olarak görevlendirildi.

Bölgede yaşayan ve Çanakkale Savaşları'nın tarihiyle ilgilenen yerel gezgin Şafak Güler, bu hattın çok tehlikeli olduğunu, olası bir yavaşlamanın ya da duraksamanın her an bir Türk keskin nişancısının mermisiyle buluşma anlamına gelebildiğini söyledi.

Her gün denize yakın düzlüklerden yaklaşık 8 kilometrelik mesafeyi kateden ata bir gün, bir Türk keskin nişancısının 2 mermisini isabet ettiğini anlatan Güler, ''Böğründen aldığı yaralarla durmadan ilerleyen Bill, görevini tamamlayarak tedavi altına alınıyor. Mermilerden biri çıkarılırken, diğeri ömrünün sonuna kadar vücudunda kalıyor. Bill'in tedavisi boyunca, onunla ilgilenen Binbaşı Michael Shanahan ile arasında oluşan bağ, Shanahan'ın onun tek binicisi olmasıyla sonuçlanıyor.'' dedi.

Güler, Çanakkale cephesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Mısır'a dönen Bill'in 1916'da Süveyş Kanalı yakınlarındaki Romani Muharebeleri'nde Binbaşı Shanahan ile yeniden Türklere karşı savaştığını, Türk askerlerinin çemberinde kalan Tazmanyalı 4 asker ve binicisini sırtına alarak kurtarmasıyla ün kazandığını duyurdu.

Avustralya'daki kaynaklardan yaptığı araştırmada, Bill'in 1920 yılında İngilizlerin İstanbul ve Çanakkale'yi işgaliyle yeniden Gelibolu Yarımadası'na geldiğini, İngilizlerin yaptığı mezarlık çalışmalarında görev aldığını dile getiren Güler, ''At, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Kurtuluş Savaşı'nın neticelenmesi ve İngilizlerin Gelibolu Yarımadası'nı terk etmesi dolayısıyla yabancı askerlerin mezarlarıyla ilgilenecek Büyük Anafarta köyünden bir aileye teslim ediliyor. 1924 yılında öldükten sonra günümüzde yabancıların mezarlıklarından sorumlu olan Commonwealth War Graves Commission'un Arı Burnu bölgesindeki bakım onarım merkezinin bahçesine gömülüyor ve mezar taşı konuyor. Bu sıra dışı savaşta her iki taraftan birçok insanın hikayesini dinledik. Bu da bir savaş atının hikayesiydi. Sonuçta atın düşman olanı olmaz, düşmanın atı olur.'' ifadesini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *