Çeşme Belediyesi tarafından düzenlenen Alaçatı Ot Festivali, bu yıl on birinci kez düzenleniyor. Dünyaca ünlü şeflerin jüri olarak katılacağı, Ege’de yetişen sayısız otun sergilendiği Alaçatı Ot Festivali’nin bu yılki ana teması, evelik otu olarak da bilinen “Labada” otu.
ZEYTİNE SAYGI GECESİ
Sergiler, söyleşiler ve tadım etkinlikleri ile başlayacak olan festivalin ilk gününde zeytin ağacı katliamına dur demek ve farkındalık yaratmak amacıyla Senfoni Orkestrası şefi Tolga Taviş’in sunumuyla Zeytin’e Saygı Gecesi düzenlenecek.
İKLİM KRİZİNE DİKKAT ÇEKİLECEK
11. Alaçatı Ot Festivali sağlıklı ve doğal kaynakları korunmuş bir dünya için katkı sunmaya geliyor. İklim krizine karşı karbon ayak izinin azaltılmasının önemine vurgu yapılıyor. Bitkisel beslenmeden yola çıkılarak, doğayı korumak ve iklim krizine dur diyebilmek fikrinden yola çıkılarak gerçekleştirilen Alaçatı Ot Festivali kapsamında, otları tanıma ve toplama gezilerinden yemek atölyelerine, yabani ot ve bitkilerle beslenme seminerlerinden konserlere kadar birçok etkinlik düzenlenecek.
Ülkenin endemik bitki zenginliğine dikkat çekilecek Festivalin ilk gününde İyengar Yoga Eğitmeni ve Ayurveda Uzmanı Sine Özsoy, saat 13.00’de İmren Han Otel’de “Yabani Otların Ayurvedik Özellikleri” adlı söyleşi yapacak.
Festivalin ikinci gününde ise, Aksaray Üni. Teknik Bilimler MYO Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alptekin Karagöz saat 11.00’de İmren Han Otel’de “Biyoçeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımının İklim Değişikliği Bağlamında Değerlendirilmesi” adlı paneli konuşmacı olacak. Ege Otlarının Kullanım Alanları & Muhafazası ve Sürdürülebilirliği’ni ise Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Dr Neşe Adanacıoğlu anlatacak. Prof.Dr. Ceyhun Dizdarer Labada ve diğer ege otlarıyla sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam hakkında bilgilendirmelerde bulunacak.
‘SADECE BİR FESTİVAL DEĞİL, KAÇIŞ NOKTASI’
Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, Covid-19’un ve Ukrayna savaşının tüm dünya gibi ülke insanını da boğduğunu, mutsuz ettiğini söyledi.
Alaçatı Ot Festivali’nin bir “sevgi ve onarma köprüsü” olduğunun altını çizen Oran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alaçatı Ot Festivali hiçbir zaman sadece bir yemek festivali olmadı. Doğadan koparılmış, betonlar arasına hapsolmuş, bedenlerini ve ruhlarını iyileştirmeye çalışan insanlığın önemli bir kaçış noktasına dönüştü. Bu bilinçle hazırlanan bir program bekliyor insanları.”
