1 Mayıs'a giderken emekçi kadınlar anlatmaya devam ediyor...
Başta Kadın Dayanışma Komitesi (KDK) üyesi kadınlar olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinden kadınlar işyerlerinde yaşadıklarını, geçim sıkıntılarını anlatıyor.
Yıldız, Seyran KDK, İşsiz, 25 yaşında
Ben işsiz bekar bir anneyim. Hem çocuk bakımı hem çalışmak bir arada olamıyor maalesef. Çalışma saatleri uzun, alınan ücretler düşük. Haftanın 6 günü sabahtan akşama kadar çalışıp çocuğumu kreşe gönderecek parayı kazanamıyorum, yani en temel ihtiyacımız için bile yeterli olmayan bir ücretten söz ediyoruz. Kira, faturalar, beslenme onlardan söz edemiyorum bile. Rahat rahat yürüdüğüm caddeler sokaklar olsun istiyorum, emeğimin karşılığını aldığım, çocuğumu kreşe gönderebileceğim bir hayat. Bu kadar temel, bu kadar basit haklarımızı alabilmek için mücadele etmek zorundayız, gelin siz de omuz verin.
Hilal, Çeşme KDK, Fotoğraf Sanatçısı-Esnaf, 44 yaşında
İşyerinde de hayatın her alanında da eşit olmalıyız. Bir kadın olarak kötü koşullarda çalışmak ve yaşamak zorunda bırakılmak istemiyorum. Fotoğraf sanatçısıyım aynı zamanda da seyyar esnafım. Günümüzde bu kötü koşullarda zaten geçimimizi sağlamak çok zor, bir de üstüne üstlük türlü zorbalıklara maruz kalıyoruz. Tezgahımın kapattırıldığı yerdeki diğer seyyar esnaf tezgahını açmaya devam ediyor. Biz kimseden kadın olduğumuz için ayrıcalık beklemiyoruz ama bu şekilde haksız uygulamalara da boyun eğmeyiz.
'Çocuklarımın bakım sorumluluğu nedeniyle işsiz kaldığım dönem oldu'
Nehir, Adana Toros KDK, Servis ablası, 41 yaşında
Çalıştığım işte sigorta güvencesi olmaması yeterince sorun. Ücret zaten bu zamanda kesinlikle yetmiyor, sürekli temel ihtiyaçlarımdan kısıtlama yaparak yaşamaya çalışmak zorundayım. Zaten hayat standartları sadece nefes almaya yetiyor maalesef. Çocuklarımın bakım sorumluluğu nedeniyle işsiz kaldığım dönem oldu. Böyle dönemlerde sosyal hayatta neredeyse hiç olmuyorsunuz. Kendinize ait zaman hiç yok, yaşama karşı mutsuz, soyutlanmış hissediyorsunuz. Nefes almak, ben de bu dünyada varım diyebilmek istiyor insan. Bu yüzden mücadele etmek, bir araya gelmek zorundayız. Bizden çaldıklarını onlardan alacağız.
'İyi bir yaşamı hak ediyoruz ve bunun için mücadele etmek zorundayız'
Mümine Özer, Tekirdağ/Çorlu KDK, Özel Güvenlik Görevlisi, 37 yaşında
Ben yalnız bir ebeveynim, 9 yaşındaki kızımla birlikte yaşıyoruz. Özel güvenlik görevlisi olarak 12 saatlik vardiyalarda çalışıyorum ve uzun süreler evden uzakta kalmak zorundayım. Ben işyerindeyken kızımın yalnız başına okula gidip gelmesi, evde yalnız başına ihtiyaçlarını karşılaması, korkmaması için çabalıyorum. Yeni taşındığımız zamanlar daha zordu, şimdi alıştı ama hâla aklım hep onda oluyor. İş yerinde telefon kullanmak ile ilgili bir kısıtlama yok ama kimi işyerlerinde böyle uygulamalar olduğunu biliyoruz. Eğer telefon kullanmanın yasak olduğu bir işte çalışıyor olsaydım kızıma her istediğimde ulaşamamak, benim için çok daha zor olurdu. Kreşler okul öncesiyle gündüzleri ilgileniyor sadece. Okulların ders saatleri dışında da etüt saatleri olabilirdi ve çocuğu olan kadınlar okulun açık olduğu saatler içerisinde çalıştırılabilirdi. Aslında hakkımız olan işyerlerinde kreşler olması tabi ama patronlar böyle bir olasılık yokmuş gibi davranıyor. Tabii işyerinde kadın olmanın ayrıca da zorlukları var. Kaba ve ilgisiz davranışlarından dolayı çalıştığım işyerinde hoş karşılanmayan bir erkek mesaidaşım, benim sevilen bir işçi olmamı kadın olmama bağlamıştı ve bağlı olduğum amirlere de durumu bu şekilde lanse etmişti. Hiç hoş bir durum değildi. Mesleğin önüne cinsiyetin konulması maalesef ki birçok iş yerinde kadınların karşılaştığı bir sorun. Erkeklerden başarılıysan kadın olduğun için kayrıldığıdan dolayı başarılısın algısını yaratıyorlar. Bir sürü zorlukla aynı anda uğraşmak çok yorucu ama biz iyi bir yaşamı hak ediyoruz ve bunun için mücadele etmek zorundayız.
'Bayrama dönüştürdüğümüz 1 Mayıslara kadar mücadelemizi artıracağız'
Damla Gedik, Ankara, Sağlık Çalışanı, 30 yaşında
İşverenler, sektör bazlı iş tanımı değişmekle birlikte kadınları müşteri çekme aracı olarak görüyorlar. Bir erkek çalışana yaptırmadıkları şeyleri, temizlik, çay-kahve servisi gibi asıl görevlerinin dışında kalan şeyleri de kadınlara yaptırıyorlar. Evlilik/hamilelik gibi durumlar sebebiyle mobbingler ya da işe hiç alınmama durumları yaşanıyor. Psikolojik sorunlar ve beraberinde gelen aile içi sıkıntılar ya da toplumda her an herkesle problem yaşayabilme zorlukları var. Barınma, sağlık gibi temel haklarımız güvence altında olmadığı için ekonomik nedenlerden dolayı iş bulamama korkusu yaşıyoruz. İş bulsak bile adapte olamama, psikolojik baskı görme korkusu ile aslında sessiz kalanlarımız var. Hakkımız olanı aldığımız bayrama dönüştürdüğümüz 1 Mayıslara kadar mücadelemizi artıracağız.
Lale Çukurkavaklı, Ankara İlker KDK, Emekli, 64 yaşında
Emekliyim, pazarda üç soğana, markette on zeytine kaç lira ödeyeceğimi hesaplamaktan canımdan bezdim. Basit bir diş ağrısında üç ay sonraya randevu verilmesine isyan ediyorum. Mutfak tüpü 300 lirayı geçti. Elektrik faturasına bakmadan önce tansiyon ilacımı içiyorum ve buna "yaşamak" diyenlere öfke duyuyorum. Bu yaşamak değil, hakkımız olanı almak için daha çok bir arada olmalıyız.
'Hiçbir kadın kendini yalnız hissetmemeli çünkü yalnız değiliz'
Aslı Ardıç, Ankara Esat KDK, Reklam Sorumlusu, 33 yaşında
Biz emekçi kadınlar olarak birçok sorun yaşıyoruz, evden çalıştığımız süre boyunca mesai saati kavramı yok ediliyor. Evden çalışıyoruz elektrik, internet gibi giderleri biz karşılanmak zorunda kalıyoruz. Çalışanları motive etmeleri gerekirken üstüne bir de mobbinge maruz kalıyoruz. Uzun çalışma saatlerimiz var, hafta sonu iznine de göz dikiliyor. Üstüne üstlük aldığımız üç kuruş da enflasyon karşısında eriyip gidiyor.
Tüm bunların üstüne bir de evde, mahallede ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Ev işlerinde kadın erkek eşitsizliği, işe alımlarda cinsiyet eşitsizliği, maaşlarda eşitsizlik bunlar yaşadığımız ve çözülmesi gereken temel sorunlarından bazıları. O yüzden dayanışmayı güçlendirmek zorundayız, hiçbir kadın kendini yalnız hissetmemeli çünkü yalnız değiliz.
Hayriye Adıgüzel, Ankara Batıkent KDK, Ev Emekçisi, 38 yaşında
Kadınlar iş yerinde cinsiyetlerinden ötürü ayrımcılığa maruz bırakılıyor, kadın işgücü hafife alınıyor. İş yerinde yaşatılan bu ayrımcılık, stres ve mağduriyet sokaktan tutun da evimizin içine kadar giriyor. Kadınlar yetersiz, yorgun, bitkin hissettirilmeye çalışılıyor. Sokakta, evde biz kadınlara, insani değerimizi hak ettiğimiz, maddi ve manevi olarak emeğimizin karşılığını almayı hak ettiğimiz unutturulmaya çalışılıyor. Ama emekçi kadınlar, işsiz bırakılan kadınlar olarak biz hakkımızı savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz!
'Biz birlikte çok güçlüyüz'
Sema, Seyran KDK, İşsiz, 48 yaşında
İş yerlerinde çifte sömürüye maruz kaldığımız gibi iş bulabilmek için de çok fazla uğraşmamız gerekiyor. Kadın olduğumuz için düşük ücrete ve eşitsizliğe maruz bırakılıyoruz. Bunun yanında yine işyerlerinde taciz ve mobbing ile en fazla biz kadınlar karşı karşıya kalıyoruz. Sokaklarda evde, iş yerlerinde yaşama alanımız gittikçe daralıyor. Bizden çalanların yani patronların hayatlarında bu zorluk yer almıyor. Bu yüzden 1 Mayıs’ı bu öfke ve mücadele heyecanı ile karşılıyorum. Boyun eğmeyen, mücadele eden tüm emekçi kadınları yan yana gelmeye davet ediyorum. Çünkü biz birlikte çok güçlüyüz.