İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4573 %-0.07
36,4748 %-0.32
3.508.266 %3.257
3.061,67 0,27
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GENÇ KALEMLERDEN Beyin göçünün Türkiye’ye faturası

Beyin göçünün Türkiye’ye faturası

"TÜSİAD’a göre Türk öğrenciler sadece ABD ekonomisine yılda 824 milyon dolar katkı sağlıyor." Ramazan Eles’in Gazeteciler Cemiyetinin katkılarıyla hazırlanan haberi….

Ramazan Eles

Türkiye son yıllarda “doğu”dan milyonlarla ölçülen sayılarda göç alırken, iyi eğitimli, yetişmiş insan birikimini hızla “batı”ya kaptırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu iki yıldır uluslararası göç istatistiklerini yayınlamıyor. 2019'da yayınlanan son verilere göre 84.863 Türk vatandaşı yurt dışına taşındı ve en büyük grubu 25-29 yaş arası kişiler oluşturdu. Son yılların en ciddi  ekonomik krizi yaşanırken, hızla artan enflasyonla eriyen ücretler karşısında hayal kırıklığına uğrayan birçok genç Türkiye’den ayrıldı. Birçok genç ise yurt dışına gitmenin hayalini kuruyor. Kaybedilen bu vasıflı iş gücü Türkiye’yi gelişmiş ülkelerin gerisine itiyor.

2019 yılından bu yana akademi, mühendislik, yazılım geliştirme ve bankacılık gibi mesleklerde yurt dışına taşınan gençlerin sayısında ciddi bir artış yaşanmakta. Kesin rakamlar elimizde olmasa da Türkiye çok ciddi bir beyin göçü ile karşı karşıya. Göç eden insanların giderek gençleştiğini görüyoruz.

Gelecekte kendilerine yer göremiyorlar

Türkiye gibi ülkelerden gelişmiş ülkelere beyin göçü aslında eski bir haber, tarih boyunca olmuştur. Ancak bu kez sebep siyasi. Gençler, ülkenin geleceğine olan inançlarını kaybetmek üzereler ve o gelecekte kendilerine yer göremiyorlar.

Türkiye’den 6 yıl önce üniversite hayatını yarıda bırakan ve daha sonrasında Almanya’nın Berlin kentine göç eden Reliability Engineer (Güvenilirlik Mühendisi) olan Yiğit Güneli, “Şu anki mevcut koşullarda Türkiye’ye dönüp çalışmak istemem. Türkiye şartlarına göre çok iyi kazanan arkadaşlarım var fakat buradaki yasal güvenceler, yan haklar, iş ve hayat dengesi çok iyi.” diyor.

Şu anki haliyle Türkiye’ye dönmek istemem diyen Güneli, “Ülke genelinde gerçekten kullanışlı, güzel kaldırımlar yapabilmeye başlarsak dönerim” diyor. “Bu sorunun çözümüne kadar daha binlerce sorun çözülmesi gerektiği için aslında kolay kolay dönmem” diye de ekliyor.

Kalpler ve akıllar hala Türkiye'de

Son yıllarda TL’deki değer kaybından dolayı maaşının azaldığını belirten İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu Yasin Tek, “Türkiye’deki her geçen daha fazla artan siyasi gerilimden, ekonomik sorunlardan ve oluşan anlamsız düzenden dolayı ben de ABD’de iş aramaya başladım. Yaklaşık iki hafta sonra kabul aldım ve ABD’ye taşındım.” diye ifade etti.

Oluşan bu kriz ortamından dolayı birçok arkadaşının da yurt dışına taşındığını belirten Tek, “Neredeyse tüm sınıf arkadaşlarım ya da başka ülkelerde iş bulup oralara taşındı ya da taşınmak için iş arıyorlar” diyor.

“Tekrar Türkiye’ye dönüp burada çalışmak ister misin? Sorusuna Tek, “Elbette kendi ülkemde çalışmak ve yaşamayı çok isterim. Kalbim ve aklım her zaman Türkiye’de. Ailemi, arkadaşlarımı ve yemekleri özlüyorum ama kendime böyle bir kötülüğü de yapmak istemiyorum” diyor.

Türkiye için büyük ekonomik kayıp

Beyin göçü sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de artan bir endişe haline geliyor. Vasıflı işçilerin hareketliliği, küresel ekonomik rekabet gücünü en üst düzeye çıkarmaya ve yüksek vasıflı işgücü eksikliklerini ortadan kaldırmaya yönelik küresel bir yetenek savaşına yol açtı.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Ergen, sorularımızı yanıtlarken şöyle dedi.

