Muhalif Analiz / Oğuz Büber
Charles İngiltere’nin kralı olarak ilk defa cuma günü konuştu. Konuşmasında annesinin yaptığı gibi Birleşik Krallık’a hizmet etme ve “Ulusun kalbindeki anayasal ilkeleri koruma” sözünü tekrarladı.
Yıllardır konuşulan bir konu vardı. Charles’ın tahta geçtiğinde krallık için isim değiştirme gibi bir seçeneği bulunuyordu. Charles, Philip, Arthur veya George gibi dört isimden herhangi birini seçebilecekti. Ancak tercihi değiştirmemekten yana oldu.
Peki, Kral Charles ismiyle tahtta oturan ilk iki İngiliz hükümdar kimdi? Bu isimler çok zor dönemlerden geçirdiler desek haksız sayılmayız.
Charles’lardan biri iç savaş dönemine denk geldi ve başından oldu. Diğeriyse saltanatının ilk on senesinde sürgündeydi.
I. Charles
İskoçya Kralı ve Kraliçesinin ikinci oğlu olan I. Charles 1600’de İskoçya’da dünyaya geldi. Kraliçe I. Elizabeth 1603’te vefat ettiğinde; Charles’ın babası onun yerine geçti ve Kral I. James oldu. I. Charles ayrıcalıklar ve zenginlik içerisinde büyüdü fakat bu her şeyin onun için kolay olduğu anlamına gelmiyor. Sık sık hasta olan ve yürümekte güçlük çeken Charles aynı zamanda kekemelikten de muzdaripti. Genelde babasının asıl varisi olan güçlü ağabeyinin de gölgesinde kalmaktaydı.
Fakat zaman sonra ağabeyi hastalıktan aniden öldü. O dönemde halen çocuk olan Charles artık tahtın varisi olmuştu. Babası vefat ettiğinde ise henüz 20’li yaşlarındaydı ve artık yeni kral oydu.
Babasının Parlamento ile yıllar süren problemleri bulunmaktaydı. Bu durum oğlunun saltanatında da etkisini sürdürdü. Özellikle bir Katolikle evlenmesinden sonra daha da gün yüzüne çıktı. Parlamento Kralı 1642’de Londra’dan kovdu ve İngiltere iç savaşa doğru sürüklendi.
Sonuna kral ele geçirildi; ihanetten yargılanması sonrasında başı kesildi. 1649 yılında soğuk bir Ocak günü idama giden Charles fazladan bir gömlek istedi. Tarihçilerin aktardığına göre kral soğuktan titrememek için fazladan bir gömlek istemişti. Fakat tanıkların düşüncesi korkudan titrediği yönünde oldu.
II. Charles
Babası öldürüldüğünde daha 18 yaşında olan II. Charles sürgündeydi. İskoçya onu Kral II. Charles olarak ilan etse de İngiliz Parlamentosu monarşiyi kaldırmış ve İngiltere cumhuriyeti ilan etmişti bile.
Gelecek on yıl boyunca ise; Puritan Oliver Cromwell'ın cumhuriyeti eline geçirmesini ve adeta bir diktatör haline gelmesini, eğlenceli olan her şeye (tiyatro, spor, bayram günleri, makyaj, küfür) yasak getirmesini sadece uzaktan seyredebilmişti. Cromwell, Noel’i bile yasaklamıştı.
Cromwell’ın 1658’de ölmesinin ardından dizginleri oğlu eline almak istemişti. Fakat bu duruma artık kimsenin tahammülü kalmamıştı. Kral II. Charles, 30. Yaş gününde Parlamento tarafından yeniden tahta davet edildi. II. Charles bu daveti geri çevirmedi ancak içindeki tüm kini uygulamaya döktü. Babasının ölüm emrinde imzası olan tüm kişileri idam ettirdi. Cromwell'ın ise cesedi kazıldı ve kafası kesildi.
Kral II. Charles, müstehcen komedi, seksi giysiler gibi öğeler içeren Püriten sonrası dönemde restorasyonu denetlemeye gitti. Fakat, Kral yine de zor zamanlar geçirdi. 1665’teki Büyük Veba, 1666’daki Büyük Londra Yangını onun döneminde başına gelen talihsiz olaylardı. Bunların yanı sıra Parlamento; babasına ve büyükbabasına yaptığı gibi II. Charles’ı rahatsız etmeyi ve kısıtlamaya sürdürmüştü.
Hükümdarlık döneminde Kral III. Charles’ı neler beklediğini zaman gösterecek. Ancak bu defa bir kafa kesme olayının yaşanmayacağını söyleyebiliriz….
