102.000 m2’lik alana kurulu Haliç Kongre Merkezinde iki gün boyunca, birbirinden başarılı olarak gerçekleşen, 15.Yerel Zincirler Buluşuyor 2024 Konferans ve Fuarı ; Gıda zincirinden izlenimler, konuşmalar, hediyeler ve Şevval Sam konseri.
Pier Loti’ye karşı güzel bir manzarada İstanbul, Haliç lokasyonunda iki gün boyunca birbirinden güzel enstantanelere tanıklık ettik.
Birinci Gün, hem açılış konuşmacısı olarak da yer alan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Ticaret Bakanı Prof.Dr.Ömer Bolat ile stant ziyaretlerinde de bulundu.
Paneller arasında “Ekonomiye 360 Derece Bakış/ Riskler ve Fırsatlar” olarak dahil olmak üzere ülkemizin belli başlı perakende gıda tedarikçi ve zincirini bir araya getiren markalarımız dışında önemli sunumlardan ilki olan, esasında bizim kültürümüzün ve unutturulan değeri olarak “Âhi Evran” geleneğini anlatıyor olması ise gelecek kuşaklar açısından da özümüzün niteliğini ortaya koyması açısından da son derece kıymetliydi.
ETİ,COCO COLA,EVYAP gibi birçok sponsorların bahçe dahil kurulan stantlar, eski panayır yeri tadındaydı.
Bir kuş sütü eksikti. Onu da yiyeceklerini kıyıda Martı Kuşları ile paylaşan doğa severler sağladı, bir nevi.
Birinci gün oldukça kalabalıktı. Dışarıda Polonez sosis-sucuk ekmekten; Eren Mantı’ya, Ta-Da Düğün çorbası, özel ıspanaklı üründen; çocukluğumuzun tatlarından Eti Alaska Frigo’ya, Hatay künefesine, Karadeniz organik dahil çaylarına, bir yılda yapamadığı bağlantıyı bir günde yaptığını mutlulukla ifade eden İzmir’li bayi (KervanGıda)ye.
Ödüllü CanPed stant hareketliliğine ve de iki gün boyunca sunumları ile yıllar önceki “Ekmek Teknesi”ndeki performansından zerre kopmayan Kadir Çöpdemir’e oldukça renkli, iki günlük ve bereketli bir katılım vardı.
Hediyesiz stant neredeyse yok gibiydi.
İnsanoğlu dışında yaşayan canlılar için de çevrilen çarklar ve kazanılan ödüller dahil olmak üzere Kedi Kumu üzerinde derin işlemler yürüten ve ürettiği bez çantaları ile gönülleri fetheden, Ceylan Mineral-Toi Moi.
Yeni reklamları piyasada dönmeye başlayacak olan Gürok Grup’un en iyi yatırımı olarak bahsedilen ve bence de hakkı olan AVOYA Markası.
Burdur’da üretilen mineral deposu ürünleri eşsizdi.
Elbette Coco Cola markasının üretim sırrı gibi doğadan insana “katkısız” sunulan ürünleri ile Max Brew.
Ne güzeldi aqua rengi ile katkısız, Hindistan cevizsuyu.
Yine diğer eşsiz bir tat, Züber marka.
Çiğ Köfteye değişik yorum katarak stant ziyareti yapanların arzu ederlerse, fotoğrafını Oscar ödül töreni niteliğine çeviren Bağdat Çiğköfte’nin, “Başarının Tadını Çıkart” hediyesi ile katkısı, hoş bir jestti.
Daha pek çok renk ile Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Ömer Düzgün’n, açılış ve kapanışta ki konuşmalarında ifade etmiş olduğu gibi haklı gurur ve alkışı fazlası ile hak eden bir etkinlikti.
Mopaş ve Onur Marketler gibi yerel firmaları bir raya getiren ve konuşmaları sırasında “Herkes kazansın”diyen, Cemal Özen’in iş yaşamında en önemli unsurlardan biri olan ahlak ve etik anlayışa, firma sahibi olarak özenli konuşması.
“Fijital Çağda Sınırları Aşmak” başlıklı konuşması ile Prof.Dr.Sinan Canan.
“Yapay Zeka ve Dijital Olgunluk”ile Doç.Dr. Murat Levent Demircan moderatörlüğünde sohbet.
Merve Eraslanoğlu moderatörlüğünde, Emre Kurtoğlu(Teknosa) ve Gizem Burcu Bağcı(Penti) ile “Fizikselden Dijitale Yeni Nesil Marka Olmak”
İki günlük yorgunluğu alan ise Şevval Sam konseriydi.
15.yılında tam 15.15 de programlanan konser Karadeniz’den, güncel eserlere kadar tüm katılımcılarla birlikte yorumlanırken, Şevval Sam, liseli kız gibi kıpır kıpırdı.
“Arka taraflar boş dediler aman Şevval Hanımın morali bozulmasın, buradan geçin dediler ama ben arka taraftan geldim. Benim moralimi hiçbir şey bozamaz ben şarkılarımı göz göze okumalıyım” dedi.
Ve güzel fuar bu konserler on beşinci yılında tamamlandı.
Bizde katkıları geçen herkese en alttaki görevliden, en üste ve Birkan Beyefendi olmak üzere herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Böylesine ince bir düşünüş ile sadece ilk gün tüm ziyaretçilere hemen hemen tüm iştirakçilerin ürünlerinden bir torba yaparak hediye eden Ömer Başkan ve ekibini de ayrıca teşekkürler.
Ve tabii ki şehrin içinde bizi köyümüzde, tarlada hissettiren Sütaş’a.
EMEL SEÇEN