 “Dünya hızla değişiyor. Teknoloji temelli, girişimcilik temelli bir dönüşüm, dünyanın son 250 yıldır sanayi ekonomisi ile şekillenmiş dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Yeni ekonomi ve toplumsal hayat, “kazananın her şeyi aldığı” monopol ekonomisinin önünü açıyor. Monopol ekonomileri, yeteneklerin ve finansmanın merkezileşmesini beraberinde getiriyor ve gelişmiş ülkeler bunları kendi sınırları içine hızla çekiyorlar. Bu devinim bütün ülkelerin önünde bir tehdit olarak durmaktadır. Önceki yıllarda kontrollü gerçekleşen beyin göçü özellikle gözde konularda, vasıflı çalışanların gelişmiş ülke istihdam piyasasının bir parçası olmasını kontrolsüz bir şekilde hızlandırmıştır. Ülkemizin ekonomik ve kalkınma politikaları olarak, bu sürece hazırlanmamasının sonuçlarını görüyoruz. Ötesinde adalet ve eğitim noktasında hazırlıksızlığımız ise umutsuzluğu beraberinde getirmiş ve beyin göçünü hem vasıflı hem de vasıfsız çalışanlar için “kalp göçüne” çevirmiştir.” dedi.

Özellikle Bilgi Teknolojileri sektöründe çalışan kişilerin göç etmesinin Türkiye ekonomisi üzerindeki olası etkileri ile ilgili olarak Ergen, “Bilgi Teknolojileri sektörü konusunda iki şekilde göç görüyoruz. Fiziksel göç ve sanal göç yani fiziki olarak ülkemizde ikamet ederek ama uzaktan çalışarak yabancı istihdamın parçası oluyorlar. Bilgi Teknolojileri personelimizin en nitelikli tabakasının “göç” etmesi ister istemez kritik istihdam sağlayan sektörleri sekteye uğratmaktadır. Büyük firmalar her ne kadar alttan istihdam ile doldursa da kalitede düşüklük görmekteler, küçük firmalar (startup) ise çalışmalarına sekte vurmuşlardır.” dedi.

“Topluma hızla demokrasi ve ekonomi açısından umut vermeliyiz”

Tersine göçü kontrol almayı ve Türkiye’nin cazibe merkezi olması için parti olarak eylem planları hazırladıklarını dile getiren Ergen, “Topluma hızla demokrasi ve ekonomi açısından umut vermeliyiz ve ülkelerinin geleceğine güvenmelerini sağlamalıyız. Bugün dolar/lira noktasında dezavantajımızı hızla avantaja döndürmeli ve bizden istihdam çeken şirketleri ikna ederek ülkemizde yazılım evleri kurmalarını teşvik etmeliyiz. Hızla dinamik ve özerk üniversite modeline geçmeli ve istihdamda arz talep dengesi ile ilerlemeliyiz. Artık istihdam sadece yerel değil küresel ve o vizyonda eğitim sistemimizi yenilemeliyiz.”

“Teknoloji startuplarımızın bu devinimde zarar görmemesi için gerekli teşvikleri çıkarmalıyız. Bunların ötesinde tersine beyin göçünün ötesini hedeflemeliyiz. Yani sadece kendi vatandaşımızın geri dönmesi değil, her kalifiye kişinin ülkemizde yaşayarak bir istihdam piyasasının parçası olmasını hedeflemeliyiz.”

“Parti olarak ülkemizin cazibe merkezi olması için eylem planları hazırlıyoruz. 22 farklı alanlardaki eylem planı ile kollektif bir biçimde ülkemizin bu yeni dünyanın bir parçası ve çekim merkezi olması için hangi atılımları yapacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Eğitim ve adalet sisteminden dijital dönüşüme, kalkınmaya, sağlık ve ulaştırma gibi alt yapı dahil olmak üzere her yönüyle ele alınmış bir sürecin her yönden tesisi hızla gerekiyor. Aksi halde fırsat penceresini kaybederiz!” dedi.

  • ABD’de yayınlanan bir rapora göre, Şubat 2022’de teknoloji alanında yaklaşık 400.000 açık pozisyon vardı. Bu arada, Amerikan üniversitelerinden yılda yalnızca yaklaşık 89 bin bilgisayar bilimi öğrencisi mezun olurken Türkiye’de yılda yaklaşık bu alanda sadece 10 bin öğrenci mezun oluyor.
  • Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Dany Bahar ve Paris School of Economics'ten Hillel Rapoport'un hazırladıkları 2016 tarihli makaleye göre, ortalama bir göçmen bir ülkenin yurtdışına giden  30 bin dolarına mal olurken, yüksek kaliteli çalışanlarda ise 160 bin doları aşıyor.
  • Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV), IAB verilerine dayandırarak yaptığı hesaplamaya göre, her beş gençten birinin işsiz olduğu Türkiye’nin 20 OECD ülkesindeki göçmen stoğu, 230 milyar dolarlık yurt dışına giden doğrudan yatırım anlamına geliyor.
  • Türkiye sınırlı kaynaklarıyla yetiştirdiği değerlerine sahip çıkamıyor. Türkiye’de yetişen yüksek eğitimli, çalışkan gençlerin büyük bölümü geleceğini yetiştiği topraklardan dönmemek üzere gidiyor. TÜSİAD’a göre Türk öğrenciler sadece ABD ekonomisine yılda 824 milyon dolar katkı sağlıyor. ABD ekonomisinin bu kazancı aslında Türkiye’nin kaybı.

Beyin Göçünün ülkelere maliyeti:

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *