Yunan mitolojisindeki, on yıl süren meşhur Titanlar savaşı, Tesalya ovasında Olimpos Dağı’ nın eteklerinde geçiyor. Dev kaya parçalarının havada uçuştuğu bir savaş. Kazanan evrenin hakimi olacak. Sala dei Giganti‘nin tavanında bu savaşı resmeden bir fresko bulunmaktadır. İtalyan ressam Giulio Romano tarafından yapılmıştır.
Zeus ve kardeşleri, Titanları yenerek savaşın galibi olurlar. Evrenin kontrolünü ele geçirirler. Titanları da yeraltına sürgün ederek oraya hapsederler. Kraliyer tahtını Olimpos Dağının zirvesine kurarlar ve evreni buradan yönetmeye başlarlar.
Hephaistos, Olimpos Dağı’nın korunaklı sarp geçidine bir saray inşaa eder. Bronz temel üzerinde taştan bir saray yapılır. Yerler altın ve değerli taşlarla kaplanır. Zeus, tahtını Stefani zirvesine yerleştirir. Altın avlusunda tanrılar konseyi toplanır, eğlenceler düzenlenir.
Raphael, Olimpos dağının zirvesindeki bu hayatı Roma’da Villa Farnesina’nın duvarına yaptığı freskoda resmetmiştir.
Olimpos dağının 3000 metreye kadar yükseliyor. Dağın zirvesi yılın büyük bir kısmı bulutlarla ve karla kaplanıyor. Aşağıda yaşayan halkın göremediği, ulaşamadığı bir zirve. Antik Yunanda Zeus’un tahtının bu dağın zirvesinde olduğuna inanılırdı.
Sadece Yunan mitolojisinde değil, diğer mitolojilerde de dağlar büyük önem arzediyor.
Farklı kültürlerde kutsal olduğuna inanılan bazı dağlar:
Fuji Dağı, Japonlar için kutsal sayılıyor.
And dağları… Peru’da İncalar, bu dağların zirvesinde kurbanlarını adarlardı.
Meru dağı… Himalayalar. Bu dağın Hint inanışlarının merkezinden yükseldiğine inanılıyor.